Ergenekon ve 28 Şubat davalarının tanığı Bülent Orakoğlu tekrar sahnede. Orakoğlu, bugünkü yazısında 'Ergenekon terör örgütünün var olduğunu ve halen faaliyette bulunduğunu' iddia ederek Zaman ve Taraf gazetesinin bıraktığı yerden kumpasları savunmaya soyundu.

VERYANSIN TV

Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) başta Türk ordusu olmak üzere milli güçlere karşı gerçekleştirdiği Ergenekon kumpası bu günlerde tekrar bilindik yazarların diline dolanmaya başladı. Savcılarının firar ettiği, FETÖ’cü yazarların bile adını anmaya utandığı kumpası geçtiğimiz günlerde gazeteci Murat Yetkin köşesine taşımıştı.

Gündemdeki gelişmeleri değerlendiren Yetkin, “Endişe verici gelişmeler: İkinci Ergenekon süreci mi? ” başlıklı bir yazı kaleme almıştı.

FETÖ’nün Ergenekon kumpasında “tanıklık” yapan eski İstihbarat Daire Başkanvekili ve Yeni Şafak yazarı Bülent Orakoğlu, Yetkin’in iddialarını bir adım öteye götürdü.

“İkinci Ergenekon darbesi mi geliyor?” başlıklı yazıda ErgenekonBalyoz kumpalarını savunanların sık sık dile getirdiği “FETÖ davayı sulandırdı” iddiası gündeme getirildi. İşte o yazıdan bir bölüm:

“Gazeteci Yetkin’in de tespit ettiği gibi Silivri’de FETÖ’cü savcı ve hakimler, 1950’li yıllarda kurulan Kontrgerilla veya Ergenekon yapısını 2006 yılında kurdukları yeni Ergenekon terör örgütü vasıtasıyla sulandırarak Türkiye’nin bu derin yapı ile hesaplaşması engellenmişti.”

Murat Yetkin ve Orakoğlu’nun yazıları firari FETÖ’cülerün uzun zamandır sosyal medyada sürdürdükleri “Ergenekon darbe yapacak” söylemiyle benzerlik taşıması dikkat çekti.

Emniyet İstihbarat Daire Başkanı olduğu dönemde Bülent Orakoğlu, polis memuru Kadir Sarmusak’ı köstebek olarak kullanarak Deniz Kuvvetleri’ne ait bazı belgeleri temin etmekle suçlanmıştı. Orakoğlu ve Sarmusak, askeri mahkemede birlikte yargılandılar. Orakoğlu tutuklandı. 56 gün Mamak Askeri Cezaevi’nde tutuldu. 1999 yılında beraat etti. Sarmusak, belgeleri Emniyet İstihbarat Dairesi’ne sızdırdığını itiraf etmişti. 2004 yılında Cem Uzan’ın Genç Parti’sinden aday olan Orakoğlu seçilemeyince AKP’ye yanaşmıştı.

Orakoğlu’nun yakın zamanda FETÖ kumpaslarını savunan yazılarından bazılar:

İSTANBUL 4. AĞIR CEZA MAHKEMESİ: ÖRGÜT VARLIĞINA HÜKMEDİLMEDİ

Orakoğlu, tıpkı FETÖ’cüler gibi “Ergenekon terör örgütü” iddiasında bulunsa da böyle bir örgütün varlığı Türkiye Cumhuriyeti mahkemeleri tarafından reddedildi.

Ümraniye’deki bir gecekonduda 12 Haziran 2007’de ihbar üzerine 27 el bombasının ele geçirilmesiyle başlayan ve 12 yıl sonra beraatla sonuçlanan Ergenekon davasında gerekçeli karar 3 Eylül 2019’da açıklanmıştı. 739 sayfalık gerekçeli kararda “Ergenekon adı altında suç işlemek için kurulmuş bir örgütün varlığına hükmedilemeyeceği sonucuna varılmıştır. Örgütün, nerede, ne zaman, kim ya da kimler tarafından ne amaçla kurulduğu somut olarak ortaya konulamamıştır” denildi.
Gerekçeli kararda, “Mahkememizce de Ergenekon soruşturma ve kovuşturmalarında görev yapan kolluk görevlileri savcı ve hakimlerin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyesi oldukları iddiasıyla yapılan soruşturma ve kovuşturma örnekleri incelenerek bu dosyalarda görev yapanların yaptıkları işlemlere şüpheyle yaklaşılmasına ilişkin örnekler toplanmış bu olgular var kabul edilmiştir. FETÖ, toplumda kabul görebilecek ve destek bulabilecek bazı yanlışların yaşandığı iddia ettiği alanlara el atarak gerçeği aydınlatmak, suçluları yakalayıp cezalandırmak, toplum vicdanını tatmin etmek adına girdiği izlenimi vererek kamuoyu desteği sağlamakta, bu soruşturma ve kovuşturmalarla elediği kişiler yerine kendi üyelerini ve etki alanındaki kişileri yerleştirerek zemin kazanmaktadır” denildi.

ERDOĞAN NE DEMİŞTİ

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 2015 yılında Harp Akademileri Komutanlığı’nda yaptığı konuşmada Balyoz ve Ergenekon gibi davalarla ilgili olarak, “Bu operasyonlarla şahsım başta olmak üzere, tüm ülke yanlış yönlendirildi, aldatıldı. Kurumlarımızın içinde örgütlenmiş, güçlü medya desteğiyle teçhiz edilmiş bir yapının, Türkiye’yi ele geçirmek için yürüttüğü bir kumpasa, bir darbe teşebbüsüne hep birlikte maruz kaldık” demişti. Erdoğan, “Samimiyetle ifade ediyorum; eski Genelkurmay Başkanımız başta olmak üzere, birlikte mesai sarf ettiğim için yakından tanıdığım pek çok komutanın tutuklanmasına şahsen gönlüm hiçbir zaman razı olmadı. Tereddütlerimi, itirazlarımı o dönemde bu işin sorumlularına ifade ettim, hatta kamuoyu önünde de dile getirdim” demişti.