Türkiye ciddi bir kıskaçla karşı karşıya. Bugüne kadar yaptığımız tüm uyarılar gerçek oldu. AKP’nin hatalarının faturası önümüze geldi.

2009’da “Kriz bizi teğet geçti” denmişti. Krizin teğet geçmediği, delip geçtiği, şimdi daha iyi anlaşılıyor.

Yapılan yanlışlar ekonomimizi uluslararası operasyonlara açık hale getirdi.

ABD’NİN KUŞATMASI

ABD’nin kontrol ettiği uluslararası mafyalaşmış finans kuruluşları devrede. Türkiye her alanda sıkıştırılıyor. Döviz çıkışı tetikleniyor. Bu da döviz kurlarını zıplatıyor.

Son aylarda yaşadıklarımız geçmişte yapılan hataların sonucu.

ABD Türkiye’yi kontrol altına almak için çemberi daraltıyor.

F35’leri vermemekle tehdit ediyor.

Türk bankalarına ceza sopasını sallıyor.

İran’a yaptırımlara uymaya zorluyor.

Rusya, İran işbirliğinden koparmaya çalışıyor.

Dolarda yaşanan yükseliş de tehdidin parçası.

2001 krizini 1 milyar dolarla çıkarmıştı.

Şimdi yine benzer taktik devrede.

ABD’YE GİDEN HEYET

ABD ile yaşanan krizin “Papaz krizi” olduğu söylenmişti. Biz de ısrarla krizin “Papaz krizi” olmadığını vurguladık.

Pazartesi gecesi yaşananlardan sonra apar topar bir ön anlaşma yapıldı. Dışişleri Bakan Yardımcısı Sedat Önal başkanlığında dokuz kişilik bir heyet ABD’de. Heyette Hazine ve Maliye Bakanlığı temsilcileri de bulunuyor.

Konu ABD’li “Papaz krizi” ise Hazine ve Maliye Bakanlığı temsilcilerinin ABD’de ne işi var?

Talepler ABD’den geliyor. Ama Türkiye onların ayağına heyet gönderiyor. Emekli diplomatlara göre, bu durum müzakereye bir sıfır mağlup başlamak anlamına geliyor.

KUR TEHDİDİ ALTINDA

ABD ve Türkiye arasında müzakereler dün başladı. Ama ABD işi sıkı tutuyor. Pazartesi gecesi 5 lira 42 kuruşa kadar yükselen dolar “ön anlaşma” ile biraz gevşedi. Ancak toplantı başlamadan önce Londra’da piyasalar açılır açılmaz yine yukarıya doğru tırmandı.

Müzakere öncesinde dolar kuru 5 lira 30 kuruş seviyesindeydi. Her an yukarı tırmandırılacağının işaretleri verildi.

Türkiye Washington’da kur tehdidi altında müzakere yürütüyor.

Reklamdan sonra devam ediyor 

HEBA EDİLEN 100 MİLYARLAR

AKP iktidarı, Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde Kredi Garanti Fonu’ndan piyasaya para dağıttı. Geçen yıl yaklaşık 250 milyar, bu yıl da seçime kadar yaklaşık 100 milyar lira civarında kredi verildi.

Kimi ev aldı, kimi araba aldı, kimi arsa aldı. Kimi de banka borçlarını ödedi. Üretime gitmedi. Eğer üretime gitseydi bugün yaşananlar yaşanmazdı.

Bu büyük kaynak heba edildi.

AKP yüzde 4050’yi “Ay’a dört şeritli yol yapmaya” ikna edebilir. Ama ekonominin gerçekleri eninde sonunda karşımıza çıkar.

‘SIFIR HATA’

Türkiye hata yaptıkça ABD, “Türkiye kucağıma düşüyor” diye sevindi. Arkasından da “Türkiye’yi ekonomi ile terbiye etme” politikasını devreye soktu.

Ekonomi yönetimi de yaptığı hatalarla bu politikalara destek verdi.

Uluslararası finans kuruluşlarının Türkiye’ye “sıfır hata” uyarısı sürüyor. “Sıfır hata” ile neyi kastettikleri de belli. ABD’yi kızdırmamak.

GÜVEN ŞART

Şu anda iktidara güven ciddi kayba uğramış durumda.

2023 hedefi için 500 milyar dolar ihracat, kişi başına 25 bin dolar gelir öngörülmüştü. Dünyanın 10 büyük ekonomisi içinde olacağımız söylenmişti.

Şimdi bunlar hayal bile değil.

Halk elindekileri kurtarma derdinde.

Merkez Bankası net döviz rezervi azalıyor.

Özel sektörün döviz borcunun TL karşılığı yükseliyor.

Şubat ayından bu yana artış yaklaşık 350 milyar TL.

Faizlerdeki yükseliş da ayrı.

Gösterge faizi şu anda yüzde 22’lerin üzerinde...

Türkiye’nin ihtiyacı döne döne dayatıyor.

İçeride uzlaşma,

Dışarıda, ABD’ye karşı Avrupa, Asya ve Latin Amerika ile dayanışma!

Zaman da daralıyor..!