Kemal Kılıçdaroğlu sık sık şu iddiada bulunuyor: Türkiye’de can ve mal güvenliği yok! Bu açıklama ‘can ve malımızın’ en büyük düşmanı FETÖ ve PKK’nın kaçacak delik aradığı süreçte yapılıyor.

Son döneme yakından bakalım: 2015’te terör örgütleri bomba patlatma olanağı buluyordu. Tam 13 saldırıyla yüzlerce vatandaşımızı katlettiler. 15 Temmuz 2016’da darbe girişimi sırasında Ankara bombalandı. 251 vatansever şehit edildi. Türkiye’yi ABD karşısında yalnız bırakmak için 19 Aralık 2016’da da Rusya Büyükelçisi Karlov’u canlı yayında hedef aldılar.

Türkiye ‘can ve mal güvenliğini’ sağlamak için bu acı tecrübelerden dersler çıkararak, ABD destekli terör örgütlerine karşı tarihi bir mücadeleye girişti. Bu süreçte Gladyo şefleri de Türk yargısının pençesinden kurtulamadı.

Peki CHP ‘can ve mal güvenliğini’ sağlama mücadelesinin neresinde?

CHP yönetimi ABD Başkanı Biden’a ‘demokrasi güçlerini destekleme’ çağrısı yaparak, PKK’nın partisi HDP’yi kurtarmaya çalışarak, ‘yargı kararlarına bakmaksızın’ KHK’lıları tekrar kamuya alacağını duyurarak ve ekonomide ‘güvensizlik iklimi’ yaratmaya çalışarak bu mücadelenin tam karşısında olduğunu ilan etti.

Bu durumda 150’si general 24 bin FETÖ’cünün TSK’ya geri döndüğünü, 30 bin FETÖ’cünün Emniyet’e tekrar girdiğini, atılan 4 bin savcı ve hakim FETÖ’cünün ‘hüküm makamına’ getirildiğini düşünün. Bir de bunun üstüne PKK memuru Selahattin Demirtaş ve Soros kuvvetlerinin serbest bırakılarak bölücü ve yıkıcı çalışma yaptığını ekleyin. 

‘Can ve mal güvenliği’ böyle mi sağlanır?

Buna belki bonzai etkisindekiler ses çıkarmaz ama Şırnak ve Hakkari dağlarında şu sıralar rahat rahat gezen dağ ceylanlarımız, keçilerimiz ve koyunlarımız bile karşı çıkar!