FETÖMETRE’nin nasıl uygulandığını anlatan Yaycı’nın ifadelerini çarpıtan ve keserek yayınlayan FETÖ’cüler, sosyal medyadan sistematik saldırı kampanyası başlattı.

FETÖ firarisi Tarık Toros, programı sunan Cüneyt Özdemir'i de hedef alarak Twitter’dan “Kimileri de böyle.. Geride ibretlik videolar ve anonslar bırakıyor: Söyleşilen de Söyleşiyi yapan da Söyleşi konusu da ..tarihe kayıt olarak düşülüyor. İleride yüzlerine çarpılmak üzere..!” tehdidinde bulundu. 

FETÖ'nün Kanada kaçkını Said Sefa da Yaycı’nın sözlerini çarpıtarak, “Fetö”cü müsünüz? Kurban bayramında eşinizin ailesine, boynuzuna bir bilezik takıp koç göndermediyseniz, evet “Fetö”cüsünüz! Bunlar kendilerini ciddiye almıyorlar, kendini ciddiye alan böyle açıklamalar yapmaz. Hepten zıvanadan çıkıldı.” ifadelerini kullandı.

FETÖ’nün Zaman gazetesinde muhabir olan firari Ahmet Dönmez de şunları yazdı:

“Cihat Yaycı’nın kendisinin böyle bir fotoğrafı var mıymış? Boynuzu bilezikli bir kurbanlık koçla fotoğraf getirsin katalog evlilik yapmadığına inanalım “Rıfkı” beyin.”

ADEM YAVUZ ARSLAN’DAN ‘RÜTBELERİ SÖKÜN’ TALİMATI

FETÖ’cülerin paylaşımlarını Veryansın Tv’ye değerlendiren Yaycı, “Sistematik bir kampanya başladı. Sürekli ölüm tehditleri geliyor. Adem Yavuz Arslan “ dosyasını tekemmül ettirin rütbeleri sökülsün “diye buradaki kripto mensuplarına talimat veriyor. Emre Uslu, Said Sefa, Ahmet Dönmez gibi elebaşları aleyhime sosyal medya kampanyası yürütmeye başladılar. Belli ki örgüt bizi hedefe koymuş. Hainlerin hedefi olmak benim için şereftir. Avukatım bugün suç duyurusunda bulunacak." ifadelerini kullandı.

‘RIFKI’ SÖZLERİNİN ARKA PLANI

Ahmet Dönmez’in ‘Rıfkı’ ifadelerine dikkat çeken Yaycı “Şu an son derece rahatsızlar ve bakın iş nereye kadar geldi, Fetullah'ı benim hakkımda konuşturma noktasına kadar geldiler. Fetullah'ın çıkıp 'Yaycı bana tabi idi, ona Rıfkı kod adını vermiştim' diye video çekmesini öneriyorlar. Çünkü benimle alakalı hiçbir şey bulamıyorlar. Bunlarda kumpas, iftira o kadar normal ki; benim teğmenken sınıf arkadaşımla beslediğim tavşanın ismini (RIFKI) bana kod adı olarak verecek kadar şerefsizler! 'Biz senin 30 sene önceki tavşanını biliyoruz' diye bana mesaj veriyorlar.” diye konuştu.

FETÖ’cülerin tehditlerinin daha eskiye dayandığını anlatan Yaycı’nın açıklamaları şöyle:

'BİR DEĞİL BİN CİHAT FEDA OLSUN'

"FETÖ zannediyor ki Cihat Yaycı gidince bu iş unutulacak ve kadrolarını muhafaza edebilecekler... Şuan son derece rahatsızlar ve bakın iş nereye kadar geldi, Fetullah'ı benim hakkımda konuşturma noktasına kadar geldiler. Fetullah'ın çıkıp 'Yaycı bana tabi idi, ona Rıfkı kod adını vermiştim' diye video çekmesini öneriyorlar. Çünkü benimle alakalı hiçbir şey bulamıyorlar. Bunlarda kumpas, iftira o kadar normal ki; benim teğmenken sınıf arkadaşımla beslediğim tavşanın ismini (RIFKI) bana kod adı olarak verecek kadar şerefsizler! 'Biz senin 30 sene önceki tavşanını biliyoruz' diye bana mesaj veriyorlar. Gerçi keşke Fetullah öyle bir şey yapsa da, kendisine biat eden amiral ve generallerin olduğunu kabul etse... Bunu söylesin ki, o zaman bir değil bin Cihat feda olsun, bu itiraf her yerde kullanılır. "

'2005'TEN BERİ HEDEFTEYİM'

Amiral Cihat Yaycı, kendisiyle ilgili tezviratın daha 2005 yılında başladığını, 2010'da Taraf Gazetesi'nde "Bu Ergenekoncu" denilerek manşetlere taşındığını, 2017'ye kadar da FETÖ iddiaları nedeniyle mahkemelerde yargılandığını hatırlatan Yaycı şöyle devam etti:

"Bana ilk saldırıları 2005'te başladı. Ben o zaman sancak gemisi olan TCG Kemalreis'in komutanıydım ve bahriyede tanınırdım. Hakkımda sahte ihbar mektupları yazmaya başladılar ve adıma sahte email hesabı açarak benim adımla emailler yaymaya başladılar. O zaman kim olduklarına anlam verememiştim ama örgütlü olduklarını anlamıştım. Daha sonra bunları yapanların tamamının FETÖ'cü olduğu ortaya çıktı. 2005'ten itibaren sürekli FETÖ'nün suçlamalarıyla yargılandım, daha 2017'de beraat ettim. Benim hakkımda 2010 yılında Taraf Gazetesi'nde Ergenekoncu diye manşet attılar. 'Astsubayı denize attı, öldürdü' dediler, televizyonlara çıkıp konuştular. Ben o astsubaya takdirname vermişim, bunların iddiası; 'Adam namaz kılıyordu, bu da din düşmanıydı, o yüzden denize attı' diyorlardı. Günlerce kadın programlarında bile beni konuştular."

'BYLOCK VE ANKESÖR İLE ÖRGÜTÜN YÜZDE 15 BULUNABİLİR'

Amiral Yaycı, saldırılara maruz kalmasının sebebini FETÖ'nün köşeye sıkışmasıyla açıkladı. ByLock ve ankesörle FETÖ'cülerin maksimum yüzde 15'inin çözülebileceğini belirten Yaycı, kamuoyunda FETÖMETRE diye bilinen iltisak tespit sisteminin etkin şekilde kullanılması gerektiğinin altını çizdi:

"Bu sistemle örgütün Silahlı Kuvvetler'e sızma stratejisini çözülmüştür. Bu bir tersine mühendislik çalışması. İtirafçı ifadeleri, iddianameler ve FETÖ'cü olanların sosyal, mesleki ve eğitim yaşamlarının masaya yatırılıp ortak kesitler bulunmasıyla hazırlanmıştır. Bu sistem mantığı her kurumda uygulanabilir. Bu bir ceza yargılaması için tespit sistemi değil, bu bir karar destek sistemi. Atamalarda, terfilerde vs. de de kullanmak için... Şimdi beni soykırımcı olmakla suçluyorlar. Örgütü bu kadar iyi bilmek için örgütün içinde olmak lazım diyorlar. Demek ki yaptığımız iş o kadar tehlikeli bir durum bunlar açısından. Sistematik bir kampanya başladı. Sürekli ölüm tehditleri geliyor. Adem Yavuz Arslan “ dosyasını tekemmül ettirin rütbeleri sökülsün “diye buradaki kripto mensuplarına talimat veriyor. Emre Uslu, Said Sefa, Ahmet Dönmez gibi elebaşları aleyhime sosyal medya kampanyası yürütmeye başladılar. Belli ki örgüt bizi hedefe koymuş. Hainlerin hedefi olmak benim için şereftir. Avukatım bugün suç duyurusunda bulunacak."

Şunu söyleyeyim sınav yolsuzlukları tespit edilmeden, çalıntı sorularla sınavları kazanıp devlete, akademi dünyasına vs’ye yerleşenler ortaya çıkarılmadan Devlet büyük tehlike içindedir. FETÖ’nün bu hezeyanları devlet içindeki kadrolarının mevcudiyetinin delilidir. Zira Fetönün benim gibi insanları ve iltisak tespit sistemini itibarsızlaştırma kampanyası örgütün devlet içindeki kripto üyelerini koruma refleksidir."

YAYCI'NIN AÇIKLAMALARI