Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel, Küba'da yaptığı görüşmeler kapsamında Küba Sağlık Bakanlığı ve Havana Tıbbi Bilimler Üniversitesi yetkilileriyle bir araya geldi.

Görüşmelerde imzalanan anlaşmalarla birlikte, Küba ve Türkiye'de üniversiteler arası ortak proje, araştırma, konferans, seminer, kısa ve uzun dönemli öğrenci akademisyen değişimi yapılacak.

Havana Tıbbi Bilimler Üniversitesi ile biyoteknoloji, genetik mühendisliği ve sağlık alanlarında iş birliği yaparak ortak araştırma merkezi kurulması, Kübalı ve Türk sağlık uzmanlarının katma değer oluşturabileceği araştırmalar yapması planlanıyor. Ayrıca ziyaret kapsamında Yücel, Küba Eğitim Bakanı Ena Elsa Velazquez Cobiella ve bazı yetkililerle görüştü.

KÜBA'DA İLERİ SAĞLIK SİSTEMİNİN ADIMLARI

Küba, yıllarca ABD tarafından ambargoya maruz kalmasına rağmen, sağlık alanında dünyaya örnek olarak gelişmelere imza attı. En başarılı olduğu alanlardan biri de tıbbi teknoloji. Bu alandaki gelişmelerin devrim sonrasındaki müdahalelerle ilişkili olduğu biliniyor.

Devrim sonrasında ilaç üretimi ve dağıtımı da kamulaştırılarak bu işte yeterli kaliteyi yakalayamayan kuruluşlar kapatıldı. Devrim öncesinde ilaç piyasasında 40 bin kadar ürün bulunuyordu. Bu sayı düzenli biçimde azaltılarak bine düşürüldü. Hekimler jenerik ilaç yazmaya teşvik edildi.

1990’larda Küba yönetimi sağlık hizmetlerinin kalitesinin geliştirilmesine odaklanarak kalitenin geliştirilmesi ve izlenmesi için standartlar geliştirdi.

2010 yılında aile hekimliği sisteminin güçlendirilmesine yönelik bir adım atıldı. Amaç, aile hekimi ofislerinin sayısının artırılması, toplum temelli hizmetlerin güçlendirilmesi, ev ziyareti sayısının artırılması ve aile hekimlerinin çalışma düzenlerinin toplumun ihtiyaçlarına göre yeniden düzenlenmesiydi.

Sonuç olarak Küba sağlık sistemi sağlık hizmetleri ve nüfus açısından tam kapsayıcılığa büründü ve bütün sağlık hizmetleri tamamen parasız hale getirildi.

KÜBA SAĞLIK SİSTEMİNİN TEMELİ: AİLE HEKİMLİĞİ

Aile hekimliği ve koruyucu hekimliğin ön planda olduğu sistemde halk, hastaneye gerek kalmadan mahallelerdeki polikliniklerde deva buluyor. Günde 20 ila 25 arasında hasta muayene edilen Havana’daki "19 Nisan" devlet polikliniğinde, doktorların yazdığı tüm ilaçlar devlet tarafından karşılanıyor. Polikliniklerde, vatandaşlara oksijen takviyesinin yapıldığı özel bölümler de var.

Reklamdan sonra devam ediyor 

Küba, yoksul ve 60 yıldır Amerikan ablukasına muhatap bir ülke olmasına rağmen biyoteknoloji ve genetik mühendisliği alanlarında da yüksek gelirli ülkelerle yarışıyor.

Küba’nın bu alandaki başarıları sağlık turizmini de canlandırdı. Pek çok ülkeden hastalar kanser ve genetik hastalıkların tedavisi için Küba’ya geliyor. Havana’daki Cira Garcia kliniği de dünya çapında bir ün kazanmış durumda.

KÜBA'NIN İLKLERİ...

Küba’nın yoksul bir ülke olmasına karşın sağlık göstergeleri yüksek gelirli ülkeler düzeyinde.

Aşılama ve çevre sağlığı hizmetlerinin başarılarına bağlı olarak Küba’da; çocuk felci (1963’ten beri), sıtma (1967’den beri), difteri (1971’den beri), kızamık (1993’ten beri), verem sonrası gelişen menenjit ve yeni doğan tetanozu (1970’lerin başından beri), kızamıkçık (2005’ten beri), boğmaca (1995’ten beri), kabakulak (2010’dan beri) hastalıkları artık görülmüyor.

Aynı zamanda Küba, çocuk felci (1962) ve kızamık (1996) hastalıklarını ortadan kaldıran ilk ülke. Amerika kıtasında en düşük AIDS hızı ve en etkili Dang humması kontrol programı Küba’da. Dünyada hipertansiyon tedavi ve kontrolünün en yüksek olduğu ülke de Küba. İlk insan polisakkarid aşısı da Küba’da üretilmişti. Bu aşı, bazı zatürre, menenjit ve sepsis hastalıklarını önleyebiliyor.

Küba, anneden bebeğine HIV ve Sifilis geçişini önleyen de ilk ülke. Bu bakımdan Dünya Sağlık Örgütü’nden 30 Ocak 2015 tarihinde sertifika aldılar. Küba’nın bu konudaki başarısı da kendi geliştirmiş bulunduğu tarama testleriyle bütün gebeleri taramadan geçirmesiyle ilişkili. Tarama sonucunda virüs taşıdığı saptanan gebeler, parasız antiviral tedaviye alınmakta ve doğumu da sezaryenle gerçekleştirilmekte. Kullanılan ilaçlar da yine Küba tarafından üretiliyor. Tarama testleri aile hekimliği merkezlerinde yapılıyor. Bu bağlamda tüm Amerika kıtasında en düşük ölü doğum oranına sahip ülke halen Küba.

Dolayısıyla Küba’nın sağlıktaki başarısı sosyalizmin eseridir denilebilir.

TÜRKİYE'DE KANSER ORANLARI

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Mayıs 2017 verilerine göre, Türkiye'de her 5 ölümden 1'i kanserden olurken, Bakanlığın raporunda, 2030 yılında 22 milyon yeni vakanın ortaya çıkmasının beklendiği kaydedildi. Bu verilere göre, Türkiye'de kanser tüm ölümlerin yaklaşık yüzde 20'sini oluşturuyor.

Türkiye'de erkeklerde en çok akciğer ve prostat kanseri, kadınlarda ise en çok meme kanseri görülüyor. Her 4 kadın kanser hastasından birine meme kanseri teşhisi konuluyor. Çocukluk çağı kanserleri dediğimiz sadece 017 yaş aralığındaki çocuklarda en sık görülen kanser türü ise lösemidir.