FÜSUN İKİKARDEŞ

Hakkarigücü Spor Kulübü, dernek statüsünde kurulmuş. Şunun şurasında 13 yıllık bir takım, ama 1. Lige yerleşmiş, bu sene dördüncü seneleri. Gelgelelim, müthiş bir darboğaz yaşıyorlar. Bu sezon ya düşecekler ya kalacaklar. Tembellikten, beceriksizlikten ya da disiplin eksiğinden falan değil, onlar fazlasıyla var. Hakkarigücü’nde. Araftalar, çünkü maddi olarak iflasın eşiğindeler. Öyle zorluklarla bugünlere gelmişler ki, takımın ellerinden kayıp gitmesine yürek dayanmaz. O yüksek dağların eteğinde öyle engeller aşmış, kızlara öyle umut olmuşlar ki, vazgeçmek olmaz. Bakın başlarındaki derde, kulak verin Cemile Hoca’ya.

Kadın futbol takımımızın durumu iyi değil… Destek olarak VEDAŞ, yani Türkerler Holding 20212022 sezonu için 500 bin TL bütçe ayırdılar takıma. Bunun 430 bin TL’si katılım zorunluğu olan 20202021 sezon Antalya turnuvası, şu an ki takımı bir araya getirmek için yapılan harcamalar, kulüp ihtiyacı, sporcuların ulaşım ve maaş harcamaları için kullandık. İçerde kalan sponsorluk paramız 70 bin TL! Öte yandan 2021 2022 sezon takım sayısı 23.

Sadece uçak ve konaklama için asgari hesaplamalara göre net 800 bin 800 TL tutarı var. Sporcu maaşları, kulüp ev giderleri hariç! Yeni sezon Kasım ayında başlıyor ve çok çaresizim… Takım düşme durumu olabilir. 1.lig temposu ve kalite farklı. 70 bin TL ile lige nasıl gireceğiz, fikrim yok. Tüm takımlar toplanmış herkes çalışıyor biz hariç! Ne yapacağımızı bilmiyoruz… 800.800 TL konaklamalar ve ulaşım, 515.000 TL sporcu maaşları lisans işletimleri bedelleri var. Hayır sever iş adamların desteklerine ihtiyacımız var.”

SÜREYYA AYHAN ÖRNEK OLDU

 Futbol nasıl aklına girdi? Bu kadar direnme, mücadele nasıl başladı? 22 yıllık sporcu, futbol hakemi, antrenör, Hakkarili Cemile Hoca’nın futbol hikayesini dinledik. “10 yaşlarındayken (1999 yılında 12 yaşındaydım) Süreyya Ayhan vardı, onu örnek alırdım. Başarı çizgisine özenirdim. Mahallelerde top oynardım. Bir şeylerden haberimiz yoktu. Spor hayatımda hep mücadele ruhum vardı. Çocukları toplardım top oynardık. 12 yaşında kaptanlık yapardım. Atletizm hocam vardı beni kaptan olarak takımın başına bırakırdı. Hocaya söylerdim, ısınmaları bir gün ben yapayım bir gün arkadaşlarım yapsın derdim. Hocam beni seçerdi, bana güveniyordu. Aslında sessiz bir sporcuydum, içime kapanıktım. Hocanın ne kadar kitabı varsa okuyordum. Atletizmde sesimizi duyuramadık, ezik kaldık. Sanıyorum bundan kaynaklı futbola başladım. Her şey sahada bitiyordu. UEFA A lisansı aldım, futbol hakemi oldum. Bir gün maç yönetirken, ‘Neden kızlar da futbol oynamasın, diye düşündüm. Sekiz kız yola çıktık. 2008’de kulübü kurdum, 8 sene kaptanlığını da yaptım. Hevesliydim, yaşım da küçüktü. Erkeklerin formalarını giyiyorduk. Tarla gibi bir sahamız vardı. Kız çocuğusunuz, gidin iki bulaşık yıkayın, diyorlardı. Kız kıza top mu oynanır, diyenler vardı. Bizim bir il temsilcimiz vardı. Futbolu sadece oynardım. İl temsilcisi yanına gittik lisans çıkarma yolunu sorduk, yola çıktık. 8 kişiyle başladık, başarılıydık.

 HİÇ KİMSE BİZİ YENEMİYORDU

 “Lige girmeden önce herhangi bir yaş kategorosinde Türkiye şampiyonasına girmek zorunluğu vardı. Bizim maceramız Maraş’ta başladı. Orda girdik ve üçüncülük aldı. Ligimizin ismi Bölgesel’di, sonra 3. Lig ismiyle anıldık. Sonra bölgenin şampiyonu olduk. Hiç kimse yenemiyordu. Daha sonra 2. Lig kuruldu, direk 2. Lige yükseldik. Çünkü 3. Ligde takım sayısı artınca mecburen 3. Lig kuruldu. O zaman 2. Lig 12 takımdan oluştu, diğerleri 3. Ligde kaldı. Takım sayısı çoktu, 30’a yakın takım vardı. Biz çok hızlı gelişiyorduk, diğer takımlar geride kalıyordu. Mesela 25 0 bitiyordu. Bir keyfi yoktu! 2. ligde biraz daha çekişmeli geçti. Beş yıl, biz 2. Liglerin batı takımlarıyla oynadık. Playoff’dan dönüyorduk. Beş sene boyunca eleniyorduk. Önemli noktaya geleceğim: 20172018 senesinde resmi olarak takımın başına hoca olarak geçtim. O yıl takımı birinci lige çıkarttım.”

SPORCULARLA İYİ İLETİŞİM

Nasıl yaptı bunu Cemile Hoca? Neye borçlu? Kendi analizi şöyle:

“Sporcularımla iletişimim çok yüksek. Rol model olmak istiyorum. Kaptanlık yaparken beni dinlerlerdi. Oyuncu olarak sahadayken sadece maçı düşünürdüm. Başına geçince bambaşka bir dünyadasın. Bütün sporcu grubunu avucunda tutup bütün psikolojiyi yönetmen gerek. Bunun için de eğitim aldım. Kadın futbolunda duygu durumu bambaşka. Duygusalız. Güven çok önemli, kadınların güveni kırılmamalı. 20172018 hedefe odaklı çalıştık. O yola baş koydum. Hedefimi koydum. Altı ay Van’da çalıştım, imkanlar daha iyiydi. Bir nedeni daha vardı: Orda kızlarımız üniversite okuyordu. Hakkari’ye gelip gitmeleri zordu.“

Aydınlık

Yarın: 1. Lige çıktığımızda Hakkari sokaklarında zafer marşları söyledik