Türkiye, 15 Temmuz darbe girişimini bastırarak zincirlerini kırdı. Savcılarımız hazırladığı Genelkurmay, Akıncı Üssü, Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı iddianamelerinde ABD ve NATO'nun darbe girişimindeki rolünü ortaya serdi

OLCAY KABAKTEPE / ANKARA

FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin Cumhuriyet savcıları tarafından hazırlanan iddianamelerde FETÖ’nün dış güçlerle olan bağı da net şekilde ortaya konuldu. İddianamelerde, yurtdışı görevlere seçilerek NATO kadrolarına atanan FETÖ/PDY mensubu subayların bazı millî ve askerî bilgileri NATO makamlarına servis ettikleri kaydedildi. Bir FETÖ sanığının darbe girişiminden hemen önce “Amerika’nın, NATO’nun onayı var” şeklindeki ifadeleri de yer aldı. İiddianamelerde dikkat çekilen bir nokta da şu oldu: Darbe girişiminden önceki son 15 yılda ABD’ye NATO daimi görevlerine gönderilen FETÖ’cülerin sayısı arttı, bunlardan darbe girişimine fiilen katılan FETÖ ile bağlantılı olduğu tespit edilenlerin oranı dikkat çekecek boyutta.

FETÖ’nün 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin üzerinden 6 yıl geçti. Darbe girişiminin başladığı saatlerde Türk yargısı da çok önemli bir sınav vermişti. Türkiye genelindeki tüm hakim ve savcılardan izinli olanların, izinlerini keserek derhal görevlerine başlamalarına karar verilirken FETÖ’cü hakim, savcı ve yüksek yargı üyeleri hakkında gözaltı kararı çıkarılmıştı. Diğer yandan darbe girişiminin bastırılmasıyla birlikte darbecilerle ilgili çok titiz bir soruşturma ve kovuşturma süreci yürütüldü. Cumhuriyet savcıları, 15 Temmuz darbe girişiminde FETÖ’nün diğer istihbarat örgütleri ve dış güçlerle bağına ilişkin önemli deliller topladı. Bu belge ve deliller, 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin açılan davaların iddianamelerinde yer aldı. Dava dosyalarını yeniden inceledik, bugün hala kritik önemde olan değerlendirmeleri derledik.

FBI İŞBİRLİĞİNİ RESMİ İNTERNET SİTESİNDEN DUYURDU

Darbe girişiminin en kritik davalarından birisi olan 15 Temmuz’da Genelkurmay karargahında yaşanan eylemlere ilişkin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, “FETÖ’nün yabancı istihbarat servisleri ile irtibatı çok açıktır.” tespiti yapılıyor. Savcılık şu bilgileri paylaşıyor: “Yurt dışında okullar ve eğitim kurumları açıp daha sonra birçok alanda ticari faaliyet yürüten F. Gülen, evrensel düşüncelere uyumlu olarak ve küresel güçlerin emrinde örgütünü yönetebilmektedir. Türk Cumhuriyetlerinde açtığı okullarında, diplomatik pasaportlu Amerikalı CIA ajanlarını İngilizce öğretmeni olarak istihdam etmiştir. Yabancı ülkelerden destek alabilmek için onlarla işbirliği içinde olmuştur. Bu nedenle Fetullah Gülen'in, AB,ABD ve İsrail adına ve istihbarat örgütlerine çalıştığı, CIA ajanı olduğu, onlara istihbarat sağladığı iddiasını doğrulayan birçok delil bulunmaktadır. FBI, resmi internet sitesinde, işbirliği içinde oldukları gruplar arasında Fetullah Gülen örgütünü de saymaktadır.”

‘EN GÜVENDİKLERİ NATO KADROLARINA’

İddianamede, askeri okullardan mezun olan TSK personeli içerisinde en güvenilen FETÖ mensuplarının, Kuvvet Komutanlıklarının en önemli bölümlerine, kritik yurtdışı ataşelik ve NATO görevlerine tayinlerinin yapıldığı ve bu kişilerin buralarda kadrolaştığı kaydedildi:

“Yurtdışı görevlere seçilerek NATO kadrolarına atanan FETÖ/PDY mensubu subayların bazı millî ve askerî bilgileri, gerek NATO makamlarına servis ettikleri gerekse de millî menfaatlerimizin söz konusu olduğu bazı konuların örgütün istediği şekilde gerçekleşmesini sağlayacak şekilde kullandıkları tespit edilmiştir. 15 Temmuz sürecinde bu personel FETÖ ile mücadele kapsamında yürütülen faaliyetleri de çarpıtarak NATO nezdinde Türkiye’yi zor durumda bırakmaya çalışmaktadırlar. Bu çabalar sonucunda NATO’da görevli üst düzey bazı yetkililer tarafından uluslararası arenada Türkiye aleyhinde kamuoyu oluşturmaya yönelik beyanatlar verilmekte, bunlar zaman zaman yerli ve yabancı medyada da yer almaktadır.”

NATO GÖREVLERİNDE ARTIŞ

İddianamede ayrıca FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in yıllardan beri ABD’de yaşadığı hatırlatılarak, “Son 15 yılda ABD’ye yüksek lisans ve doktora maksatlı eğitime veya bu ülkedeki millî veya NATO daimi görevlerine gönderilenlerin sayısı sürekli artmıştır. Bu personelden darbe girişimine fiilen iştirak eden FETÖ ile iltisaklı olduğu tespit edilenlerin oranı dikkat çekecek boyutta yüksektir. Askeri personelin ABD’de Fetullah Gülen’e yapacağı ziyaretler, bu ülkede bulunan askeri mahrem hizmetler imamları tarafından organize edilir. Hangi personelin Fetullah Gülen’le görüşeceğine karar verilmesinden sonra, tespit edilen isimlerin ya turistik ya da NATO kapsamında ABD’ye gidişleri ayarlanır ve Fetullah Gülen’le görüşmeleri sağlanır.”

SÖZDE 'GÜVENLİK İTTİFAKI' DARBE GİRİŞİMİNİ İZLEDİ

15 Temmuz darbe girişiminin en kritik davası olan Akıncı Üssü iddianamesinde de çarpıcı bir bilgi yer aldı. İddianamede 15 Temmuz’u 16 Temmuz’a bağlayan gece saat 02.19’da Eskişehir BHHM'den Türk hava trafiğini NATO'nun görmemesi için NATO'ya kapatma talimatının verildiği belirtilmişti. Talimatı veren Kurmay Albay İsmail Üner tanık olarak verdiği ifadede bu konuya ilişkin, “Bu talimatı, ben görüntünün Türkiye’nin aleyhinde kullanılmaması için verdim.” diye konuşmuştu.

İNCİRLİK KOMUTANI ABD'Lİ KOMUTANLA

Akıncı Üssü davasında mahkemenin gerekçeli kararında İncirlik 10. Tanker Üs Komutanı Tuğgeneral Bekir Ercan Van'ın faaliyetlerine değinildi. Halkı bombalayan savaş uçaklarına Bekir Ercan Van'ın talimatıyla, İncirlik'ten yakıt ikmali tankeri gönderildiği belirlendi. Van'ın yakalanması için Tuğgeneral İrfan Özsert'in görevlendirildiği anlatılan kararda “Daha sonra Merkez Komutanlığı personeli ve Adana Emniyet Müdürlüğü TEM Şube personelinin Üs Komutanlığına geldiği, Bekir Ercan Van'ın saat 10.30 sıralarında ABD Üs Harekat Merkezinde ABD'li Üs Komutanı Albay Red Walker ile beraber bulunduğu” aktarıldı. Kararda “ABD'li Üs Komutanı Red Walker tarafından Tuğgeneral Bekir Ercan Van'ın 16 Temmuz 2016 saat 09.30 sıralarında ABD'nin 39. Air Wing Karargahına geldigi, ABD'li Albay Red Walker'a pasaportunu göstererek kendisini uçakla Almanya'ya göndermesini istediği, Albay Red Walker'ın kendi üst komutanlarını aradığını, üstleri tarafından bu isteğinin uygun görülmediğini Tuğgeneral İrfan Özsert ile paylaştığının bildirildiği anlaşılmıştır.” denildi.

Mustafa Zeki Uğurlu, ABD’nin Norfolk kentindeki NATO üssünde görevliydi. 15 Temmuz öncesi, FETÖ soruşturmasında ifade vermesi için geri dönme emri verildi. Vertigo raporu alıp ifadeye gitmedi. Hakkında tutuklama kararı çıktı. Darbe girişiminin ardından NATO Sanayi Danışmanlık Grubu’nun Norfolk’taki toplantısında ‘Türkiye’yi temsilen’ bulunmasına izin verildi. Hatta NATO’nun internet sitesinde Uğurlu’nun toplantıdaki üniformalı fotoğrafı yer aldı. Uğurlu TSK’dan ihraç edildi, birkaç gün sonra da ABD’den sığınma talep etti.

 

 ‘AMERİKA’NIN, NATO’NUN İZNİ VAR’

Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayına ilişkin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 15 Temmuz iddianamesindeki konuşmalar da dikkat çekici: “15 Temmuz 2016 tarihinde şüpheli Murat Yıldız, Mustafa Aras, Onur Demircan ve Serdar Kaya'nın, Serdar Kaya'ya ait Etimesgut Bağlıca'daki evde buluştukları, başka dosyadan yargılanan Uğur Özüdoğru ve Ramazan Genç'in de orada oldukları, aralarında konuşurken Ramazan Genç'in eliyle omzunu işaret etmek suretiyle askerleri kastederek ‘...amcalar Amerika ile anlaşmış duruma müdahale etmeye karar vermişler..., bütün komuta kademesi anlaştı, Amerika'nın izni var, NATO'nun onayı var...’dediği, askerlerin darbe yapacağını, TRT ve TÜRKSAT'a gidecek askerlerin teknik desteğe ihtiyaçları olduğunu, askerlerin gelip alacaklarını, ilgili yere götüreceklerini söylediği, aralarında söz konusu teknik desteği vermek üzere anlaştıkları...”


 ABD’Lİ KOMUTAN KAYITLARI VERMEDİ

FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin açılan Akıncı Üssü davasının ek klasörlerinde, Adana Cumhuriyet Başsavcılığından gelen ve giden yazışmalara da yer verilmişti. Buna göre; Adana Cumhuriyet Başsavcılığı, 15 Temmuz darbe girişimi soruşturması kapsamında Hava Kuvvetleri Komutanlığı 10’uncu Tanker Üs Komutanlığından 1516 Temmuz 2016 tarihlerine ait 48 saatlik Radar Yaklaşım ve Kontrol (RAPCON) kayıtlarını talep etti. 10’uncu Tanker Üs Komutanlığı da söz konusu kayıtları, ABD Hava Kuvvetleri’ne bağlı 39. Hava Üssü’nden talep etti. Ancak dönemin 39. Hava Üssü Komutanı Albay Walker, 10’uncu Tanker Üs Komutanlığına gönderdiği yazıda bu talebi karşılayamayacaklarını bildirdi.


ABD KONSOLOSLUĞUNDAN ADİL ÖKSÜZ ARANDI

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Akıncı Üssü’nde yaşananlara ilişkin yürüttüğü soruşturmada önemli ayrıntılar ortaya çıkmıştı. Başsavcılık tarafından yapılan bilgilendirmede, 21 Temmuz 2016 tarihinde saat 10.22’de ABD İstanbul Başkonsolosluğu adına kayıtlı numaradan FETÖ’nün sivil imamlarından Adil Öksüz’ün cep telefonunun arandığına dair kayıt olduğu kaydedilmişti. FETÖ’nün Hava Kuvvetleri imamı Adil Öksüz darbe girişimi gecesi Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının rehin tutulduğu Akıncı Üssü’ndeydi.

462 SUBAYDAN 237’Sİ...

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 15 Temmuz sonrasında yürütülen başka bir soruşturmada da NATO karargahlarında 462 Türk subayın görev yaptığı, bunlardan aralarında generallerin de bulunduğu 237'si hakkında FETÖ'den adli ve idari işlem yapıldığı öğrenilmişti. 15 Temmuz darbe girişiminin püskürtülmesinin hemen ardından NATO karargahlarında sürekli ve geçici olarak görev yapan FETÖ şüphelisi subayların görevlerine son verilerek bu isimlere “Türkiye'ye dönün” emri verilmişti. TSK'dan ihraç edilen fakat haklarında şimdilik adli işleme başvurulmayan 10 NATO subayıyla birlikte toplamda 237'ye ulaşan şüphelilerden en az 200'ü, Türkiye'nin 'dön' emrine uymadı ve firari duruma düştü.

EMNİYET DE SAPTADI

Polis Akademisi Başkanlığınca hazırlanan "Uluslararası bir tehdit olarak FETÖ" başlıklı raporda, "ABD gibi uluslararası sistemin hakim güçleri ile FETÖ'nün bir terör örgütü olarak işbirliği yaptığı gerçeği ortadadır." tespiti yapıldı. Örgütün yabancı istihbarat servisleri ile ilişkileri ve dünyanın çeşitli yerlerindeki faaliyetleri hakkında ayrıntılı analizlerin yer aldığı raporda, örgütün tarihçesi, temel özellikleri ve amaçları, medya ve eğitim yapılanmasının yanı sıra başta ABD olmak üzere örgütün Avrupa, Balkanlar, Orta Doğu, Afrika, Rusya, Orta Asya ve Kafkaslardaki yapılanması ile ilgili kapsamlı bilgiler sıralanmıştı. Raporda, Fetullah Gülen'in ikametgahı olması nedeniyle ABD'nin örgütün halihazırda dünya çapında faaliyetlerinin merkezi konumunda olduğu, örgütün ABD'de yaygın bir okul yapılanması, ticaret ağı ve sahip olduğu milyarlarca dolara ulaşan bir ekonomik hacmi olduğu belirtilmişti. Örgütün ABD'de 140'ın üzerinde okulu bulunduğu ve bu okullarda yaklaşık 60 bin öğrencinin eğitim aldığı aktarılan raporda, örgütün ekonomik faaliyetleriyle ABD'den yılda 500 milyon dolardan fazla gelir elde ettiği anlatılmıştı. Raporda, "ABD gibi uluslararası sistemin hakim güçleri ile FETÖ'nün bir terörör gütü olarak işbirliği yaptığı gerçeği ortadadır." ifadelerine yer verilmişti.

DAVALAR TAMAMLANDI

15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin ardından açılan 289 davanın tümü tamamlandı. Bu davalarda 4 bin 891 kişiye hapis cezası verildi. Aralarında 85 eski generalin olduğu bin 634 sanık ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.