İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in “kara kutusu” olarak tanımlanan İyi Parti yöneticisi Müsavat Dervişoğlu’nun adı, Susurluk kazasıyla ortaya çıkan mafyasiyaset ilişkilerinin içinde geçiyor. Faili meçhul cinayetlerden uyuşturucu satışına, kara para aklamaktan adam kaçırmaya kadar bir dizi olayda rol alanların yolu her nedense Dervişoğlu ile bir yerde kesişmiş. Bunlardan birisi ise olayların tam göbeğinde yer alan Hüseyin Dere. Dervişoğlu’nun kayınpederi.

Ömer Lütfü Topal... Susurluk kazasından sonra ortaya saçılan mafyasiyaset ilişkilerinin ortasındaki eski Kumarhaneler Kralı. Topal, Susurluk kazasından önce 28 Temmuz 1996’da otomobiliyle evine giderken İstanbul, Yeniköy’de uğradığı silahlı saldırıda öldürüldü. Daha sonra Topal’ın çok sayıda kişiye borçlandığı açıklandı. Topal’ın alacaklılarından biri de İstanbul’da Dere Döviz adlı döviz bürosunun sahibi Hüseyin Dere idi.

O dönem basına yansıyan bilgilere göre, Hüseyin Dere’nin sadece 1996’da Topal’a verdiği borç para miktarı, dönemin parasıyla bir trilyon liranın üzerindeydi. Bu paranın hangi işlemler dolaysıyla alışveriş konusu olduğuysa aydınlanmadı. Ama yeraltı dünyasını bilenlerin vurguladığı üzere, kumarhane demek para aklamak demektir. Hangi para aklanır? Uyuşturucudan ya da diğer yasadışı işlerden gelen kara para!

İbrahim Şahin’in, Doğu Perinçek’e el yazısı ile verdiği not, Dervişoğlu’nu işaret ediyor.

DERVİŞOĞLU: BENİM TİCARETİYLE İLGİM YOK

Hüseyin Dere, Müsavat Dervişoğlu’nun kayınpederi. Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in açıkladığı suikast planıyla ilgili İbrahim Şahin’in el yazısıyla yazdığı belgede de Dere Döviz yazıyor.

İbrahim Şahin’in adı Perinçek’e yönelik suikast iddiaları arasında geçiyor. Şahin’i, 2006 yılı sonunda Muzaffer, Tekin Perinçek’in yanına getiriyor. Şahin, Perinçek’e suikast yapacak kişinin adını bir kağıda el yazısıyla “Müsavat Dervişoğlu, MİT’in kadrolu elemanı” diye yazıyor. Ayrıca aynı yerde Dere Döviz diye bir ibare de yer alıyor.

Aydınlık ve Ulusal Kanal, 4 Haziran günü Müsavat Dervişoğlu’na İzmir’de düzenlediği basın toplantısında başka gazetecilerin önünde İbrahim Şahin’in elyazısıyla yazdığı bilgileri sordu. Soru ve yanıtlar, Aydınlık’ın 5 Haziran günlü sayısında tam metin yayınlandı.

Sorulardan biri de şuydu: “Bu Dere Döviz nedir? Sizin bağlantınız nedir? Dere Döviz’in kara para akladığı ve kirli ilişkiler içerisinde bulunan bir yer olduğu belirtiliyor. Sizin bağlantınız nedir?”

Dervişoğlu bu soruya şöyle yanıt verdi:

“Dere Döviz ile alakalı olarak böyle bir iddia yoktur. Eğer öyle bir iddia yeni gündeme gelmiş ise bu da bir iftiradır. Ticareti ile hiç ilişkim bulunmayan, vefat etmiş kayınpederime ait bir döviz bürosudur Dere Döviz.”

Dere Döviz konusundaki bilgileri haberin girişinde verdik. Dervişoğlu, Dere Döviz hakkında kara para aklama ve kirli ilişkiler içinde olduğu yönünde iddia olmadığı konusunda da gerçeği söylemiyor. Çünkü, Dere Döviz Susurluk kazasından sonra ortaya saçılan siyasetmafya ilişkilerinin merkezindeki olaylardan biri olan Ömer Lütfü Topal cinayetiye bağlantılı soruşturuluyor. Hatta olayın göbeğinde yer alıyor. Bu konudaki iddialar o zaman da basında çokça haber konusu olmuştu. Sarıyer Savcılığınca Topal cinayetiyle bağlantılı olarak Dere Döviz’in hesapları incelemeye alındı. O dönemdeki çarpıcı iddialardan biri de şuydu:

“Dervişoğlu’nun kayınpederi olan Hüseyin Dere, Ömer Lütfü Topal öldürüldükten sonra Mehmet Özbay sahte kimlikli Abdullah Çatlı’ya 500 bin dolar ödemeyi yapan kişi.”

Müsavat Dervişoğlu’nun Aydınlık’ın sorusuna verdiği yanıtta “Ticareti ile hiç ilişkim bulunmayan” vurgusu ile bu ilişkilerle bağlantısını gizlemeye çalışması gözlerden kaçmıyor.

Susurluk Raporu’nda Topal’ın alacaklıları arasında Hüseyin Dere’ye ait Dere Döviz de yer alıyor.

MİT RAPORUNDAN: CIA, KARA PARA, FETULLAH...

MİT Müsteşarı Sönmez Köksal imzalı 17.12.1996 tarihli MİT’in Susurluk raporunda Mehmet Eymür’den, Dervişoğlu’na kadar uzanan Susurluk kazasıyla ortaya saçılan ilişkiler zincirinde Fetullah Gülen’in rolüne dikkat çekiliyor: “Abdullah ÇATLI’nın İSVİÇRE’de uyuşturucu kaçakçılığından tutuklu bulunduğu cezaevinden, CIA Türkiye İstasyon Şefi tarafından kaçırılması, ölümünden sonra “ÇİLLER Özel Örgütü”nün kirli işler şefliğine yükselen H. KIRCI’nın, Fethullahçı olduğunu açıklaması, Fethullah Hoca’nın ÇİLLER’in kara para aklama işinde gizli ortağı ve Fethullah Hocacıların CIA’nın bölgemizdeki en önemli sivil toplum kuruluşu olması, ‘ÇİLLER Özel Örgütü’nün, CIA ile nasıl iç içe olduğunun açık bir kanıtıdır.”

ÖMER LÜTFÜ TOPAL VE UYUŞTURUCU

Başbakanlık Teftiş Kurulu’nun hazırladığı Susurluk Raporunda, Ömer Lütfü Topal şöyle geçiyor:

“Geçmişini tombalacılıkla sağlayan ve kokaini Türkiye'ye getiren adam olarak tanınan, sonraları Kumarhaneler Kralı olan TOPAL, 19781981 yıllarında Belçika'da, 19811984 arasında ABD’de uyuşturucu kaçakçılığından hapis yatmıştır. Geçimini kaçak kumarhaneler işleterek temin eden ve İstanbulYeşilyurt’taki kumarhanesiyle tanınan TOPAL 1990 yılından itibaren Caddebostan Büyük Kulübü işletmeye başlamıştır. Bu tarihten sonra İsrailli kişilerle ortak olarak şirketler kurmuş ve Emperyal Şirketi bünyesinde senelik kazancı 1.1 milyar dolarlık bir servetin sahibi haline gelmiştir. (Gayrimenkûl ve menkûl değerlerle ilgili, sahifeler dolusu mal varlığına ilişkin liste Hesap Uzmanları Kurulunca belirlenmiştir.)

Topal, yurt içinde ve dışında gazino işletmeciliği, seyahat acentalığı, sigorta, menkul değerler aracılığı, döviz alımsatımı, gıda, enerji, petrol, inşaat ve sanayi sektörlerinde faaliyet gösteren çok sayıda şirketin de kurucusu ve sahibidir. (…) TOPAL'ın ölümünden sonra eşi Hilâl hanıma 105 milyon dolarlık bir borç toplamı gösterildiği basında da yer almıştır. Gerçekten bazı tefecilere dahi borçlandığı ve TOPAL'ın zaman zaman inanılmaz şekilde nakit para sıkıntısı çektiği, 1995’ten itibaren bu sıkıntının arttığı, önceleri Bankalardan borç aldığı ve Necati KURMEL'in kendisine kefil olduğu bilinmektedir. Sonraları ve 1996'da zaman zaman para sıkıntısının had safhaya ulaştığı ve TOPAL'ın evine 50 milyon TL bırakamadığı günlerin geldiği anlatılmaktadır. (Hesap Uzmanlarının aldığı ifadeler iddiaları teyit etmektedir.) Gizlenen Derin Devlet Raporu, Kaynak Yayınları, 1. Basım Mart 2021

MİT Müsteşarı Sönmez Köksal imzalı raporda da Topal’ın uyuşturucu ve döviz işleriyle bağlantısı hakkında “İstanbul'da kendisine ait Emperyal Gazinosu'nda uyuşturucu sattığı, bu arada bazı emniyet mensuplarına döviz karşılığı rüşvet verdiği duyumları alınmıştır” bilgisi veriliyor. (MİT’in Çiller Örgütü Raporu, Kaynak Yayınları, 3. Basım, Kasım 2019)

KOMİSYONU RAPORUNDA DÖVİZ BÜROLARI

TBMM Susurluk Komisyonu’nun 3 Nisan 1997 tarihli Raporunun genel değerlendirme bölümünde döviz büroları, uyuşturucu ve kara para aklama faaliyetleriyle ilgili şu bilgiler veriliyor: “Organize suç örgütlerinin devlete sızmalarının bir nedeni de, ekonomiktir. Bu örgütler ekonomik güç elde etmek için siyasal gücü de kullanmaktadırlar. Kara paranın aklanmasında, özellikle uyuşturucudan sağladıkları gelirlerin (tahminen 50 milyar dolar) aklanması gerekliliği devlete sızmalarında etkili olmuştur. Kara paranın aklanması için çok sayıda kumarhane ve gazino açılmasına izin verilmiştir. Bankacılık mevzuatında yapılan düzenlemelerden sonra banka kurulması kolaylaştırılmış hatta tek şubeli banka açılmasına izin verilmiş ve bazı bankaların mevduat ve öz kaynaklarının üzerinde Hazine Bonusu ve Devlet Tahvili alarak sözkonusu kara paralarını aklamalarına olanak sağlanmıştır. Döviz bürolarının sayısı hızla artarak bu işlemleri kolaylaştırır hale gelmiştir. Kara paranın aklanmasına uygun şartlar her dönem hazırlanmıştır.”

Aydınlık