H&M markasına ait reklamda, cinsellik ve erotizm içeren ifade ve görüntülerin “18+” ibaresine yer verilmeden sunulması nedeniyle Ticaret Bakanlığı Reklam Kurulu tarafından söz konusu reklamın durdurulmasına karar verildi.

H&M markasının “Seçtiğim Ailem” başlıklı ve yasaklanan reklamında; seçilmiş aile kavramı kullanılmakta, izleyici LGBTQIA+ aileleri ile tanıştırılmaktadır. Reklam filminde yer alan görüntülerin tamamı eşcinsel ilişkilere dairdir.

Türkiye Barolar Birliği, bu reklamın durdurulması kararına katılmayarak karşı oy beyanında bulunmasına hukukçular tepki gösterdi.

"Türkiye Barolar Birliği, insan hakları sosuna bulanan bu bilim dışı propagandayı nasıl kabullenmektedir? Birliğimiz, Anayasamızda bütün yurttaşlarımızın kayıtsız şartsız eşit olduğu ve yasalarımızın herkesi hiçbir ayrım gözetmeksizin koruduğu gerçeğinin üzerinden atlayarak LGBTİ dayatmasına insan hakları maskesi takmaya devam mı edecektir?" diyen Hukuk Analiz internet sitesi açıklamaya şöyle devam etti: 

"Çocuklara yönelik ürünlerin de reklam ve satışının yapıldığı bir eticaret sitesinde, H&M markasına ait reklamda, cinsellik ve erotizm içeren ifade ve görüntülerin “18+” ibaresine yer verilmeden sunulması nedeniyle Ticaret Bakanlığı Reklam Kurulu tarafından söz konusu reklamın durdurulmasına karar verilmiştir. Kararın gerekçesinde reklamın “Çocukların ve gençlerin zihinsel, ahlaki, psikolojik ve toplumsal gelişim özelliklerini olumsuz yönde etkilediği, kültürel ve ahlaki sosyal davranışları bozmaya, değiştirmeye yönelik olduğu” vurgulanmıştır. Basında yer alan bilgilere göre, Ticaret Bakanlığı Reklam Kurulu’nda temsil edilen

Türkiye Barolar Birliği, reklamın durdurulması kararına katılmayarak karşı oy beyanında bulunmuştur. Yani TBB, alfabenin harflerinin bile artık yetersiz kaldığı toplumsal cinsiyet kimliklerinin meşrulaştırılmasına onay vermiştir. H&M markasının “Seçtiğim Ailem” başlıklı ve yasaklanan reklamında; seçilmiş aile kavramı kullanılmakta, izleyici LGBTQIA+ aileleri ile tanıştırılmaktadır. Reklam filminde yer alan görüntülerin tamamı eşcinsel ilişkilere dairdir. LGBTQİA+ kısaltmasıyla tanımlanan ve sayısı tam olarak bilinemeyen cinsiyet kimliği bildirimleri ise izaha muhtaçtır.

Türkiye Barolar Birliği, insan hakları sosuna bulanan bu bilim dışı propagandayı nasıl kabullenmektedir? Birliğimiz, Anayasamızda bütün yurttaşlarımızın kayıtsız şartsız eşit olduğu ve yasalarımızın herkesi hiçbir ayrım gözetmeksizin koruduğu gerçeğinin üzerinden atlayarak LGBTİ dayatmasına insan hakları maskesi takmaya devam mı edecektir? Gençlerimize doğal cinsiyetlerini ve doğal ailelerini reddetmeyi tembihlemenin insan hakları ile ilgisini açıklayabilecekler midir? Türkiye Barolar Birliği, gençliğimizi kendisi, ailesi ve toplum ile kavgalı hale getirerek mutsuzluğa sürükleyen ideolojik bombardımanın parçası olduğunun farkında mıdır? Söz konusu reklam Anayasa’nın “Aile, Türk toplumunun temelidir. Devlet ailenin korunması, huzur ve refahı için gerekli tedbirleri almak zorundadır.” hükümlerini içeren 41. maddesine nasıl uygun görülmüştür? Anayasa değişmiştir, eşcinsel evlilikler yasallaşmıştır da bizim mi haberimiz yoktur?

Türkiye Barolar Birliği, reklamda belirtildiği üzere, aile bireylerinin zorunluluktan bir araya geldiğini ve çekirdek ailenin birbirini gerçekten sevmeyen, desteklemeyen insanlardan oluştuğunu mu düşünmektedir? Aileyi, LGBTİ hareketinin savunduğu biçimiyle tıpkı cinsiyet tanımlarında olduğu gibi atanmış (zorunlu) ve seçilmiş (tercih edilen) olarak ayırmakta mıdır? Türkiye Barolar Birliği, çocuğu açıkça cinsel biçimde kendini ifade etmeye teşvik etmek veya zorlamanın, uygunsuz cinsel materyallere maruz bırakmanın, uygunsuz performanslarda kullanmanın şiddetin bir biçimi olduğunu bilmemekte midir?  Söz konusu reklamda çocukların kullanılmasının ve o reklam ile çocuklara verilen mesajların sakıncalı olduğu anlaşılmamakta mıdır? Reklam Kurulu görüşmelerinde, devletin çocukları korumak zorunda olduğunu belirten yasal mevzuat TTB Temsilcisi tarafından heyete aktarılmamış mıdır? Türkiye Barolar Birliği, çocuğu ve aileyi hedef alan, LGBT propagandası içeren yayınlara karşı tutumunu kamuoyuyla paylaşmalı ve endişelerimizi gidermelidir. 

Barolar ve Çocuk Hakları Merkezleri, çocuk ürünlerinin satışının yapıldığı eticaret sitesinde yer alan cinsel içerikli metinlere ve çocuklara yönelik LGBT propagandasına tepkisiz kalmamalıdır. Hukukçuları temsil eden saygın bir meslek örgütü olan Türkiye Barolar Birliği’nde ve bağlı barolarda, yönetimleri her seferinde yanlışa sürükleyen LGBTİ Merkezleri kapatılmalıdır. Hukuk Analiz ekibi olarak; yiyecekiçecekgiyim markalarının bile, hiçbir alakası bulunmadığı halde LGBTİ reklamı yarışına girdiği bugünlerde, Batılı emperyalistlerin dayatmalarını kabul edecek bir TBB yönetiminin hukukçuları temsil etmekten uzak olacağını ilan ediyoruz. İl Barolarımızı ve avukatlarımızı TBB’nin bu tavrına karşı mücadeleye davet ediyoruz."