PKK'ya üye olmak suçundan birisi 9, diğeri 6 yıl 3 aya hüküm giyen 
ve bu nedenle Milletvekillikleri düşürülen HDP'li Musa Farisoğulları 
ile Leyla Güven için İstanbul Tabip Odası'nın yaptığı açıklamada:

"Bu Karanlıktan Hep Birlikte Çıkacağız" 
"Salgını Yönetmek de Ülkeyi Yönetmek de Ciddiyet İster!"
"Sağlığımızla, Aklımızla, Demokrasi ile Oynamayın"

denildi. Terör örgütüne üye olmak, yardım ve yataklık yapmak suçla
rından dolayı yerlerine kayyım atanan HDP'li Belediye Başkanları da
şöyle savunuldu:

"Seçilmiş Belediye Başkanlarını bir bir görevden alan iktidar, 
şimdi de seçilmiş Milletvekilleri üzerinden seçimleri yok sayıyor."

Türk Tabipler Birliği de benzer bir açıklama yaptı.


Hangi karanlıktan çıkacaksınız?
Çıkamayacaksınız. PKK, HDP ve FETÖ ile birlıkte o Amerikancı karanlığın
içinde yok olacaksınız.

PKK'nın kökü kazınacak, HDP kapatılacak, bölücülüğe geçit verilmeyecek,
Türkiye Aydınlığa çıkacak. Siz tarihin karanlık sayfalarına gömüleceksiniz.


Bu açıklamalara yurtsever hekimlerden tepki geldi:

"Görevimiz Oda ve Birliği bu karanlıktan kurtarmak"


Cumhuriyetçi Hekimler Sözcüsü Dr. Hikmet Çevik:

"İstanbul Tabip Odası, PKK'nın uzantısı olan HDP'nin etkisi altında.
O nedenle açıklamada HDP'li Belediye Başkanları ve Milletvekilleri
ile ilgili uygulamaları karanlık gelişme olarak ifade ediyorlar. "Birlikte
çıkacağız' dedikleri asıl karanlık kendileri."

"PKK'nın gölgesi altında tabip odasını yönetmeye kalkan bu zihniyeti
tabip odalarından tasfiye etmemiz gerekiyor."

+++

Hikmet Bey durumu "HDP'nin etkisi altında" diye çok insaflı tarif etmiş.

Gerçek şu ki, çok iyi örgütlenmiş PKK yandaşı bir gurup "sosyalist,
demokrat, laik, ilerici, Atatürkçü" görüntü altında Türk Tabipler Birliği
ve İstanbul Tabip Odası yönetimlerini ele geçirmiştir.

Ve "Tayyip karşıtlığı" edebiyatı ile tüm ilerici, Atatürkçü, sosyalist, laik,
demokrat hekimleri esir etmiştir.

Tabii ki, bu harekat ABD ve AB desteklidir.

Tıpkı Batıcı liberal ekibin aynı edebiyatla CHP yönetimini ele geçirdiği
ve Atatürkçü tabanı esir ettiği gibi.

+++

Tarih boyunca hep böyle olmuştur.

100 200 kişilik bir gurup yönetimi ele geçirir ve türlü sahtekarca söylem
lerle tabanı esir eder. İşte bir örnek:

Kapitalizm yolcusu Gorbaçov güruhu  Sovyetler Birliği Komünist Partisi
yönetimini ele geçirmişti. Arkalarına Lenin fotoğrafları asıyorlar, komünizm
yolunda nasıl ilerlediklerini ballandırarak anlatıyorlardı.

Günün sonunda Gorbaçov sahneye çıktı, "Sosyalizm bitti, kapitalizme
geçiyoruz" dedi. Parti üyesi komünistler neye uğradıklarını şaşırdı.

Bunu niye anlattım? Anlayanlar anladı. 

+++

İstanbul Tabip Odası Başkanı Selçuk Erez şöyle demişti:

"Kürt halkının temsilcisi Apo'dur. Barışa inanıyorsak bir an evvel
masa başına oturmalıyız"

+++

14 Mart Tıbbiyeliler Derneği Genel Sekreteri Mehmet Çetin:

"Türk Tabipler Birliği ve İstanbul Tabip Odası yönetimlerinin PKK ve HDP 
ile iç içe girmiş bir ilişkisi var."

"(PKK'nın hendeklere gömülmesi, PKKPYD'ye karşı Afrin harekatı)
sürecinde 'Savaş bir halk sağlığı sorunudur' diyerek operasyonlara
karşı çıkmışlardı.

"Bir hekim arkadaşımız sözde yol kontrolu sırasında şehit edildi. PKK'nın
üstlendiği bu eylem için bile 'PKK yaptı' diyemediler"

"Tabip Odası'na neden üye olmadığını sorduğumuz hekimler 'Terörist
lere para vermek istemiyoruz' diyorlar."

+++

Kayseri Tabip Odası Başkanı Hüseyin Per:

"Bu açıklamalar kendilerini bağlar. Türk hekimlerini bağlamaz.
Biz hekimler Meclis'te terörist istemiyoruz."

+++

İstanbul Tabip Odası korona salgını boyunca vaka sayılarının gerçeği 
yansıtmadığını, hasta sayısının açıklanandan fazla olduğunu, İtalya'dan
bile kötü durumda olduğumuzu, hastanelerde boş yatak kalmayacağını
söyleyerek bozgunculuk yaptılar. Felaket senaryoları çizdiler.

Her hareketleri ülke çıkarlarına karşıdır.