İYİ Parti kurucularından Vedat Yenerer istifa ettiğini duyurdu. TBMM Grup danışmanlığı görevinin sonlandırıldığını fakat kendisine herhangi bir tebliğ yapılmadığını belirten Yenerer bu duruma şaşırmadığını ifade etti:

"Kurucusu olduğum İyi Parti’de TBMM Grup danışmanlığı görevimin resmi olarak 21 Aralık 2021 tarihinde sonlandırılmasına karşın, bana hala tebliğ edilmediğini tesadüfen öğrenmiş bulunmaktayım. Nezaketen de olsa dostluğumun olduğunu düşündüğüm yöneticilerin ya da sekreterlerin hiç biri hala aramış değildir.

Türk Dünyası’ndan Sorumlu Danışmanlığın da yaptığım Sayın Meral Akşener’den etik olmayan bir şekilde bu görevden de alma nedenini açıklamasını bekliyorum. Yapılacak açıklamaya mutlaka bir cevap hakkım olacaktır.

Peki, şaşırdım mı? Tabi ki hayır. Bekliyordum. Benim özellikle vatanı, milleti yakından ilgilendiren ve toplumdan saklanan konulardaki çalışmalarım yazılarım, söylemlerim, medyadaki açıklamalarım ve televizyon programlarımın genel merkezdeki bazı isimleri rahatsız ettiğinin farkındayım."

APO'YA EV HAPSİ OLSUN DİYENLER ÜST DÜZEY GÖREVLERE GETİRİLDİ

Seçim öncesi 'Buraya FETÖ'cü giremez' sloganıyla hazırlanan videoyu hatırlatan Yenerer çarpıcı ifadeler kullandı. Yenerer İYİ Parti'de 'Apo'ya ev hapsi olsun', 'Ege'de Yunan işgali yoktur, hepsi Yunan adası' diyenlerin üst düzey görevlere getirildiğini söyledi:

"Seçim öncesi özel hazırlanan videoda Sayın Meral Akşener’e “Buraya FETÖ’cü giremez” diyen 4 Ergenekon sanığından biriydim. Parti kurucusu ve çok emeği geçmiş, oy getirmiş, tanınmış vatanseverler, sistemli olarak dışlandıklarını ve kullanıldıklarını görerek teker teker İyi partiden ayrıldılar. Bu haksızlığı ve emek hırsızlığını gören biri olarak, savaşçı kişiliğim nedeniyle çok direndim, tabiri caiz ise kelle koltukta İyi parti için mücadele ettim. Sonunda beklediğim gibi sıra bana geldi.

Benim için İyi Parti KOCAMAN BİR HAYAL KIRIKLIĞI olmuştur.

O videoda genel başkanımıza “ giremezler” demiştim ama zaman içinde üstün eğitim ve liyakat sahibi Türk milliyetçilerinin parti içinde bir önem teşkil etmediğini gördüm. Maalesef ki bunların yerine asla benim dava arkadaşım olamayacak bana göre basiretsiz, liyakatsız ve vasıfsız biatçılar getirildi. Atatürk düşmanlarının, etnik bölücülerin “Apo’ya ev hapsi olsun” ya da “Ege’de Yunan işgali yoktur, hepsi Yunan adası” diyen tescilli işbirlikçilerin, tekrar tekrar üst düzey görevlere getirildiğini içim acıyarak gördüm ve yaşadım. Bana göre il il dolaşıp, mücadele ederek kurduğumuz partimiz zaman içinde Meral Akşener Fun Club’a dönmüş durumdadır. "

ATATÜRK DÜŞMANLARI MİLLETVEKİLİ OLDULAR

Vedat Yenerer açıklamasında Türk ve Atatürk düşmanlarının 2.3 sıradan milletvekili olduklarını açıkladı:

"İstanbul 2. Bölge 9. Sıradan milletvekili adayı olduğumda seçilemeyeceğimi bile bile çok çalıştım. Sayemde, sayemizde Türk ve Atatürk düşmanları 2.3. Sıradan paraşütle milletvekili oldular. Seçim sonrası Afyon’da çalıştayda Sayın Meral Akşener, 300 kişinin huzurunda benden ve bir başka arkadaşımızdan isim vererek özür diledi. Kendi arkadaşları tarafından pek çok kez sırtından hançerlendiğini bana da söyleyen Sayın Akşener’in sırtında herkes bilsin ki benim hançerim yok. Ben kalleşlik yapmadım. Her şeyi adamın gözünün içine baka baka söylerim ve yaparım. Ama şimdi, Sayın Akşener hiçbir tebligat ve açıklama yapmadan, kalp kırarak, ikinci kez itibar infazıyla görevime son vererek beni hançerledi. Kurucusu olduğum parti ile ilişiğimi kesti. Şimdi daha iyi anlıyorum ki sözlerinde hiç samimi değilmiş. Aynı toplantıda bazı kurucularımız, Sayın Akşener’in yüzüne seçim öncesi verdiği milletvekilliği sözlerini tutmadığını, ses kayıtlarını dinletebileceğini söyleyince neredeyse linç edileceklerdi.

Art arda görevlerime son verilmesi ve parti tarafından bunun tebliğ edilmemiş olması normal değil, açık bir tavırdır. Varsın olsun, ben doğruları söylemekten vazgeçmeyeceğim. “Kirli” siyaset yapanların olduğu bir ortamda temiz kaldığım için kendimle gurur duyuyorum."

Vedat Yenerer'in açıklamasının tamamı şöyle:

Kurucusu olduğum İyi Parti’de TBMM Grup danışmanlığı görevimin resmi olarak 21 Aralık 2021 tarihinde sonlandırılmasına karşın, bana hala tebliğ edilmediğini tesadüfen öğrenmiş bulunmaktayım. Nezaketen de olsa dostluğumun olduğunu düşündüğüm yöneticilerin ya da sekreterlerin hiç biri hala aramış değildir.

Türk Dünyası’ndan Sorumlu Danışmanlığın da yaptığım Sayın Meral Akşener’den etik olmayan bir şekilde bu görevden de alma nedenini açıklamasını bekliyorum. Yapılacak açıklamaya mutlaka bir cevap hakkım olacaktır.

Peki, şaşırdım mı? Tabi ki hayır. Bekliyordum. Benim özellikle vatanı, milleti yakından ilgilendiren ve toplumdan saklanan konulardaki çalışmalarım yazılarım, söylemlerim, medyadaki açıklamalarım ve televizyon programlarımın genel merkezdeki bazı isimleri rahatsız ettiğinin farkındayım.

Gazetecilik mesleğinde dünyanın 100 ülkesinde çalışmış, 34 yılı geride bırakmış 15 kitap yazmış bir yazar olarak çok insan tanıdım. Bugüne kadar sadece ve sadece vatanımın ve milletimin çıkarları için cansiperane çalıştım. Her zaman cumhuriyetimizin kurucu ilkelerine sadık kaldım ve savundum.

Bu partiye katılma nedenim Sayın Meral Akşener’in başlangıçta milli ve kurucu değerlere sahip çıkacağını beyan etmesiydi. Bir kadın ve anne olması nedeniyle de aleyhinde söylenenlere karşı onu her mecrada, herkes susarken korudum kolladım. Ayrıca, bu nedenle de vicdanım rahat.

Hiçbir şeyi bazıları gibi gösteriş için yapmadım. Türk milliyetçiliği davamdan hiç şaşmadım. Bu parti kurulduğu günden beri hem Türkiye’yi hem de Türk dünyasını adım adım dolaştım. Partimi ve genel başkanımı ailemi de ihmal etme pahasına, sağlığımızı tehlikeye atarak bugüne kadar (Pandemi süreci dahil ) en iyi şekilde tanıttım. Tüm parti bunu iyi bilir..

Ben, hayatım boyunca belediyelerde, devlet kurumlarında ihaleye hiç girmedim, girmem. Şehidin, gazinin, yetimin ve garibin hakkını yemedim, yemem.

Bebek Katili Terör Örgütü PKK/HDP ile hayatım boyunca işbirliği yapmadım, yapmam. Değil günlerce, bir dakika bile pazarlık masasına oturmadım, oturmam. Masaya oturmak için Ermeni teröristlerin Müslüman olmasını beklemedim, beklemem. Örneğin, Leyla Zana gibi birinci sınıf vatan hainlerine asla sıcak bakmadım bakmam.

Ergenekon davasında cezaevine atılmış ve FETÖ işkencesi görmüş biri olarak Türk Tarihi’nin en büyük casusluk ve Terör Örgütü, ABD, AB ve bilumum düşman tarafından korunan, AKP tarafından her şey verilerek darbe yapacak kadar devleti ele geçirmiş FETÖ ile hayatım boyunca mücadele ettim. İşbirliği yapmadım yapmam. En önemlisi, Türkiye Cumhuriyeti için can ve kan verenlere asla ihanet etmedim, etmem. Ailemde, sülalemde ne bir PKK/HDP’li ne de FETÖ’cü vardır…

İyi Parti kurucularından ve en çok çalışanların başında gelen biri olarak sahadaki çalışmalarımın toplumda kabul ve takdir görmesi, medyada yer almasına rağmen bilinçli olarak genel başkan ve parti yöneticileri tarafından görmezden gelinmesi, hatta ciddi olarak rahatsız olunması, bazen açıkça sabote edilmesi diğer arkadaşlarımızın da dikkatini pek çok kez çekmiştir.

Seçim öncesi özel hazırlanan videoda Sayın Meral Akşener’e “Buraya FETÖ’cü giremez” diyen 4 Ergenekon sanığından biriydim. Parti kurucusu ve çok emeği geçmiş, oy getirmiş, tanınmış vatanseverler, sistemli olarak dışlandıklarını ve kullanıldıklarını görerek teker teker İyi partiden ayrıldılar. Bu haksızlığı ve emek hırsızlığını gören biri olarak, savaşçı kişiliğim nedeniyle çok direndim, tabiri caiz ise kelle koltukta İyi parti için mücadele ettim. Sonunda beklediğim gibi sıra bana geldi.

Benim için İyi Parti KOCAMAN BİR HAYAL KIRIKLIĞI olmuştur.

O videoda genel başkanımıza “ giremezler” demiştim ama zaman içinde üstün eğitim ve liyakat sahibi Türk milliyetçilerinin parti içinde bir önem teşkil etmediğini gördüm. Maalesef ki bunların yerine asla benim dava arkadaşım olamayacak bana göre basiretsiz, liyakatsız ve vasıfsız biatçılar getirildi. Atatürk düşmanlarının, etnik bölücülerin “Apo’ya ev hapsi olsun” ya da “Ege’de Yunan işgali yoktur, hepsi Yunan adası” diyen tescilli işbirlikçilerin, tekrar tekrar üst düzey görevlere getirildiğini içim acıyarak gördüm ve yaşadım. Bana göre il il dolaşıp, mücadele ederek kurduğumuz partimiz zaman içinde Meral Akşener Fun Club’a dönmüş durumdadır.

İstanbul 2. Bölge 9. Sıradan milletvekili adayı olduğumda seçilemeyeceğimi bile bile çok çalıştım. Sayemde, sayemizde Türk ve Atatürk düşmanları 2.3. Sıradan paraşütle milletvekili oldular. Seçim sonrası Afyon’da çalıştayda Sayın Meral Akşener, 300 kişinin huzurunda benden ve bir başka arkadaşımızdan isim vererek özür diledi. Kendi arkadaşları tarafından pek çok kez sırtından hançerlendiğini bana da söyleyen Sayın Akşener’in sırtında herkes bilsin ki benim hançerim yok. Ben kalleşlik yapmadım. Her şeyi adamın gözünün içine baka baka söylerim ve yaparım. Ama şimdi, Sayın Akşener hiçbir tebligat ve açıklama yapmadan, kalp kırarak, ikinci kez itibar infazıyla görevime son vererek beni hançerledi. Kurucusu olduğum parti ile ilişiğimi kesti. Şimdi daha iyi anlıyorum ki sözlerinde hiç samimi değilmiş. Aynı toplantıda bazı kurucularımız, Sayın Akşener’in yüzüne seçim öncesi verdiği milletvekilliği sözlerini tutmadığını, ses kayıtlarını dinletebileceğini söyleyince neredeyse linç edileceklerdi.

Art arda görevlerime son verilmesi ve parti tarafından bunun tebliğ edilmemiş olması normal değil, açık bir tavırdır. Varsın olsun, ben doğruları söylemekten vazgeçmeyeceğim. “Kirli” siyaset yapanların olduğu bir ortamda temiz kaldığım için kendimle gurur duyuyorum.

Son olarak, İyi Parti’de umutla kalmış, sahada çalışan çok değerli vatanseverlere ve Türk milliyetçilerini saygıyla selamlıyorum. Sosyal medyada beni takip eden İyi Partili arkadaşlarımın sayfamdan ayrılmalarına hoşgörüyle bakacağım.

Şu andan itibaren İyi Parti ile hiçbir bağım kalmamıştır. Bana söyleyecek sözü olanlar sosyal medya sayfalarından yazmasın. Kendilerini ekranlara davet ediyorum. Kim haklı kim haksız millet karar versin..

Vatanım ve milletim için çalışmaya kaldığım yerden devam edeceğime hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Çünkü ben, Mavi Gözlü Bozkurdumuz, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Türk milletinin ölene kadar askeriyim…

Kamuoyuna saygıyla duyurulur