İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, medya kuruluşlarının Ankara temsilcileriyle bakanlıkta bir araya geldi.

Dünyanın 21. yüzyılda çok ciddi bir göç hareketliliğine sahne olduğunu belirten Soylu, göçün ana sebebini, terör ve şiddet ortamının oluşturduğunu söyledi.

Bir göç sağanağı ile karşı karşı olduklarını vurgulayan Soylu, bu alanın istismar edilmesinin önüne geçebilmek adına hem iletişimi ve istişareyi arttırmaya hem de kamuoyunu, medya ve siyaseti olabildiğince doğru bilgilendirmeye çalıştıklarını dile getirdi.

Kaçak göç yollarından uyuşturucu yollarının oluştuğunu, bundan da terör örgütlerinin para kazandığını aktaran Soylu, "Biz kaçak sigarayı Türkiye'de son 3 yılda yüzde 21,522 seviyesinden yüzde 1,5 seviyesine düşürdük. Kaçakçılığı yapanlar şimdi kaçak göçmen ticareti yapıyor. Bu, kendi adına dünyayı da tehdit eden illegal sinerji oluşturuyor."diye konuştu.

Türkiye'de geçici koruma statüsüne sahip 3 milyon 639 bin 284 Suriyeli olduğuna dikkati çeken Soylu, şunları kaydetti:

"Türkiye'nin Cumhuriyet tarihinde aldığı toplam göçmen sayısı, bu verdiğim Suriyeli rakamı dahil 5,7 milyon kişidir. Yani daha önce yaşamadığımız bir şeyi yaşıyoruz. Ekonomik sebeplerle göç, zaten tüm dünyada belli bir ölçekte var olan bir şeydi. Oysa Türkiye sınırına birdenbire yüz binlerce insan sadece daha çok para kazanmak için koşmadı. Bu insanlar net şekilde ölümden kaçtılar. Ölümden kaçanlar bir aks oluşturdu. Elbette ki ekonomik sebeplerle göç etmek isteyenler de bu aksı kullanmış olabilir ama temelde Türkiye'nin ve dünyanın bugün maruz kaldığı kitlesel göç hareketi ve düzensiz göç probleminin belirleyicisi ekonomi değil, oluşturulan terör ve şiddet ortamıdır."

"Uluslararası koruma başvurusu alabilme kabiliyetine sahip ülke olduk"

Türkiye'nin "uluslararası koruma başvurusu" konusunda bir lig yükseldiğini anlatan Soylu,"Türkiye, uluslararası koruma başvurusunu alabilme kabiliyetine sahip ülke oldu. Daha önce bizim adımıza Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği alıyordu. Geçen yıl Türkiye'nin göç konusunda elde ettiği yetkinlik ve yeterlilik, Türkiye'nin bu başvuruyu kendi adına almasını sağladı." ifadelerini kullandı.

Bakan Soylu, Suriyelilerin bayramda ülkelerine gitmesi konusunda serbestlik sağladıkları için eleştirildiklerine değinerek, şöyle devam etti:

"Suriyelilerin bayramda ülkelerine gitmesi, arkadaşlarımızla yaptığımız değerlendirme sonrası oluşturduğumuz politikadır. 'Gidebilen kadarı gitsin, orayı görsünler, kalmak isteyen orada kalsın.' Bu politika tuttu. Son Ramazan Bayramı'nda giden 36 bin kişi geri dönmedi. Ramazan Bayramı'nda 85 bin Suriyeli'den 35 bini İdlib'e gitti. Bazen bizi eleştiriyorlar ya 'İdlib'e ölüme gönderdiler.' diye. Biz kimseyi göndermedik. Onun da altını çizerek söylüyorum. Kurban Bayramı için de şu ana kadar 20 binin üzerinde çıkış sağlandı."

Şu anda 16 bin olan geri gönderme merkezi kapasitesinin yıl sonunda yaklaşık 20 bini bulacağını dile getiren Soylu, 87 bin 464 kişinin barınma merkezlerinde kaldığına, bu yerlerin toplam kapasitesinin ise 165 bin 609 kişi olduğuna işaret etti.

Türkiye'de bu yılın ocak ayı itibarıyla Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü verilerine göre eğitim çağındaki Suriyeli çocuk sayısının 1 milyon 47 bin 536 olduğunu aktaran Soylu, şöyle konuştu:

"Eğitim çağındaki Suriyeli çocukların okullaşma oranı ortalama yüzde 61,69, ilkokullardaki okullaşma oranı yüzde 96,3'tür. Mülteciler için dünya genelinde ilkokuldaki okullaşma oranı yüzde 61'dir. Yani biz göçmenleri sadece içeri alıp bırakmıyoruz. Yüzde 50'si 18 yaşın altında olan, savaş ve şiddet koşullarında travmatik deneyimler yaşayarak Türkiye'ye sığınmak zorunda kalan Suriyelilerin eğitim sistemine dahil olmaları konusunda çok başarılı çalışmalar yapıyoruz. Mesela 'Suriyeli Çocukların Türk Eğitim Sistemine Entegrasyonunun Desteklenmesi Projesi' adıyla bir proje yürütüyoruz. İki yıllık bir proje olarak öngörüldü. Şubat 2018 verilerine göre, proje kapsamında 23 ilde 390 bin Suriyeli öğrenciye 5 bin 555 Türkçe öğretici tarafından Türkçe öğretim dersi, 495 rehberlik danışmanıyla danışmanlık dersi verilmiştir. Yine aynı proje kapsamında geçen yıl okullarında Suriyeli öğrenci bulunan 2 bin 500 idareciye eğitim verdik. Eğitim işine göçün ilk anlarından itibaren eğildik."

"Sahil Gözetleme Radar Sistemi olağanüstü bir projedir"

Düzensiz göçle de mücadele ettiklerine dikkati çeken Soylu, günde ortalama 2 bin kaçak göçmen yakalandığını vurguladı.

Düzensiz göçle mücadele kapsamında herkesin onur duyacağı bir projenin hayata geçirildiğini ifade eden Soylu, şu bilgileri verdi:

"Hiçbir denizimizi gözetlemeksizin, hiçbir yakın suyumuzu radarsız bırakmadan çok önemli bir projeyi gerçekleştiriyoruz. Hopa'dan Ege'ye, Akdeniz'den Karadeniz'e kadar... Projeyi ASELSAN ile beraber yürütüyoruz. Sahil Gözetleme Radar Sistemi olağanüstü bir projedir. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının radarları, bizim Gözetleme Radar Sistemi'yle devreye sokulan radarların tamamıyla birbirine entegre olacak. Denizlerimizde bir tek boş santimetrekare kalmayacak."

"Küresel anlamda da maruz kaldığımız baskı azalıyor değil"

Afgan düzensiz göçmenlere yönelik değerlendirmelerde de bulunan Soylu, 7 ayda yakalanan 72 bin Afganistan vatandaşından 29 bininin geri gönderildiğini bildirdi.

Bakan Soylu, bazen düzensiz göçmenlerle ilgili "Bırakın Avrupa'ya geçsinler." denildiğine işaret ederek, "Peki, Avrupa'ya geçerse ne olacak biliyor musunuz? Eğer ben bunu kontrol edemezsem Türkiye, hiçbirimizin yönetemeyeceği bir göç transit merkezi haline gelecek. Bir günde İzmir'den 3035 bin kişi geçebilir. Bırakalım İzmir'i, bakın bakalım ne oluyor." değerlendirmesini yaptı.

2017'de 175 bin 752, 2018'de 268 bin düzensiz göçmen yakaladıklarını aktaran Soylu, "Bu yıl, 29 Temmuz itibarıyla düzensiz göçmen yakalamada 177 bin 654 rakamındayız. 2017'yi geçtik. 300 bini de aşacağız, öyle görünüyor. Küresel anlamda da maruz kaldığımız baskı azalıyor değil." dedi.

Geçen yıl İstanbul'da 28 bin, yılbaşından bu yana 35 bin kaçak göçmenin yakalandığını ifade eden Soylu, "İstanbul'da 1231 Temmuz arasında 12 bin 474 kaçak göçmen yakalandı."ifadesini kullandı.

Suriyelilerle ilgili doğru bilinen yanlışlar

Soylu, Suriyelilerle ilgili doğru bilinen yanlışlara da değinerek, Suriyelilerin devletten maaş aldığı, hastanelerde öncelikli bakıldığı, Suriyeli öğrencilere devlet tarafından bin 200 lira burs verildiği, TOKİ'den bedava ev verildiği, üniversitelere sınavsız kabul edildikleri, motorlu taşıtlar vergisinden muaf oldukları, devlet memurluğuna alındıkları, özellikle seçim dönemlerinde gelişigüzel vatandaş yapıldığı gibi pek çok asılsız iddia ile karşı karşıya kaldıklarını dile getirdi.

Suriye'deki bu durumun ne kadar süreceğinin kestirilemediğini ifade eden Soylu, çatışmaların sona erdirilmesi sürecinin en kısa sürede tamamlanması için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde uluslararası alanda çok önemli adımların atıldığını dile getirdi.

Suriyeliler "ben dönmüyorum" dediğinde Türkiye'nin tavrının ne olacağının sorulması üzerine Bakan Soylu, şunları söyledi:

"Suriyelilerin önemli bir bölümü geri döner. Yaptığımız araştırma ve anketlerde, 'Suriye güvenli olduğu andan itibaren ben dönerim' diyenler yüzde 6570 civarında. Bu, onların dönebileceğini gösteriyor. Kelebek etkisi de yapacağını, daha fazla insanın döneceğini düşünüyorum. Bunların bir kısmının ikametgah vasıtasıyla Türkiye'de kalmasında da o saatten sonra bir problem olacağını düşünmem."

"Çocuklar dahil 92 bin Suriyeliye vatandaşlık verildi"

Soylu, şu ana kadar vatandaşlık verilen Suriyeli sayısının sorulması üzerine, "Çocuklar da dahil olmak üzere 92 bin 280 Suriyeliye vatandaşlık verildi. Bunların 47 bini ergin, 45 bin 280'i çocuk. Bunların da büyük bir bölümü öğretmen, mühendis ve nitelikli, kendi hayatını kurabilecek insanlar." değerlendirmesini yaptı.

İstanbul'daki Suriyeli sayısını da açıklayan Soylu, "Şu anda kayıtlı bulunan 547 bin Suriyeli var. Bunların zaten İstanbul'da yaşama hakkı var. Yeni kayıt açmıyoruz. Yeni kaydı, sadece üniversite kazandığında, ciddi iş kurduğu veya iş kuracağında, aynı zamanda bir sağlık meselesi söz konusu olunca açıyoruz. Yılbaşından bu yana insani sebeplerle 7 bin kişi İstanbul'a kayıtlı oldu." diye konuştu.

"Kayıt altına alınan Suriyelilerden belli terör örgütleriyle ilişkili kişiler tespit edildi mi?" sorusuna Soylu, "Çok fazla tespit edilemedi, çok az. Bir DEAŞ bağlantısı çıktı. Onun da gereği yerine getirilmeye çalışıldı." karşılığını verdi. 

Soylu, "Suriyeliler Türkiye'nin demografik yapısını değiştirir mi?" sorusu üzerine ise böyle bir şey olabileceğini düşünmediğini söyledi.

"Yunanistan'a 8 bin FETÖ'cü geçti"

Soylu, "FETÖ, Suriyeliler meselesinin neresinde? Araştırma ve incelemelerinize yansıyan bir şey var mı?" şeklindeki soruyu, şöyle yanıtladı:

"Geçen hafta cuma günü İstihbarat ve Siber Daire Başkanlarımızı aradım. 'Şu Suriye meselesiyle ilgili FETÖ hesaplarının bir analizini yapar mısınız?' dedim. Tam üzerine cuk oturmuş durumda. FETÖ hesaplarının tamamı bu meselelerin tahrikinde birebir pozisyon almış durumda."  

"Terör örgütü DEAŞ'ın bu göç sağanağı aracılığıyla Türkiye'ye sızmaya çalışması gibi bir belirlemeniz var mı?" sorusu üzerine Soylu, şunları kaydetti:

"DEAŞ'ı da PKK'sı da var. Başka bir şey daha söyleyeyim. Sadece DEAŞ ve PKK değil. Aslında derdimizi anlatmakta zorlanıyoruz. Son 22,5 yıldır Edirne kara sınırından Yunanistan'a yaklaşık 8 bin FETÖ'cü geçti. Bu da yeni bir rakam. Peki bu hangi hattan geçti? Tam da o kaçak göçmen hattından geçti." 

Soylu, Türkiye'deki Suriyelilerin hangi bölgelerden geldiği sorusuna şu cevabı verdi:

"Türkiye'deki Suriyelilerin yüzde 64'ü Halep'ten, yüzde 8'i İdlib'den, yüzde 8'i Haseke'den, yüzde 5'i Rakka'dan, yüzde 5'i Deyrizor'dan, yüzde 4'ü Hama'dan, yüzde 4'ü Şam'dan ve yüzde 2'si Humus'tan geldi. Suriyelilerin, yüzde 17'si PYD'nin kontrol ettiği, yüzde 66'sı rejimin kontrol ettiği, yüzde 8'i muhalefetin, yüzde 9'u Türkiye'nin Fırat Kalkanı ile Zeytin Dalı harekatlarıyla kontrol ettiği yerden geldi."

Soylu'nun gazetecilerle buluşmasının sonunda, Göç İdaresi Genel Müdürü Abdullah Ayaz da bir sunum yaptı.

İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş ile Sahil Güvenlik Komutanı Tuğamiral Ahmet Kendir de programda hazır bulundu.


Kaynak: AA