(AYM), Fetullahçı Terör Örgütü () elebaşı Fetullah Gülen'in özel doktoru Kudret Ünal'ın oğlu 'ın, "kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği"ni ileri sürerek yaptığı bireysel başvuruyu kabul edilemez buldu.

FETÖ'nün darbe girişiminin ardından gözaltına alınan ve çıkarıldığı hakimlikçe "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan tutuklanan Suheybi Rumi Ünal, tutuklanmasına itiraz etti.

İtirazları reddedilen Ünal, tutuklamanın hukuki olmaması nedeniyle "kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı"nın ihlal edildiğini ileri sürerek Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu.

Yüksek Mahkeme, yargılanması sırasında 2018'de adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verilen ve bu hükümleri yerine getirmediği gerekçesiyle hakkında yeniden yakalama emri çıkarılan Suheybi Rumi Ünal'ın başvurusunu açıkça dayanaktan yoksun olduğu gerekçesiyle reddetti.

GEREKÇEDEN
Anayasa Mahkemesinin gerekçesinde Suheybi Rumi Ünal'ın, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in doktoru olan ve bu kişiyle birlikte Pensilvanya'da yaşayan babası Kudret Ünal dolayısıyla çocukluk yıllarından itibaren örgütle temas halinde olduğunu ifade ettiği belirtildi.

Ünal'ın, üniversiteye kadar FETÖ ile bağlantılı okullarda ve dershanelerde eğitim gördüğü, yüksek lisans için yurt dışına çıktığı dönemde de bir süre örgüte ait evlerde kaldığı aktarılan gerekçede, başvurucunun, yurt dışında eğitim gördüğü dönemde istihbarat görevlilerine örgütle ilgili bildiği hususları aktardığını ileri sürdüğü kaydedildi.

Soruşturma makamları ve tutuklamaya karar veren yargı mercilerinin, başvurucunun FETÖ içerisinde yer aldığına, suç işlediğine yönelik değerlendirmelerinin temelsiz ve keyfi olmadığı vurgulanan gerekçede, şunlar kaydedildi:

"Hakimliğin, isnat edilen suç için öngörülen yaptırımın ağırlığını, işin niteliğini ve önemini de göz önünde tutarak başvurucu hakkında uygulanan tutuklama tedbirinin ölçülü olduğu ve adli kontrol uygulamasının yetersiz kalacağı sonucuna varmasının keyfi ve temelsiz olduğu söylenemez. Başvurucunun tutuklamanın hukuki olmadığı iddiasına ilişkin olarak bir ihlalin bulunmadığı açık olduğundan başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir."