CHP, İyi Parti, HDP ve SP arasında yapılan “gizli ittifak”ın “gizli planı” deşifre oldu. “Millet İttifakı”nda “Bölücü Anayasa” paniği yaşanıyor.

Son genel ve yerel seçimlerde “Millet İttifakı” ile HDP arasında yapılan gizli ittifak ve sonrasında yaşanan gelişmeler ortaya çıkmaya devam ediyor. CHP, İyi Parti, HDP ve SP arasında yürütülen ve ilk kez Aydınlık’ın gündeme getirdiği “Bölücü Anayasa” çalışması İyi Parti Milletvekili Ümit Özdağ’ın açıklamalarıyla netlik kazandı. Olay, “ABD’nin ‘Türkiye’yi hizaya getirmek’ amacıyla ‘muhalefetin örgütlenmesi’ çalışmasına çok önceden başladığı” şeklinde değerlendirildi.

CHP TEMKİNLİ İYİ PARTİ PANİKTE HDP SAKİN

“Bölücü Anayasa” çalışmalarına katılan CHP’de suskunluk sürerken, metnin “anayasa taslağı” değil, bir çalışma olduğu iddiaları öne çıktı. HDP tartışmaları sakin bir şekilde izlerken, ittifakın açık hale gelmesinden “gizli bir memnuniyet” duyuyor. HDP yöneticileri Meclis’teki sohbetlerinde olayı küçümseyerek, “Ne var bunda” demekle yetiniyorlar.

Daha çok milliyetçi seçmene hitap eden İyi Parti’de ise tam anlamıyla panik yaşanıyor. Olayın açığa çıkması sonrasında İyi Parti’den peş peşe yapılan açıklamalarda “Bölücü Anayasa” çalışmaları yalanlansa da toplantıya katılan isimlerden “Ben bir sefer katıldım” yanıtının gelmesi dikkat çekiyor. Genel Başkan Meral Akşener, “Ne CHP ile ne HDP ile ne de SP ile anayasa çalışması yapmadık” ifadesini kullansa da tartışma büyüyor. Son kongreye kadar parti yönetiminde olan bir milletvekili ortaya çıkan durumla ilgili, “Ben de şaşırdım. Bu kadar ayrıntıyı bilmiyordum” diye konuştu. Gelişmeler karşısında şaşkın olduğunu söyleyen eski bir GİK üyesi partideki gelişmeleri şöyle anlattı:

“Genel Merkez suçluluk telaşında. Tabanımızın kabul edemeyeceği anayasa çalışmaları için görevlendirmeyi kendileri yaptığı için panikteler. Genel Başkan Meral Akşener ve diğer yöneticiler bu çalışmayı reddetseler de çalışmaya başkanlık eden İbrahim Kaboğlu bunu doğruladı. Aslında her şey ortada. Ama tabanın tepkisi önlenmek için yalanlama yolu seçildi. Olayın üstü örtülmeye çalışılıyor. Sosyal medya üzerinden Ümit Özdağ’a linç kampanyası yaptırılarak, hakaret edilerek, Özdağ’ın itibarsızlaştırılması ve açıklamalarının etkisizleştirilmesi amaçlanıyor.”

HDP’YE HAZIRLIK

Bu arada yaşananları “İyi Parti’yi HDP’ye hazırlamak” olarak değerlendirenler de var. İyi Parti’nin kuruluşunda görev almış, milletvekili adayı olmuş bir İyi Partili de şu bilgileri verdi: “Bu çalışmanın tarihi 2018. Son derece gizli bir çalışmaydı. Asıl ondan sonrası önemli. İyi Parti’de kongrelerde önemli gelişmeler yaşandı. İllerde, ilçelerde, parti organlarında sessiz bir operasyon yapıldı. HDP ve FETÖ ile birlikte hareket edilmesine itiraz etmeyecek kurşun askerler göreve getirildi. Farkındaysanız CHP sakin. Neden? Çünkü parti yönetimi de parti tabanı da HDP ile ittifaka hazırlandı. Şimdi aynı şey İyi Parti için yapılıyor. İyi Parti ve tabanı HDP ile ittifaka hazırlanıyor.”

ÜST AKILIN İŞİ

Bütün bunların sadece parti yönetimindeki birkaç kişinin fikri olamayacağını kaydeden İyi Parti Kurucusu, “Bu konu o kadar basit değil. Türkiye için yapılan büyük planın parçası. Bu işleri yöneten bir üst akıl var. Bunların hepsi onun işi. Bu yapılanlar ortaya çıkınca, Amerika’da yapılan ve raporlara geçen ‘Türkiye’de muhalefetin örgütlenmesi, desteklenmesi’ ifadeleri bir anlam kazanıyor” diye konuştu.

'BÖLÜCÜ ANAYASA'DA NELER VAR?

CHP, İyi Parti, HDP ve SP’nin kendi üyelerinden bile gizlediği anayasa toplantılarının ilki 13 Ocak’ta yapılmış. Çalışmalar uzun süre devam etmiş. Sonrasında da katılımı ile yapılan bir yol haritası belirlenmiş. “Mahremiyet ilkesine bağlı kalınarak yürütülmesi” de kararlaştırılmış. Kılıçdaroğlu’nun “elimizde” dediği mutabakat metni de bu. Bu metinde dikkat çeken bölümler şöyle:

DEĞİŞTİRİLEMEZ MADDE DEĞİŞTİRİLDİ

Anayasanı değiştirilemez denilen maddeleri değiştiriliyor.

TÜRK, ATATÜRK ANAYASADAN ÇIKARILIYOR

Yapılan çalışmada mevcut anayasanın başlangıç bölümünden rahatsızlık açıkça ifade ediliyor. Bu bölümde yer alan,“Türk Vatanı ve Milletinin ebedi varlığını ve Yüce Türk Devletinin bölünmez bütünlüğünü belirleyen bu Anayasa, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, ölümsüz önder ve eşsiz kahraman Atatürk’ün belirlediği milliyetçilik anlayışı ve onun inkılap ve ilkeleri doğrultusunda; Dünya milletleri ailesinin eşit haklara sahip şerefli bir üyesi olarak, Türkiye Cumhuriyetinin ebedi varlığı, refahı, maddi ve manevi mutluluğu ile çağdaş medeniyet düzeyine ulaşma azmi yönünde; Millet iradesinin mutlak üstünlüğü, egemenliğin kayıtsız şartsız Türk Milletine ait olduğu ve bunu millet adına kullanmaya yetkili kılınan hiçbir kişi ve kuruluşun, bu Anayasada gösterilen hürriyetçi demokrasi ve bunun icaplarıyla belirlenmiş hukuk düzeni dışına çıkamayacağı...” ifadelerinden “Türk, Atatürk, Türk Milleti, vatan, …” çıkarılıyor.

Yeni metin şöyle: “Biz, Anadolu uygarlıklarının mirasçısı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin, çocukları dâhil kadın ve erkek yurttaşları olarak, özünde insan onurunun bulunduğu hak ve özgürlüklere dayalı, eşitlik ve barış içinde yaşayan bir toplumu kurmak ve bunu gelecek kuşaklara emanet etmek amacıyla, bu Anayasa’yı hazırladık’ gibi bir cümle ile başlamalıdır.”

ANA DİLDE EĞİTİM

Yapılan değişiklikte dikkat çeken konulardan biri de Anayasa’nın 3’üncü maddesi. “Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir” maddesinde “Dili Türkçedir” yerine “Resmi dili Türkçedir” denilerek PKK/HDP’nin “Kürtçe ana dilde eğitim” talebinin önü açılmış.

ÜNİTER YAPI

Anayasa çalışmasında üniter yapı da hedefte. Anayasa’nın 6’ncı maddesindeki, “Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir. Türk Milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır. Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz. Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz” maddesi için şu uyarı yapılmış.

Yetki devrini gerektiren ve insan hakları, demokrasi, barış ve hukukun üstünlüğü değerlerine bağlı kalarak kurulmuş uluslarüstü kurumlara üyeliğin getirdiği istisnaların saklı olduğu metinde belirtilmelidir.”

MECLİS KURUCU MECLİS GİBİ ÇALIŞMALI

CHP, İyi Parti ve SP tarafından yapılan çalışma daha sonra bazı eklemeler de yapılarak CHP tarafından kitapçık haline getirildi. Kitapçıkta şu ifadelere de yer verildi: “1920’de oluşan ‘Meclis Hükümeti’ yerine, 2020’ye ‘Hükümetsiz Meclis’ ile giren Türkiye’nin ‘tek kişi’ tarafından yönetilemeyeceği kanıtlandı. Çöküş, arayışı beraberinde getirmiş olsa da, CBHS, kendi deyişleri ile ne ‘restore’ edilebilir ne de ‘rehabilite’. Yapılması gereken belli: CBHS parantezinin kapatılmasıdır. Şu halde, ‘CBHS parantezi’ nasıl kapatılır? Kısaca; yıkım, anayasa yoluyla ve meşru olmayan bir biçimde yapıldı. İnşa da anayasa ile ama meşru yolla olmalı. Bunları aşmanın ön koşulu, 27. Yasama Meclisi’nin ‘kurucu meclis’ ruhu ile çalışmasıdır. Bu bakımdan, 2020 bir kader yılı olarak görülebilir.”