ABD’li heyetlerin Çin’e bağlı Tayvan adası ziyareti, Asya’nın gündeminde. Biden, eski Genelkurmay Başkanı Mullen liderliğinde geniş bir askeri heyet yollarken, Trump’ın Dışişleri Bakanı Pompeo da Tayvan’daydı.
ABD, Çin’in Tayvan adasında ayrılıkçılığı kışkırtmaya devam ediyor. Bilgisayar tabanlı ürünlerin temel bileşeni olan yarıiletken üretiminde dünya imalatının yarısını üstlenen Tayvan, Çin’e bağlı bir özerk cumhuriyet. Pekin yönetimi ‘Tek Çin’ politikasının ve ‘yeniden bütünleşmenin’ vazgeçilmezliğini vurgularken ABD, askeri yardımlar ve siyasi nüfuzla Tayvan’ı Çin’den koparmaya çalışıyor.
Son olarak ABD Başkanı Joe Biden, Ukrayna krizi olanca sıcaklığıyla sürerken, eski ABD Genelkurmay Başkanı Mike Mullen başkanlığındaki eski güvenlik ve askeri yöneticilerden oluşan geniş bir Amerikan heyetini Çin’e bağlı Tayvan adasına gönderdi.
Geçen hafta boyunca Rusya’nın operasyonunu “işgal” olarak niteleyen Batı medyasında, Çin’in de fırsattan istifade Tayvan’ı işgal edeceğine dair çok sayıda haber ve yorum yer almıştı. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken da sosyal medyada “Putin’in Ukrayna işgali yeni bir çağ açtı. Bu çağda artık Tayvan da ön cephededir.” ifadelerini kullanmıştı.
Ziyaret, Ukrayna krizinin yanı sıra, ABD’nin Tayvan’a 100 milyon dolarlık askeri ekipman ve hizmet satışını onaylamasından yaklaşık bir ay sonra geldi.
KALABALIK VE KIDEMLİ HEYET
ABD heyetinin başında bulunan Bush ve Obama dönemlerinin Genelkurmay Başkanı Mullen’a Bush’un ulusal güvenlik danışman yardımcısı Meghan O’Sullivan ve Obama’nın güvenlik müsteşarı Michele Flournoy eşlik etti. Bir ABD yetkilisinin Reuters’a verdiği beyanata göre “ABD’nin Tayvan’a olan güçlü desteğini göstermek için kalabalık tutulan” heyete Ulusal Güvenlik Konseyi’nin iki eski Asya dairesi başkanı da dahil edildi.
Heyet, Salı günü Taipei Havalimanı’nda Tayvan Dışişleri Bakanı Joseph Wu’yla, Çarşamba günü ise Tayvan Cumhurbaşkanı Tsai Ingwen’le görüştü.
TAYVAN CUMHURBAŞKANI: DEMOKRASİLER BİRLEŞMELİ
Tayvan Cumhurbaşkanı Tsai, konuk heyete, Pekin'in Tayvan Boğazı'na ve bölgeye yönelik askeri tehditlerinin, "Tayvan'ın uluslararası katılımını sınırlamak için çalışarak veya Tayvan toplumunu ve demokrasinin rolünü bölmek için bilişsel savaş taktikleri ve dezenformasyon kullanarak" artmaya devam ettiğini söyledi.
Tsai ABD’li ziyaretçileriyle birlikte yaptığı basın toplantısında da “Demokrasi mücadelesinde en ön cephede olan bir ülke olarak Ukrayna halkının özgürlüğünü ve demokrasisini korumak için verdiği korkusuz savaşa derin bir sempati duyuyoruz. Dünyadaki tüm demokrasiler için bir araya gelmenin tam zamanıdır.” ifadelerini kullandı.
ABD Heyeti Başkanı General Mullen da “Tayvan'a dünya tarihinin çok zor ve kritik bir anında geldik. Başkan Biden'in dediği gibi, demokrasi, en son Ukrayna'da olmak üzere, sürekli ve endişe verici zorluklarla karşı karşıya. Şimdi, demokrasinin şampiyonlara her zamankinden daha fazla ihtiyacı var. Güçlü desteğimizi yeniden teyit etmek için buradayız.” dedi.
POMPEO DA ORADAYDI
Biden’ın heyetiyle eşzamanlı olarak Trump’ın Dışişleri Bakanı Mike Pompeo da Taipei’deydi. Pompeo, Mullen başkanlığındaki heyetten bir gün sonra Tayvan’a geldi ve ertesi gün Tayvan Cumhurbaşkanı Tsai Ingwen ile görüştü. ABD ve Tayvan basınındaki haberlerde, Pompeo’nun programının daha önceden belli olduğu, Biden’ın kendi heyetini “ön almak için” yolladığı kaydedildi. Biden heyetinin 30 saatlik programına karşın, Trump’ın daha katı bir Çin karşıtlığı politikası sebebiyle Tayvan’da popüler olan Pompeo’nun 4 günlük bir ziyaret planı yaptığı belirtildi. ABD basınında çıkan haberlerde ‘diplomatik kapışmanın’ Kasım 2022’de yapılacak ABD Senato seçimleriyle ilgili olduğu vurgulandı.
Pompeo, Cumhurbaşkanı Tsai ile yaptığı görüşmede, “Özgürlüğe değer veren bizlerden derin ve uyumlu bir odağı olan bir liderlik talebinin sürdüğünü görmek için bugün Avrupa'da neler olup bittiğini izlememiz yeterlidir.” dedi. Tayvan’ın kaderinin Ukrayna gibi olmaması için daha kararlı bir liderliğe ihtiyaç olduğuna işaret etti.
Tsai, yaptıkları görüşmenin ardından Pompeo'ya başkanlık ofisine göre bir “erdem simgesi” olan Grand Cordon ile Parlak Yıldız Nişanı takdim etti. Aynı nişanın bir önceki sahibi de eski ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld idi.
ÇİNLİ YETKİLİLER: ABD’NİN ÇABALARI, AYRILIKÇILARIN ÇÖKÜŞÜNÜ HIZLANDIRIR
Öte yandan Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Wang Wenbin, “Çin halkının ulusal egemenliği ve toprak bütünlüğünü koruma kararlılığı ve iradesi sarsılmazdır. ABD'nin Tayvan'a sözde desteğini göstermesi için herhangi birisini göndermesi beyhudedir.” ifadelerini kullandı.
Wang ayrıca, ABD'yi tek Çin ilkesine uymaya, Tayvan makamıyla her türlü resmi teması durdurmaya ve ÇinABD ilişkilerinin genel durumuna ve ülke genelinde barış ve istikrara daha fazla zarar vermemek için Tayvan sorununu ihtiyatlı bir şekilde ele almaya çağırdı.
Devlet Konseyi'ne bağlı Tayvan İşleri Ofisi sözcüsü Zhu Fenglian Salı günü yaptığı açıklamada, Tayvan yanlısı hiçbir eylemin Tayvan'ın Çin'in bir parçası olduğu gerçeğini değiştiremeyeceğini ve Çin'in yeniden birleşme sürecini durduramayacağını söyledi.
Zhu bunun yanı sıra Tayvan'ı dış güçlerle işbirliği yaparak cesaretlendirmenin Tayvan halkının güvenliğini veya refahını sağlamayacağını ve Tayvan'ı yalnızca Çin karşıtı bir dış gücün piyonu haline getireceğini ve ayrılıkçı otoritenin çöküşünü hızlandıracağını söyledi.