Yeni Şafak gazetesi yazarı Levent Yılmaz, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı, dövizin tepetaklak olmasına sebep olan yeni modelin ayrıntılarını yazdı.
Yeni Şafak gazetesi yazarı, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı, dövizin tepetaklak olmasına sebep olan yeni modelin ayrıntılarını yazdı. İşte, yeni ekonomi modeliyle ilgili kafalardaki soru işaretlerini giderecek o yazı:
"Döviz kurlarının yukarı yönlü hareketi bir süredir tüm kesimleri tedirgin ediyordu. Özellikle TCMB’nin doğrudan satım yönünde müdahalelerine rağmen artış gösteren döviz kurlarının baskılanması meselesi giderek daha önemli hale gelmişti. Zira kurlardaki artışların oluşturacağı istikrarsızlık ve volatilitenin getireceği belirsizlik ekonomi aktörlerinin en büyük korkusuydu. İşte böyle bir dönemde “TL’yi güçlendirme paketi” adını verebileceğimiz bir dizi önlem seti ilan edildi. Ancak en önemlisi “sermaye kontrolü” söylentilerinin önüne geçilmiş oldu.
PAKET NELERİ KAPSIYOR?
Geçtiğimiz Pazartesi günü yapılan kabine toplantısının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan paket bir dizi yeni finansal araç ve ekonomik tedbirden oluşuyor. Bunlar;
TL mevduatlara vade sonunda kur farkının yansıtılması,
İhracatçılara ileri vadeli kur seviyesi belirleme imkânı,
Bireysel emeklilikte devletin katkısının %30’a çıkarılması,
İç Borçlanma Senetleri’nde stopajın sıfırlanması,
Sanayiciler ve ihracatçılar için Kurumlar Vergisi’nde 1 puanlık indirim,
Katma Değer Vergisi’nde yeni düzenlemeler,
Şirketlerin temettü ödemelerindeki stopaj %10’dan sıfıra inecek,
Kamu borçlanma senetleri çıkarılacak,
Kamu bankaları kredileri selektif bir şekilde yatırım ve istihdama yönelik alanlara kullandıracak,
Proje bankacılığına yönelik adımlar atılacak,
Yastık altındaki birikimlerin ekonomiye kazandırılarak istatistiki göstergelere yansıtılması sağlanacak.
KUR KORUMALI TL VADELİ MEVDUAT
Pazartesi akşamı açıklanan paketin içinde şüphesiz en çok merak edilen TL vadeli mevduat hesaplarını özendirici şekilde planlanmış olan uygulamaydı. Bu uygulamaya ilişkin detayları Hazine ve Maliye Bakanlığı açıkladı. Açıklamaya göre bu imkândan gerçek kişiler faydalanacak. Şirketler kapsam dışında. Hesaplar 3,6,9 ve 12 aylık vadeleri kapsayacak. Yani en az 90 günlük TL mevduat hesabı açmak gerekecek. Söz konusu mevduatlara uygulanacak en düşük faiz oranı TCMB’nin politika faizi olacak. Döviz kuru vadeli mevduatın açıldığı gün saat 11.00’de TCMB tarafından belirlenen döviz alış kuru olacak. TL vadeli hesap ile hesaplar üzerinde işleyecek faiz ile vade bitimindeki döviz kuruna göre değişim kıyaslanacak ve mudi lehine olan artış uygulanacak. Ayrıca bu hesaplara stopaj uygulanmayacak.
Uygulamanın bir diğer versiyonunda döviz tevdiat hesabı olan bireysellerin elindeki döviz Merkez Bankası tarafından ilan edilen döviz alış kurundan bozulacak. Söz konusu meblağ Merkez Bankası tarafından alınacak ve karşılığı banka hesabına aktarılacak. Bu işlem 3, 6 ve 12 aylık hesaplara uygulanacak. Vade sonunda ise eğer arada bir kur farkı olursa Merkez Bankası tarafından ödenecek.
YASTIK ALTINDAKİ VARLIKLAR MESELESİ
Türkiye’de uzun bir süreden bu yana konuşulan konuların başında finansal sistemin dışında tutulan finansal varlıklar geliyor. Bunlar ağırlıklı olarak fiziki altın ve efektif dövizlerden oluşuyor. Elbette tasarruf sahiplerinin bu tarz bir davranış sergilemesinde kültürel etkenlerden tutun da inanç faktörüne kadar bir dizi değişken var. Bu konuda özellikle faiz hassasiyeti olan bireylerin bankacılık sisteminden uzak durması meselesi de göz önüne alınmalı. Yapılan araştırmalar (Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Kadir Has Üniversitesi) ülkemizde katılım bankacılığının faiz hassasiyeti olan bireyler açısından yeterince ikna edici olmadığını gösteriyor. Yastık altındaki varlıkların ekonomiye kazandırılması hususunda bu konunun da dikkate alınması gerekiyor.
Diğer yandan kripto varlıklarla ilgili düzenleme ve denetleme de son derece önemli. Zira kripto varlık alımı için Türk Lirası önce dövize dönüyor sonra da o döviz ülke dışına çıkıyor. Böylelikle yurtiçindeki bir varlık bir şekilde finansal sistemin dışına çıkmış oluyor ve maalesef bunun için hiçbir koruma kalkanı da yok."