'nin 'de gidiş ve dönüş toplam 4 bin kilometrelik rota boyunca gerçekleştirdiği  bölgede yankı uyandırdı. 17 uçak ve 8  gemisinin katılımıyla icra edilen faaliyetin dost ve düşman ülkelere önemli mesajlar taşıdığını belirten uzmanlar, "Türkiye, 24 saat içerisinde harekata hazır olabileceğini gösterdi. Doğu ve Batı Akdeniz ülkelerine 'istediğimiz her noktaya' ulaşırız mesajı verdi. Bu faaliyetin birincil muhatabı IRINI operasyonuna katılan Avrupa Birliği ülkeleri ve Yunanistan'dır. İkinci muhatapları İsrail ve Mısır'dır. Üçüncü seviyedeki muhatapları ise hem dostumuz hem de düşmanımız olmaya niyetlenen ülkelerdir." değerlendirmesinde bulundu.

Türk Silahlı Kuvvetleri, Akdeniz'de son dönemin en çok konuşulacak askeri eğitim faaliyetlerinden birine imza attı.

17 uçak, 8 fırkateyn ve korvetin katıldığı eğitim faaliyeti, 'deki harekat merkezlerinden komuta edildi.

Gidiş ve dönüş toplam 4 bin kilometrelik rota boyunca gerçekleşen ve yaklaşık 8 saat süren görevin ne anlama geldiğini Savunma Politikası Analisti  anlattı.

Yeni Şafak'ın aktardığı habere göre, Türkiye'nin gerçekleştirdiği eğitim faaliyeti ile dost ve düşman ülkelere 5 önemli mesaj verildiğini belirten Oğuz, "Birinci mesaj 'büyük bir harekata 24 saat içerisinde hazır olabiliyoruz' demektir. Bu durum çok hızlı toparlanabilme ve harekat planı yapabilme gibi kabiliyeti gerektirir. Sadece savaş uçaklarının hazır olması yetmez. Gemiler hemen gidemeyeceği için gemilerin orada olması gerekir. Türk savaş gemileri şu an Akdeniz'in dört bir yayılmış halde görev icra ediyor. Harekata katılan 8 fırkateyn ve korvetimiz var, bu çok büyük ateş gücü demektir." dedi.

"UZUN MENZİLLİ HAREKAT KABİLİYETİMİZİ GÖSTERDİK"

Türkiye'nin uzun menzilli faaliyetinin birçok ülke için aslında mesaj taşıdığının altını çizen Oğuz, şunları söyledi:

"Türkiye bu eğitim faaliyetini 2 bin kilometrelik rotada yaptı ancak bunu çok daha uzatabiliriz. Bizim öncelikle hedefimiz Libya'ya gerektiğinde destek vermek olduğu için şu anda Libya kıyılarına kadar yapıyoruz. Tanker uçak sayısını arttırdığımız zaman Libya'nın güney sınırına kadar da yapabiliriz. 2 bin kilometre ne demek? Kahire, Atina, Tel Aviv, Lazkiye demek... Bu kadar uzun menzilli harekat kabiliyetiniz var demektir."

BİRDEN FAZLA UNSUR GÖREV YAPABİLİYOR

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bu faaliyetine sadece savaş uçakları ve gemilerin değil, aynı zamanda HİK uçağının da katıldığını vurgulayan Oğuz, şöyle devam etti:

"Müşterek yaptığımızda bu faaliyete savaş gemileri de, savaş uçakları da, arama kurtarma uçağı da katılıyor. Aynı zamanda harekatı havadan yönetebilmek için "havadan erken ihbar ve kontrol (HİK) uçağı da kullandık. Bu sayede hava resmini oluşturarak ve görerek kontrol ettik, tüm birimlere anlık olarak aktardık. Bu uçaklarla havaya bakar pozisyonda azami 600 km, yere bakar pozisyonda savaş uçağı benzeri hava hedefleri 370 km, firkateyn benzeri deniz hedefleri ise 240 km'den tespit edilebilir. Böylece çok uzaktan gelen tehditler tespit edilip, dost hava ve deniz unsurları ile paylaşılabilir, onların da hazır olmasını sağlanabilir. Hatta HİK uçağı kendisi hedefe angaje olup filodaki F16'ların radar kullanmaksızın doğrudan hedefe atış yapmasını sağlayabilir."

TSK'NIN HARBE HAZIRLIK SEVİYESİ

Turan Oğuz'a göre, bu tür faaliyetlerdeki en önemli noktalardan bir diğeri TSK'nın harbe hazırlık seviyesini göstermesi:

"Sürekli eğitim ve tatbikat yapıyoruz ama bunun için uçakların ve savaş gemilerinin de hazır olması gerekiyor. Yedek parçası, bakım ekibini hazır durumda tutmak gerekiyor. Covid19 nedeniyle çoğu donanma gemilerini limana çağırırken, Türk donanması Akdeniz'de eğitim yapıyordu. Makine ve ekipmandan daha önemli olan faktör ise personeldir. Biz personel olarak NATO içerisinde harbe en hazırlıklı ülkeyiz. Bir taraftan tatbikat yaparken, diğer taraftan da savaşıyoruz. Irak'ın kuzeyi ve Suriye'de operasyonlar devam ediyor. Son zamanlarda personelinin muharebe tecrübesi açısından dünyada ABD ile Türkiye en başa oynar."