İstinye Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin Fatih sondaj gemisi mürettebatına ilişkin aldığı kararı değerlendirdi. Ada topraklarındaki zenginliklerin iki devletin eşit olarak bölüşmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Caşın, Birleşmiş Milletler kararlarında da bu kaynakların her iki toplumun ortak iradesinde olduğunu ifade etti.

'TUTUKLAMA OLURSA DENİZ KUVETLERİ ATEŞ AÇAR'

Tutuklama kararının yetkisiz, hukuken sakat ve hiçbir hükmünün olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Caşın, savaş çıkması durumunda sorumluluğun Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ne ait olduğunu dile getirdi. Prof. Dr. Caşın, "Akdeniz'deki gemi egemen bir devlet olarak Türkiye'ye aittir. Araştırma gemisinin uluslararası sulardaki faaliyetleri Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi, uluslararası genel hukuk kurallarına göre Türkiye'dedir. Eğer tutuklama girişimi olursa Türkiye'nin deniz kuvvetleri ateş açar. Bu durumda doğacak kayıplardan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi sorumludur" dedi.

Amerika ve Avrupa Birliği'nin (AB) bölgede Türkiye'yi görmezden geldiğini söyleyen Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın, bunun NATO ve müttefiklik ilkelerine ters olduğunu belirtti. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin tutuklama kararını tek başına almasının mümkün olmadığını ifade eden Prof. Dr. Caşın, "Onu azmettiren Brüksel ve Washington'dur" diye konuştu.

'TÜRKİYE ASLA GERİ ADIM ATAMAZ'

Türkiye'nin meşru müdafaa hakkı olduğunu aktaran Prof. Dr. Caşın, "Türkiye asla geri adım atamaz. Doğu Akdeniz'deki haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz, zaten yetkililer söyledi. Güney Kıbrıs Rum yönetimi hukuka aykırı adımı KKTC'nin ve Türkiye'nin egemenlik haklarına tecavüzdür. Türkiye'nin meşru müdafaa hakkı vardır. Doğacak sorumluluk Rumlara aittir" ifadelerini kullandı.

'İSRAİL'İNDE PARMAĞI VAR'

Bu adımla Türkiye'yi suçlu duruma düşürmek, savaş nedeni çıkarmak istediklerini vurgulayan Prof. Dr. Mesut Hakkın Caşın, olayda İsrail'in de parmağı olduğunu düşündüğünü ifade etti.

'TÜRKİYE'NİN SADECE PAZAR OLMASINI İSTİYORLAR'

İsrail, Mısır, Yunanistan ve Suudi Arabistan'ın Doğu Akdeniz'de deniz ve hava tatbikatlarını Türkiye üzerinde baskı unsur oluşturmak için yaptıklarını söyleyen Prof. Dr. Caşın, "Türkiye'nin Doğa Akdeniz'de 150 yıl yetecek kadar yer alan hidrokarbon kaynaklarından vazgeçmesi için baskı oluşturuluyor. Bizi bölgeden diskalifiye etmek istiyorlar. 'Türkiye sadece pazar olsun oradan çıkan kaynakları satın alsın' mantığı var. Böyle bir şeyi Türkiye kabul edemez" diye konuştu.