Türkiye ile Rusya’yı karşı karşıya getiren FETÖ kumpasına zemin verdiği için başbakanlık görevinden alınan ve ardından Ak Parti’den ayrılarak kendi partisini kuran Ahmet Davutoğlu, Süleyman Soylu’nun istifasıyla ilgili konuştu. Sosyal medyadan video yayınladı.

İstifanın kabul edilmemesi Türkiye’de ve dünyada bir ilktir” diyen Davutoğlu’nun konuşmasına sosyal medyada “Davutoğlu Soylu’nun istifasının kabul edilmemesine içerledi” yorumları yapıldı.

Başbakanlığı döneminde kendisi için sık kullanılan “düşük profilli” ifadesini hatırlatan Davutoğlu, “Üzülerek söylüyorum düşük profilli bakanlar isteniyor” dedi.

Davutoğlu şöyle konuştu:

“Mesele sadece bir krizi yönetme meselesi değildir artık devlet yönetme meselesidir. Türkiye’de bir devlet teamülü içinde de, Dünya’da da böylesi bir istifa süreci ve böylesi bir istifa sürecinin sonunda istifanın kabul edilmediğinin ilan edilmesi bir ilktir. Nedir bu tablodan bizim gördüğümüz? Kurumlar arası, makamlar arası bir iletişimsizlik ve maalesef güven sorunu vardır. Bir konuda kararı kim alıyor, hesabı kim verecek, sonuçlarına kim katlanacak belli değil. Sayın İçişleri Bakanı bu kadar devlet ve siyaset tecrübesinden sonra ani bir karar almış olarak görmüyorum. Düşündü ve bir karar aldı. Muhtemeldir ki bugün makamlar arası iletişimde ciddi bir sıkıntı yaşanmaktadır. Böyle bir karar alınmadan Cumhurbaşkanı ile koordine edilmemiş olması kabul edilebilir değildir. Makamlar arası iletişimsizlikteki en önemli sebeplerden birisi makamların içinin boşaltılmış olmasıdır. Kast ettiğim açık ve net: Türkiye’de en ciddi kararlar çoğu zaman o kararın birinci muhatapları olan bakanlar tarafından değil, dar bir kadro tarafından alındığı intiba verilmektedir. Bunun sebebi de şudur. Türkiye’de maalesef son dört yıl içinde başbakanlıktan ayrılma sürecim içerisinde kullanılan bir tabiri üzülerek tekrarlamak kullanmak zorunda kalarak söylüyorum. Düşük profilli bakanlar istenmektedir. Göze batmayan devlet yöneticileri istenmektedir. Tek bir yüksek profil olması ve herkesin o yüksek profil altında o yüksek profilin prestiji ve imajı için çalışması istenmektedir. Sayın İçişleri Bakanı gibi siyaseten de iddialı bir bakanın kendisiyle ilgili bir karar alması bir erdem olarak görülebilir çünkü nihai sorumluluğu üstüne almıştır. Ama yaptığı açıklamalarla bu sorumluluğun gerçek adreslerini de dolaylı olarak da olsa bir devlet yönetimi anlamında ifade etme ihtiyacı hissetmiştir.”