Irak’ın başkenti Bağdat ve güneyindeki kentlerde üç gündür süren hükümet karşıtı gösterilerde ölü sayısının 63’e yükseldiği bildirildi. Fatih Yıldız, gelişmelere ilişkin Aydınlık’ın sorularını yanıtladı.

ELİF İLHAMOĞLU

Irak Bağımsız Yüksek İnsan Hakları Komiserliği tarafından yapılan yazılı açıklamada, “Cuma günü yeniden başlayan gösterilerde toplam ölü sayısı 63’e yükseldi” denildi.

Açıklamada, aralarında güvenlik güçlerinin de bulunduğu yaralı sayısının ise 2 bin 592’e çıktığı belirtildi.

Başbakan Adil Abdulmehdi, cuma günü gösterilerine saatler kala yeni bir reform paketi açıklayarak, kabine revizyonuna gidileceğini ve revizyonun kapsadığı yeni bakanların siyasi parti mensuplarından olmayacağını, bağımsız kadın ve gençlerden oluşacağını söylemişti. Başbakan bunun yanı sıra yoksul kesimlere yardımı ve iş fırsatlarının sağlanmasını içeren projelerde yolsuzluk yapanların halkın önünde hesap vereceğini belirtmişti. Gösterilerden hemen önce açıklanan reform paketi halkı ikna etmezken, binlerce gösterici 25 Ekim Cuma gününden beri meydanları dolduruyor. Başkent Bağdat’taki Tahrir meydanı’nda çadır kuran göstericilerin yanı sıra güney kentlerdeki göstericiler ise çeşitli parti binalarını yakmaya başladı. Dün ise gösterilere ellerinde pankartları ile Bağdat ve Mustansiriye üniversiteleri başta olmak üzere üniversite, lise ve ortaöğretim öğrencileri de katıldı.

Irak’taki gelişmeleri ilk ağızdan dinledik. Bağdat Büyükelçimiz Fatih Yıldız eylemlerle ilgili sorularımızı yanıtladı.

* Irak’taki gösterilere ilişkin yerel kaynaklardan çok farklı bilgiler geliyor. Bazı partilerin kundaklandığı, siyasilerin evlerinin yakıldığı, güvenlik güçlerinin halka ateş açtığı söyleniyor. Kaotik bir görüntü var. Irak’ta gerçekte neler oluyor? Mezhep çatışması söz konusu diyebilir miyiz?

Şu an devam eden gösteriler 1 Ekim’de başlayan fakat Erbain törenleri sebebi ile ara verilen gösterilerin devamı. Ekim başında ‘işsizlik, yolsuzluk ve kamu hizmetlerinin yetersizliği’ gerekçesi ile gösteriler başlamış, halk sokaklara çıkmıştı. Fakat Erbain törenleri için gösterilere ara verilmişti. Bu ara aslında Başbakan Abdulmehdi’nin de reform paketi hazırlayabilmesi için bir fırsat oldu. Abdulmehdi, üç kısımlık, sosyal refah arttırıcı bir reform paketi açıkladı. Pakette özellikle istihdamı geliştirmek üzere maddeler vardı. İstihdam çok önemli çünkü ülke nüfusunun çoğunluğu genç ve orta yaş. Sokaktaki kitleyi de bu genç nüfus oluşturuyor.

‘MEZHEP ÇATIŞMASI SÖZ KONUSU DEĞİL’

Olaylarda mezhepsel bir çatışma söz konusu değil. Gösteriler Şiiler’in yoğun yaşadığı bölgelerde oluyor. Sünni bölgelerde gösteriler yok. Bunun sebebi de Şiiler’in daha alt gelir düzeyine sahip, daha mağdur kesimlerden oluşması. Özellikle genç işsizlik çok fazla. Düşük gelir düzeyine sahip, iş bulamayan Şii gençler sokaklarda bugün. Mezhepsel bir sorundan ziyade ekonomik sorunlar var.

* Yani eylemler ekonomik temelli öyle mi?

Esası ekonomik fakat sadece ekonomi değil problem. Irak’ta esas olarak ekonomik sorunları da doğuran bir yönetişim sorunu olduğu yaygın kanaattir. 2003 işgali sonrası ABD’nin getirdiği düzene göre iktidar paylaşımı aynı Lübnan’da olduğu gibi etnik ve mezhepsel kotalara göre yapılıyor. Parlamento Başkanı Sünni Araplar’dan, Başbakan Şii Araplar’dan, Cumhurbaşkanı ise Kürtler arasından seçiliyor. Bu mezhep temelli iktidar anlayışının sorunlar doğurduğunu, sorunları çözemediğine ve bir yönetim sorunu ortaya çıkardığına inanılıyor. Yönetim sorununun, denetim sorununu beraberinde getirdiği çokça konuşulan bir diğer konu. Biliyorsunuz çok ciddi yolsuzluk iddiaları var. İnsanlar aslında bu mezhep ve etnik temelli iktidar anlayışına ve beraberinde getirdiği sorunlara karşı çıkıyor.

* Şii gruplar arasında çatışma haberleri geliyor. Bunu nasıl yorumluyorsunuz?

Irak’ta sahada 3 farklı grup var. Protestocular, resmi güvenlik güçleri ve farklı Şii grupların oluşturduğu milisler. Başbakan Abdulmehdi bu milis kuvvetleri de kontrol altına almaya çalışıyor. Resmi güçler haricinde hiçbir gücün silaha sahip olmaması için karar çıkardı fakat bu karar uygulanamadı. Dolayısıyla bu milislerin kendi aralarında ve protestocularla çatıştığına da şahit oluyoruz. Biliyorsunuz hem İran kontrolündeki Haşdi Şabi milisleri var, hem de Irak Şii’lerinin milisleri var. Halk, bu milis kuvvetleri de ayrım yapmadan müesses nizama dahil görüyor. Sokakta Şii yoğunluklu kesimler var ama yine de Şii milisleri de düzen içi mezhepçi anlayışa dahil görüp tepki gösteriyorlar. Örneğin Şii milis gruplardan Ashabül Ehlül Hak’ın binasına saldırıp ateşe verdiler.

* Hükümetin olayları yatıştırabilmesi için atması gereken adımlar neler sizce?

İlk olaylarda çok ciddi kayıplar verildi. Bu yüzden güvenlik güçleri cuma günü olaylar başlamadan silahsız ekipler kurup olayları denetlemeyi hedefledi fakat bunu başaramadılar. Şimdi güvenlik güçlerinin orantısız güç kullanımı da olabiliyor halka karşı. Halk da öfkeli ve yer yer saldırgan hareket ediyorlar. Provokasyona açık bir ortam var. Biliyorsunuz ilk eylemlerde yüzü maskeli insanların halka ateş açtığı görüntüler vardı. Bu olaylarla ilgili tahkikat yaptı hükümet. Ancak sonuçları kamuoyunda çok da destek görmedi.

Hükümet reform paketi açıkladı. Hem de ciddi değişiklikler içeriyor bu paket. Fakat halk ikna olmadı. Çünkü bu değişiklikler yıllardır vaat ediliyor. Şimdi ise halkın bu kadar değişimin bir anda olacağı konusunda soru işaretleri olduğu görülüyor. Dolayısıyla ilk önce bir güven ortamının yaratılması gerektiği, bunun için de halkın şikayetine neden olan mevcut anlayışın yeniden düzenlenmesine ihtiyaç olduğu anlaşılıyor.

* Bu olaylar sırasında günlük yaşam nasıl seyrediyor?

Şu an gündüzleri daha sakin bir ortam var. Asıl olaylar akşam başlıyor ve tüm gece sürüyor. Halk Tahrir meydanına ve diğer meydanlara çadırlar kurdu. Çadır kurmak burda gelenektir. Eylemlerin daha da süreceğinin göstergesi olarak algılanıyor. Tahrir meydanı halka açık. Fakat karşısında Cumhuriyet köprüsü var Yeşil Bölge’ye çıkan. O köprüden itibaren kapalı. Güvenlik güçleri Yeşil Bölge’ye kimseyi geçirmiyor. Elektirik 12 saate kadar kesik olabiliyor, internet erişimi de gidip geliyor.

* Orada yaşayan Türk vatandaşlarına yönelik bir tehdit var mı? Uyarılarınız neler?

Irak halkı içinde bizimle ilgili olumlu bir algı var. Türklere yönelik özel bir hedef gösterme ya da tehdit yok. Fakat elbette hepimizin bireysel olarak dikkatli olması gerekiyor. Türk vatandaşlarına gösterilerin olduğu bölgelerden uzak durmaları noktasında uyarılar yapıyoruz.

OLAYLARIN BAŞLANGICI

Iraklılar, ‘işsizlik, yolsuzluk ve kamu hizmeti yetersizliğini’ protesto amacıyla ülkenin çeşitli bölgelerinde gösteriler düzenliyor. 1 Ekim’de harekete geçen eylemciler, Erbain törenleri nedeniyle ara verdikleri gösterilere 25 Ekim Cuma günü tekrar başladı. Başta Bağdat olmak üzere ülkenin orta ve güney kentlerine yayılan eylemlerde ekim ayının başından bu yana yaklaşık 200 kişi hayatını kaybetti, 8 bine yakın kişi yaralandı.

SADR GRUBU MUHALEFE GEÇTİ

Irak’ta Sadr Hareketi lideri Mukteda esSadr’a bağlı, meclisin en büyük grubu Sairun Koalisyonu, muhalefete geçtiğini ve göstericilerin talepleri yerine getirilene kadar tüm grup milletvekillerinin mecliste oturma eylemi yapacaklarını duyurdu.

Sairun Koalisyonu milletvekilleri, devam eden hükümet karşıtı gösterilerden dolayı Bağdat’ta basın toplantısı düzenledi.

Burada konuşan Sairun Koalisyonu Meclis Grup Başkanı Nebil Tarfi, mecliste resmi olarak muhalefete geçtiklerini bildirdi. Tarfi, hükümetin, göstericilerin taleplerini yerine getirene kadar tüm grup milletvekillerinin mecliste oturma eylemine başlayacaklarını da söyledi.

Mukteda esSadr, ülkede yaşanan gösterilere karşı dün yaptığı yazılı açıklamada, siyasetçilerin hükümeti istifaya zorlamasını istedi.

Sairun Koalisyonu, 329 milletvekili bulunan Irak meclisinde 54 sandalye ile en büyük grubu oluşturuyor.

Irak Meclisi'nde daha önce de Şii lider Ammar elHekim’e bağlı Ulusal Hikmet Akımı milletvekilleri gösteriler nedeniyle muhalefete geçmişti.