FÜSUN İKİKARDEŞ / İZMİR

İzmir’de Büyük Aile Buluşması yarın Konak Meydanı’nda yapılacak. Miting öncesi hummalı hazırlık faaliyetleri bir yana, bu işin öncülüğünü yapan demokratik kitle örgütlerinin oluşturduğu Aile Platformu’na katılımlara da her gün bir yenisi ekleniyor. Gazetemiz yayına girerken, 200 kadar kuruluşa 40 daha eklenmişti. Bunlar arasında sendikalar, meslek örgütleri ve çok sayıda kadın örgütü de yer alıyor.

poster
  

TEHDİDİN BÜYÜKLÜĞÜ ANLAŞILDI

Miting neden kısa zamanda bu kadar destek gördü derseniz, LGBT adına üst üste düzenlenen sözde “onur yürüyüşleri” kışkırtıcı bir rol oynadı. Her ne kadar bu yürüyüşler çok kalabalık kitleler toplayamasa da, Cumhuriyet Kadınlar Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Tülin Oygür, duydukları rahatsızlığı şöyle açıladı: “LGBT olayını onur haftası yürüyüşlerinden biliyoruz. 23 Nisan 2020’de Kadıköy ve Şişli Belediyelerinin Kent Konseylerince sokaklara ‘LGBT çocuk vardır’ pankartlarının asılması, LGBT’nin siyaset aracı olarak da topluma şirin gösterilmeye çalışıldığını ortaya koydu. Tehdidin büyüklüğü o zaman daha iyi anlaşıldı. LGBT emperyalizmin bir projesidir. Amacı milli devletleri çökertmektir. Kadın ve erkek cinsiyetlerini doğal, biyolojik bağlamından koparmak ve insanı, çocukluğundan itibaren cinsiyet karmaşasına sürükleyerek kendine, kimliğine, ailesine, toplumuna, devletine ve tüm değerlerine yabancılaştırmak üzere kurgulanmıştır. LGBT’nin ‘eşcinsel ve transseksüel bireylerin toplumdan dışlanmaması talebi’ ile ilgisi yoktur. Büyük resmi görmek gerekir. CKD büyük resmi gördü. İki yıldır bunun mücadelesi içindeyiz; Netflix ve Disney Plus’a karşı çıkışlarımız bunun örnekleridir.”

LGBT VE BAĞIMSIZ KÜRDİSTAN

LGBT projesinin emperyalist küresel sistem tarafından beslenip pompalandığını vurgulayan Prof. Oygür, bu projenin milli kadın hareketi içinde yer bulmasını da şöyle değerlendirdi: “Ellerindeki medya ve eğlence sektörü kartelleriyle çocuk ve gençlerin dünyasına girdiler. Kadını özgürleştirme adına kadınlığı bitirmeyi savunan neoliberal feminizmle doğal olarak örtüştü, tamamen iç içeler. Ülkemiz aleyhine olan her faaliyetle kol kola girdiler. LGBT eylemlerinde ‘Bağımsız Kürdistan’ pankartları taşınır; Kandil’deki teröristler de LGBT örtülerine sarınıp fotoğraf çektirir. Hepsinin de efendisi emperyalist ABD’dir.”

ESAS KİTLEYİ İZMİRLİLER OLUŞTURACAK

CKD, Büyük Aile Buluşması’na öncülük eden üç kuruluştan biri. Yola çıktıklarında yanlarında İSTOK ve TGB (Türkiye Gençlik Birliği) vardı. Yarınki buluşmada ortak kaygılar taşıyanlar bir araya gelecek. Süreç, 18 Eylül’de Saraçhane’deki LGBT’ye karşı düzenlenen ilk eylemle başladı. Oygür “LGBT’nin aile yapımızı, toplumumuzu, yeni nesilleri ve devletimizi hedef alan emperyalist bir proje olduğu fikrinde tam bir görüş birliği içindeydik ve bu birlikteliği sürdürme kararı aldık. Tabii ki İstanbul buluşmasında birlikte mücadele kararı aldığımız demokratik kitle örgütleriyle de beraberiz. Şuna inanıyoruz ki bu buluşmada esas kitleyi İzmir halkı oluşturacak.” dedi.

CKD Genel Başkanı, çok sayıda dernek ve birliği barındıran İSTOK’a ilişkin şu değerlendirmeyi de yaptı: “Birçoğu dindar, muhafazakar kesimi temsil ediyor. Dünya görüşlerimiz veya siyasi duruşumuz farklı olabilir ama LGBT’ye bakışımız aynı. LGBT olayında iplerin küreselcilerin elinde olduğunu ve ailenin hedef alındığını hepimiz biliyoruz. Konu ailemiz, milletimiz, devletimiz olunca çok rahat şekilde ve istekle bir araya geldik. Emperyalist projeye karşı güçlerimizi birleştirdik. Bu birleşme siyasilere de örnek olsun isteriz.”

ÖZGÜR ŞEHİR İZMİR

Böyle bir yürüyüş için İzmir’in seçilmesi de dikkatleri üzerine topluyor. CKD Lideri Oygür, bu seçim için çok açık bir gerekçe ifade etti ve “İzmir ‘Özgür şehir’, ‘modern şehir’ olarak bilinir. LGBT de özgürlük, modernlik sanıldığı için İzmir gibi yerlerde gençlik içinde kabul görebiliyor. LGBT dayatmasının İzmir'de etkili olduğunu gözlüyorduk ancak bu dayatmayı kabul etmeyen geniş kesimlerin de olduğuna inanıyorduk. Bu nedenle İzmir'den bir ses yükseltmenin etkili olacağını düşündük. İki haftadır süren saha çalışmalarımız gerçekten de İzmir halkının bu konuya karşı ne kadar duyarlı olduğunu bize gösterdi.” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yürüyüşlere verdiği desteğe de değinen Prof. Oygür,  “’Özgürlük, insan hakkı’ yazılı at gözlüklerini çıkarıp tarafsız gözle ve bilinçle bakıldığında bu işten insanlığın, toplumların, milli devletlerin zarar göreceğini anlamamak mümkün değildir.” dedi.

‘LGBT’Yİ ŞİMDİ ANLADIM’

Peki bu kadar endişeye karşın, yarınki miting neyi ne kadar değiştirecek? Başlangıç mı, sonuç mu olacak derseniz, LGBT adlı bu dayatmaya karşı direnç oluşturacağını öngörmek mümkün.

Nedenini yine Tülin hocadan dinleyelim: “Çünkü eğitim sistemi, öğrenciler, ilkokul çocukları, öğretmenler, hepsi bu kıskacın içindeler. Gün geçmiyor ki bir yerden bir feryat yükselmesin. LGBT’ye geçit vermeme kararlılığı ancak toplumun bilgilenmesi, bilinçlenmesiyle mümkün olur. İzmir Büyük Aile Buluşması toplumun LGBT’ye bakışını doğru zemine oturtacak, buna inanıyoruz. Saha çalışmalarımızda ‘LGBT’yi şimdi anladım’ diyenler oldu. Yani değişim şimdiden başladı.

VATANSEVERİM DİYORSANIZ BUYRUN

“Vatanseverim” diyen herkes, elinde bayrağı ile İzmir Büyük Aile Buluşması’nda yerini almalıdır, çünkü ‘aile’nin ferdidir. Aile ve toplum yapımızdaki yozlaşmadan rahatsız isek, orada olmalıyız. Çocuk büyütüyorsak, orada olmalıyız. Aile Buluşmamızda kimsenin insanlık hakkına saldırılmadığı, hiçbir nefret söyleminde bulunulmadığı yerinde görülmelidir. 6 Kasım’da İzmir Konak Meydanına gelenler bilinçlerinde aydınlanmayla evlerine dönecekler, çünkü LGBT’yi yetkin konuşmacılardan dinleme şansına kavuşacağız.”