Türkiye'nin 'inanç turizmi' açısından önemli merkezlerinden biri olan 'un Maçka ilçesindeki tarihi Sümela Manastırı ile 2013 yılında müzeden camiye dönüştürülen Ayasofya Camisi'nde başlatılan restorasyon çalışmaları tamamlandı. Cumhurbaşkanı , Sümela Manastırı ve Trabzon Ayasofya Camii'nin restorasyon sonrası açılış törenine video konferans yöntemiyle katıldı.

İşte Cumhurbaşkanı  Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar
"Milletimizin değerlerine ve kültürüne husumet duyanlar yine Ayasofya üzerinden gerçek niyetlerini ortaya döktüler. Bu kısımların Sümela Manastırı ve Ortahisar Ayasofya Camii için diyecekleri bellidir. Böyle dolaylı yollara hiç gerek yok, milletimiz de tüm insanlık da kimin nerede durduğunu gayet iyi biliyor.

AYASOFYA ÜZERİNDEN KİN KUSTULAR
İstanbul'daki Ayasofyai Kebir Camii'nin açılışı ülkemizde ve dünyada hakka ve hukuka saygılı olanlar ile zihni ve kalbi kararmış olanları ayıran bir turnusol kağıdı işlevi görmüştür. Milletimizin Anadolu'daki bin yıllık varlığını kabul edemeyenler bir kez daha Ayasofya bahanesi ile kinlerini kustular.

Kimlerin tarihi eserlere ve mabetlere saygılı, kimlerin hoyrat ve yıkıcı davranmayı göstermeye kafidir. Bahçe duvarlarından tavanlarına kadar yeniden inşa ettiğimiz Ortahisar Ayasofya Camii'nin kadim ve kucaklayıcı medeniyet anlayışımızın sembollerinden biri olarak hizmete açıyoruz.

AZERBAYCANLI KARDEŞLERİMİZE DESTEĞİMİZ TAMDIR
Müdahil olduğumuz her meselede bu perspektifle hareket ediyoruz. Suriye'de mazlumların feryatlarına bigane kalmadıysak, Libya'da da ülkenin meşru yönetiminin işbirliği çağrısını cevapsız bırakmadık. Azerbaycanlı kardeşlerimizin vatanlarını savunma çabalarını aynı anlayışla destekliyoruz. Kendileri bin yıl önceki 500 yıl hesapları bir türlü kapatamayarak, sessiz kalmamızı bekleyenlere elbette verecek cevabımız olacaktır. Mücadele etmeyen zaten baştan teslim olmuştur, kaybetmiştir, zelil duruma düşmüştür.

Mensubu olmaktan şeref duyduğumuz milletimiz tarihinin hiçbir döneminde mücadeleden kaçmamıştır. Bugün de kendimiz ve dostlarımız için siyasi, ekonomik, askeri hangi alanda mücadele gerekiyorsa onu vermekten en küçük bir tereddütümüz olmaz, taviz vermeyiz. Her zaman dediğimiz gibi başaramayacaksınız, bu milleti teslim alamayacaksınız, bu ülkenin tek karış toprağını bile karanlık emellerinizle kirletemeyeceksiniz.

ORTODOKS VATANDAŞLARA MÜJDE
Özellikle bu sene 15 Ağustos'ta ortodoks vatandaşlarımızın Sümela manastırında restorasyon döneminde ara verilen Meryem Ana ayinini gerçekleştirebileceklerini bu vesileyle duyurmak istiyorum. Rabbim herşeyden önce yâr ve yardımcımız olsun diliyorum. Bu duygularla Sümela Manastırı ve Ortahisar Ayasofya Camimizin hayırlı olmasını diliyorum."

SÜMELA'NIN RESTORASYONU

TEHLİKE ARZ EDEN KAYALAR DÜŞÜRÜLDÜ
UNESCO Dünya Kültür Miras Geçici Listesi'nde 2000 yılından beri yer alan Sümela Manastırı'nın restorasyonun ardından yeniden ziyaret açılacağı törene, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Trabzon Valisi İsmail Ustaoğlu ve diğer ilgililerin katılması da bekleniyor.

Yaklaşık 5 yıl ziyarete kapalı kalan Sümela Manastırı'nda projeler kapsamında, yamaçta tehlike arz eden kayalar düşürüldü, uzmanlar tarafından belirlenen bölgelere çelik tel ağ gerildi, bariyerler kuruldu. Yapının iç bölümlerinde restorasyon gerçekleştirildi, ulaşımı sağlayan patika yolda da düzenlemeler yapıldı.

88 YIL ARADAN SONRA İLK AYİN
Tarihi Sümela Manastırı'nda Ortodoks Hristiyanların katılımıyla 15 Ağustos 2010'da 88 yıl aradan sonra ilk kez ayin düzenlenmişti.

Hristiyan aleminde ''Meryem Ana'nın göğe yükseliş günü'' olarak kabul edilen ve kutsal sayılan ayini, Fener Rum Patriği Bartholomeos yönetmişti.

Sümela Manastırı'nda, restorasyon için kapatıldığı 2016'ya kadar her yıl 15 Ağustos'ta ayin gerçekleştirildi.

FARKLI İNANÇ GRUPLARININ DEĞERLERİNE ÖNEM VERİLİYOR
2011'de, Cemaat Vakıflarının el konulan mallarının iadesi, iadesi yapılamayan mallar içinse tazminat ödenmesine imkan sağlayan Türkiye, dini mekanların korunması, gerek duyulması halinde de restorasyonunu sağlıyor.

Van Gölü sahilinde bulunan Akdamar Adası'nda Ermenilere ait Akdamar Kilisesi, 2015'te Edirne Büyük Sinagogu, 2017'de İstanbul'daki Bulgar Kilisesi Sveti Stefan'daki gibi restorasyonlar, Türkiye'nin farklı inanç gruplarının değerlerine verdiği önemi gösteriyor.

Türkiye'de 180 bin 854 Hristiyan ve yaklaşık 20 bin Yahudi yaşıyor. Gayrimüslimlerin nüfusun yaklaşık yüzde 0,4'ünü oluşturduğu Türkiye'de, aralarında yüzlerce yıllık kilise ve havraların da olduğu 435 ibadethane bulunuyor. Bu da 180 bin 854 Hristiyan ve yaklaşık 20 bin Yahudi için her 461 kişiye 1 ibadethane düştüğünü gösteriyor.

SÜMELA MANASTIRI'NIN TARİHİ
Maçka ilçesinin Altındere Vadisi'ndeki Karadağ'ın eteklerinde, vadiden yaklaşık 300 metre yükseklikteki ormanlık alanda bulunan Sümela Manastırı, halk arasında "Meryem Ana" adı ile biliniyor.

Sümela Manastırı'nın 18. yüzyılda birçok bölümü yenilenmiş, bazı duvarları fresklerle süslenmiştir. 19. yüzyılda büyük binaların ilave edilmesiyle manastır muhteşem bir görünüm kazanmış ve en zengin dönemi yaşamıştır. Bu dönemde son şeklini alan manastır pek çok yabancı seyyahın ziyaret ettiği, yazılarına konu edilen bir yer haline gelmiştir.

Manastırın başlıca bölümleri ana kaya kilisesi, birkaç şapel, mutfak, öğrenci odaları, misafirhane, kütüphane ile kutsal ayazmadır. Bu yapılar topluluğu oldukça geniş bir alana inşa edilmiştir. Manastırın girişinde su getirdiği anlaşılan büyük su kemeri yamaca yaslanmış durumda. Dar, uzun merdivenle girilen manastırın giriş kapısının yanında muhafız odaları bulunmaktadır. Buradan bir merdivenle iç avluya inilmektedir. Solda manastırın esasını teşkil eden ve kilise haline getirilen mağaranın önünde çeşitli manastır binaları bulunmaktadır. Sağ tarafında kütüphane bulunmaktadır. Yine sağda yamacın ön yüzünü kaplayan büyük balkonlu bölüm, kesiş odaları ve misafir odaları olarak kullanılmıştır.

Şapeldeki freskler 18. yüzyılın başlarına tarihlenmektedir ve üç ayrı devirde yapılan üç tabaka görülmektedir. En alt tabakanın freskleri daha üstün niteliktedir. Sümela Manastırı'nda yer yer sökülerek alınmış olan ve oldukça harap bir görünüm taşıyan fresklerde işlenen başlıca konular İncil'den alınmış sahneler, Hz. İsa ve Meryem Ana'nın hayatı ile ilgili tasvirlerdir.