68 hareketinden 2000’lere her dönemin adamı Cengiz Çandar, ordu düşmanlığıyla tekrar sahne aldı. Gazeteci kimliğiyle ABD’nin bölgedeki planlarına hizmet eden Çandar, CIA ve Pentagon’un adamlarına yakın olmakla övünür, Türkiye’ye ABD sopası gösterirdi. Cengiz Çandar uzun süredir sessizdi. Sessizliğini, Twitter’da, Kılıçdaroğlu'nun Türk Ordusunu hedef aldığı konuşmasına destek verdiği “Bravo Kılıçdaroğlu! Bugünkü unutulmaz konuşman için. Tekrar tekrar bravo Kılıçdaroğlu!” mesajıyla bozdu. “Ben buradayım” dedi.

Çandar, Turgut Özal döneminde parladı. Türkiye’de neoliberal dönemde gözde analist oldu. Amerika’nın bölgemize saldırdığı günlerde Amerika adına Türkiye’ye karşı kalemini sopa gibi kullandı. Ergenekon tertibinin bozulması ve 15 Temmuz darbe girişiminin bertaraf edilmesi sonrası sessizliğe gömülmüştü. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ordu düşmanı çıkışıyla bir kez daha ses verdi ve yeni dönemde ‘ben de varım’ dedi. Uzun süredir sessiz kalan ve basının önemli köşelerinden kovulan Çandar’ı bugünün kuşakları pek tanımaz. Aydınlık arşivindeki bilgilerden onun kısa bir portresini çıkardık:

AYDINLIK’TAN DÖNEKLİĞE

1968 yılında yükselen devrimci gençlik hareketleri döneminde Doğu Perinçek ve Aydınlık Hareketi'nde yer aldı. TİİKP Merkez Komitesi üyeliği görevini yürüttü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğrenci Derneği Başkanı olarak faaliyetlerde bulunduğu için 12 Mart Askeri Müdahalesi'nin sakıncalılar listesine girdi. Yurt dışına kaçtı. Filistin direnişinin yükseldiği yıllarda Şam ve Beyrut'ta bulundu. 21 Şubat 1973 tarihinde İsrail’in Lübnan baskınında şehit edilen Bora Gözen ve 7 arkadaşının kampında o da vardı. Saldırıdan önce kuşkulu şekilde bölgeden uzaklaştı. Daha sonra Avrupa’ya gitti. 1974 yılında Türkiye'ye döndü. 1976'da Vatan gazetesinde dış haberler şefi ve dış politika yorumcusu olarak gazeteciliğe başladı. Sırasıyla Türk Haberler Ajansı, Cumhuriyet, Hürriyet, Güneş, Sabah, Yeni Şafak, Referans ve Radikal gazetelerinde çalıştı.

ÖZAL’IN GÖZDESİ

19911993 arasında Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın özel danışmanı olarak görev yaptı. Bu dönemde yükselen PKK hareketini yakından takip etti. Barzani ve Talabani ile de Özal adına görüştü. ABD’nin bölgeye müdahalelerini hararetli şekilde destekledi. Yugoslavya’nın parçalanma döneminde ise Balkan ülkeleriyle ilgilenmeye başladı. 28 Şubat dönemi sonrası 19992000 yılları arasında Washington'da ABD'nin önemli araştırma merkezlerinde geçirdi. CIA’nın, Türkiye ve Orta Doğu istasyon şefleriyle yakın dostluğu oldu. Onların tezlerini Türkiye’ye boca etti. Vatanseverlere ABD sopası gösterdi. Fetullah Gülencilerle dostluğu dikkat çekiciydi. PKK ve HDP’lilerin yakın dostuydu. Türk istihbarat raporlarında ABD ve CIA'cılarla yakınlığı ifşa oldu. İsmi “Para alan gazeteciler listesi”nde yer aldı. Bunlar zaman zaman basına da yansıdı. Aydınlık da bunları yazdı.

IŞİD'le çatışmalarda ölen PKK mensubu Ayşe Deniz Karacagil hakkında 30 Mayıs 2017 tarihinde sarf ettiği sözler nedeniyle Ocak 2021'de hakkında yakalama kararı çıkarıldı.

İSTİHBARAT RAPORUNDAKİ ÇANDAR

MGK’ya sunulan 2000 tarihli askeri istihbarat raporunun 35. sayfasında, Cengiz Çandar'la ilgili şu değerlendirmeler yapılıyor: “Sabah gazetesi yazarı Cengiz Çandar şu anda ABD'de ve Birleşik Devletler Barış Enstitüsü (USIP)'nde çalışıyor. Kontrat süresi, Ekim 1999 Haziran2000 arası. Projesinin amacı Demokrasi ve İslam'ı birleştirmek.”

Rapor, Çandar'ın yabancı istihbarat servisleriyle yakınlığının nasıl oluştuğunu da şu cümlelerle anlatıyor: "Cengiz Çandar'ı Filistin kamplarında maceracı genç militanlıktan MİT'ten CIA'ya kadar uzanan bir yolda yürürken, gazeteci kimliğini örtü olarak kullanıp yabancı istihbarat servislerine teori üretip Türkiye'nin siyasal, toplumsal ve ekonomik olayları hakkında raporlar düzenlemeye yönelen kimlerdir? Elbette ki; ulusal gençliği yasadışı örgütlenmeler ile medya gücünü elinde tutarak, siyasal otoritenin hoşuna giderek, devletten geçinmeye alışmış olanlardır." (Aydınlık, 26 Ocak 2003.)

HASAN YALÇIN’IN KALEMİNDEN...

Bir insanın yaşamındaki kırılma noktalarını alt alta yazarsanız, kişiliğinin röntgeni çıkar ortaya. İşte Cengiz Çandar'ınki: 1968'de "Kahrolsun Amerikan emperyalizmi" diyen bir devrimci; 1970'te sonradan çıkarılıncaya kadar Türkiye İhtilalci İşçi Köylü Partisi Merkez Komitesi Üyesi; 1971'de Filistin'de gerilla; 1970'lerin ikinci yarısında Yaser Arafatçı; 1980'de Humeynici; 1987'de MİT Müsteşar Yardımcısı meşhur Hiram Abas'ın adamı 1990'da Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz'ın yanında "resmi" görevli; 1991'de Turgut Özal'ın Danışmanı ve bendesi; NATO seminerlerinde eğitimci; "ABD Çevik Kuvveti'nin karargâhına girebilen tek Türk gazeteci"; Graham Fuller gibi CIA yöneticilerinin meslektaşı ve özel dostu; Mesleğe Vatan gazetesinde başlayıp, Cumhuriyet, Hürriyet, Güneş ve Sabah'tan geçerek Yeni Şafak'ta karar kılmış, Karen Fogg'un makbuz karşılığı parayla yazı yazdırttığı gazetecisi; Gerektiğinde Türk, gerektiğinde Osmanlı, gerektiğinde dönme, ama hepsinden fazla Amerikalı. Özetle, Bilimsel Sosyalizmden dinciliğe savrulan bir ideoloji ve kurtuluş savaşçılığından emperyalizme atlayan bir siyasal çizgi. (Yeni Yüzyıl, 1 Ocak 1995)

Cengiz Çandar'ın soy arayışında, köksüzlük duygusunun ve yaslanma ihtiyacının rolü herhalde küçümsenemez. CIA ve Pentagon eksenli ilişkileriyle övündüğü ve Türkiye'ye saldırdığı ölçüde, bu ülkede ve tarihinde bir yerlere tutunmaya çalışması doğaldır. Sadece kişisel güvenliğin değil, emperyalizmi savunurken inandırıcı olabilmenin de gereğidir bu. (...) Ama anlaşılıyor ki, vezirler soyundan geliyor olmak, Cengiz Çandar'ın ruh huzuru için yeterli değildir. Türkiye Musevilerinin çıkardığı Şalom dergisi mikrofon uzattığında, bu kez, "Dönme" olduğunu keşfedecektir.

Cengiz Çandar'ın Turgut Özal'a bağlılığı esas olarak örgütseldir. İkisini birbirine bağlayan, ikisinin de bağlı oldukları yerdir; yani Amerika. Cengiz Çandar, bu ilişkiler üzerinden kayıp gitmiştir, CIA'cıların sosyetesine ve bu ilişkiler sayesinde Pentagon'un girilmez yerlerine giren adam olmuştur. Kendisi Özal'a bağlanışının tarihini 1991 olarak veriyor. Yanlış. Daha 1987'de, Turgut Özal'ın Suriye'ye götürdüğü heyette, MİT içindeki CIA'cı kliğin şeflerinden Hiram Abas'la birlikte yer almış olduğunu biliyoruz. Cengiz Çandar'ın Turgut Özal'a duyduğu aşka benzer duyguların gene de açıklanması gereken bir yanı kalmıyor mu? Yani örgüt veya çıkar bağı... (Hasan Yalçın, Dönekler, 8. baskı, Kaynak Yayınları, İstanbul, 2020, s.5981.)