Güneş Erkul yazdı

Yargıcı, savcısı, askeri ve polisiyle Türkiye Cumhuriyeti devleti emperyalizmin yurdumuzu saran kollarına karşın “yetmez ama evet” diyebileceğimiz bir savaşın içinde.

Dün bu virüslere ne istedilerse veren, virüsün her yere yayılmasına neden olan iktidar, bu virüslerin kendilerini de yok edeceğini gördüğünden beridir, ABD ile stratejik ortaklık, AB , açılım vb. adlarla bağladığı devletimizin kollarını çözerek, bu mücadelede safını Türkiye Cumhuriyeti Devletinden yana belirlemiştir, belirlemek zorundadır, Zira oturdukları koltuklara gelmelerinde emperyalistlerin ne kadar katkısı olursa olsun, o koltuklar Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin koltuklarıdır, kimse oturduğu dalı kesmez.  Akılları 2014 öncesinde donanlar bilmelidir ki; tarih akmaktadır, 2014 yılından beri derenin altından çok sular geçmiştir. İktidar kendi yarattığı canavarla yüzleşmiştir, zira onu çok iyi tanımaktadır. Üstelik 2002'lerin AKP'si bugünkü AKP'ye karşı partiler kurmuştur, muhalefete sızmıştır, pek çoğu da FETÖ adı altında firar etmiş ya da hapsi boylamıştır.

Elbette bugün de bu mücadele verilirken zaaflar , iktidar hırsları , liyakattaki yetersizlikler mücadeleye sekte vurmaktadır, ancak bu vatan savaşındaki en büyük engel; pek çok yere yayılan, reisten çok reisçi görünen etki ajanlarıdır. Onlar nedeniyle, onların muhalefete verdikleri malzemeler nedeniyle yerel seçimlerde iktidar hezimete uğramıştır, bu iktidarın sorunudur denebilir, ancak bu isimlerin aslında muhalefetteki etki ajanlarıyla danışıklı döğüş içinde olduğu ortadadır ve hepsi aynı eller tarafından yönetilen bu kuklalar aynı planın birbirine karşıt görünen parçalarıdır. Bu planın adı dün Sevr’di, BOP’tu, yarın adı başka olacaktır ama amacı değişmeyecektir: Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni parçalamak, o parçaları kolay yutabilir hale getirmek. Biz gerçek Mustafa Kemal’in askerlerinin amacı bunu önlemektir, gençliğe hitabede yazılı birinci vazifemiz budur.

Biz nasıl ki zamanında AKP’ye devlet karşıtlarıyla masaya oturduğu için, onlara ne istedilerse verdiği için, vatanseverlerin ve Türk ordusunun hukuk kılıfıyla esir edilmesine tasfiye edilmeye çalışılmasına göz yumduğu ve olanak sağladığı için karşı durduysak,

Bugün de muhalefete doluşan devlet karşıtı eski açılımcı , Amerikancı AKP’lilerin , etki ajanlarının karşısındayız.

Soru: ee ne yapalım AKP’yi mi destekleyelim,

Yanıt: muhalefete doluşan AKP’lilere karşı özümüzü, devletimizi, Atatürk ve 6 ilkesini destekleyelim.

Devlet yönetiminin başı olan AKP’nin devleti saran virüslerle, etki ajanlarıyla mücadelesinde olumlu adımları destekleyelim, ama amacı aşan, bu mücadeleyi fırsat bilip muhalifleri hedef alıyorsa karşısında duralım, ancak…

Muhalifliği sadece AKP’ye değil, Türkiye Cumhuriyeti devletine karşı olanları desteklemek şöyle dursun; teröre ve teröristlere hangi niyetlerle olursa olsun ödün verenlere, devlet karşıtlığını muhaliflik kılıfına sokanlara karşı duralım, devletimizin ve milletimizin yanında duralım.

AKP karşıtlığı kılıfına sokulmuş terör örgütü DHKPC yandaşı olma ihanetine ortak olmayalım.

AKP karşıtlığı kılıfına sokulmuş terör örgütü HDPKK yandaşı olma ihanetine ortak olmayalım.

AKP karşıtlığı kılıfına sokulmuş terör örgütü FETÖ yandaşı olma ihanetine ortak olmayalım.

AKP karşıtlığı kılıfına sokulmuş Sorosçuluğun, Kavalacılığın yandaşı olma ihanetine ortak olmayalım.

AKP karşıtlığı kılıfına sokulmuş Chatham Houseculuğun, Gülcülüğün, Davutoğlu ve Babacan gibi küresel çetenin öz evlatlarının yanında olma gaflet, dalalet ve ihaneti içinde olmayalım.

Biz Atatürk yolunda duralım ki, 23 Nisanlarda İstiklal Marşında tüm Türk milleti parti ayırt etmeksizin ayağa kalksın!

Türkiye Cumhuriyeti devleti böyle savunulur, TC eklemekle değil!

İktidar böyle olunur, siyasetlerini, ilkelerini kabul ettirerek!

İLK KURŞUN