İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı CHP'li Tunç Soyer'in geride kalan 550 günüyle ilgili yaptığı sunumu izledik önceki gün... Adnan Saygun Sanat Merkezi'nde yüzlerce CHP'linin katıldığı etkinlik, tiyatral anlamda ünlü şovmenlerin standup gösterilerine benziyordu. Zaten sunum da yapılanlardan daha çok Soyer'in artık dinleye dinleye kanıksadığımız "Körfez'de yüzeceğim" gibi ileriye yönelik vaatlerinden oluşuyordu. Tek kişilik gösterisinin sonunda Selçuk'ta üreticiye dağıtılan mandaların sütünden yapılan "İzmir Mozerallası"nı yiyerek şovunu tamamlayan Soyer'in bugüne kadar pandemi dönemindeki yardımlar dışında yaptığı esaslı hiçbir iş göremedik.




DIŞ YATIRIM VE KATKI İLLÜZYONU
Şunu bir kez daha anladık ki, Soyer bu şov işini çok iyi beceriyor. Dün de illüzyonlarla izleyenleri etkileyen sihirbazlar gibiydi. Örneğin, en çarpıcı illüzyonu aldığı 'dış borçlar' konusunda yaptı. Çok iyi borçlanmakla övündü. Dış borcu öyle ballandıra ballandıra anlattı ki, bugün bile hala İzmir Büyükşehir'in kanını faiz dışında 'kur zararı' ile de emen o dış borcun adı, Soyer'in tabiriyle "dış yatırım" oldu. Hatta alınan bazı dış borçları uluslararası finans baronlarının İzmir'e yaptığı 'katkı' olarak bile sundu.Örneğin, İzmir tarihinin en büyük yatırım projesi olması beklenen Buca Metrosu'nun yılbaşında ihalesine çıkmaya hazırlandıklarını anlatırken aynen şu ifadeleri kullandı: "İlk iş olarak uluslararası finans kuruluşlarından yatırım fırsatları doğurmak için yoğun bir çalışmaya girdik. Şu an Avrupa İmar Bankası liderliğinde ve 125 milyon euro katkısı ile kurduğumuz finansal ortaklığa Karadeniz Kalkınma 115 milyon Euro, Fransız Kalkınma 125 milyon Euro, Asya Altyapı ve Yatırım Bankası 125 milyon Euro katkı yapmak konusunda ilke kararı almış bulunuyorlar. Toplam 490 milyon euro yatırım yapmaları konusunda mutabakat oluşturduk."

'DOĞUDAN DA BORÇLANIYORUZ'
Soyer'in en çok övündüğü konulardan biri de artık sadece batıdan değil doğudan da borçlanabilme oldu. Soyer, "Karadeniz Kalkınma Bankası gibi kuruluşlardan İzmir tarihinde ilk defa yatırım aldık. Asya Altyapı ve Yatırım Bankası'ndan Narlıdere Metro inşaatı için aldığımız yatırım, banka tarafından dünyada herhangi bir belediyeye verilen ilk altyapı kaynağı oldu" dedi. Borç sunumunun sonunda ise şov, dev ekrana yansıtılan "DIŞ YATIRIM MİKTARI: 781.606.184,16 EURO" yazısıyla tamamlandı. Yani Soyer'i dinleyen zannedecek ki, dış yatırımcılar koşa koşa İzmir'e para yağdırıyor. Yahu adamların faiz baronları, bize faiziyle borç veriyor o kadar, yatırım falan yaptıkları yok. O parayı faiziyle çatır çatır ödeyeceksiniz. Ayrıca iktisadın başlıca kurallarından biri de 'dövizle borçlanmak için dövizle gelirinizin olması gerektiği' gerçeğidir. Sayın Soyer... Daha dün belediyenin ilk 9 aylık bütçe gerçekleşme rakamları belediyenin internet sitesinde yayınlandı. Açtım inceledim. Siz de incelerseniz bu dış borçların yatırım falan olmadığını aksine Büyükşehir'in boynuna geçirilmiş ilmek olduğunu görürsünüz. Büyükşehir Belediyesi, döviz geliri olmadan dövizle borçlandığı için yılın ilk 9 ayında uğradığı kur zararı tam 1 milyar 121 milyon lira... Bu para neredeyse bir Narlıdere Metrosu'nun maliyeti ediyor. Sizin geldiğiniz dönemde belediyenin 56 milyar civarında olan borcu bugün 10 milyar liranın üzerine çıkmış durumda. Bu yılın ilk 9 ayında 240 milyon lira net iç ve 1 milyar 624 milyon net dış borçlanma yapmışsınız.

GAYRİMENKUL SATIŞI TAVAN YAPTI
Bu kadar borç almışsınız ama bunun yanında Seferihisar'da yaptığınız gibi belediyenin gayrimenkul satışlarına da tavan yaptırmışsınız. İlk 9 ayda belediyenin gayrimenkul satışları 204 milyon lirayı bularak tarihin en yüksek rakamına ulaşmış durumda. Siz dün belki bu sunumunuzla, salonu bu pandemi döneminde hınca hınç dolduran partililerinizi etkilemiş olabilirsiniz ancak İzmirli bunu yutmaz. Nitekim, yutmadığı da sunumunuza sosyal medyada yapılan yorumlardan gayet net anlaşılıyor. Sunumunuzda botanik EXPO'nun 2026'da İzmir'de düzenleneceğini açıklamanız dışında elle tutulur bir şey göremedim. Bu arada sizden neden belediye binasına halktan kaçmak için yeni bir kapı yaptırdığınızı, belediye kadrolarına neden HDP'den terör iltisaklı isimleri doldurduğunuzu, neden Seferihisar'da zeytinliğe sıkma tesisi izniyle havuzlu villa yaptırdığınızı da dinlemek isterdik ama bunlarla ilgili tek kelime duyamadık.

VATANDAŞ GÖZÜNDEN SOYER'İN 550 GÜNÜ
SOYER'İN sunumuyla ilgili İzmirlilerin sosyal medyada yaptıkları yorumları inceledim. Her biri Soyer'in 550 gününün vatandaş açısından nasıl geçtiğini anlatıyordu. İşte o yorumlardan bazıları:
SUYA, ulaşıma zam. 90 dakika tarih oldu. Yollar delik deşik. Altgeçit yok. AVM'ler için her şey var. Otobüsler, metro, İZBAN balık istifi. Ne bileyim say say biter mi? Bitmez.
PARDON da yaptığının hangisi sunmuş. İzmir sayesinde yaşanılacak şehirken kaçılacak şehir oldu. Ne de olsa Tunç Soyer bisiklete biniyor.
KÖTÜ hem de hayal kırıklığı. Ceketimi assam kazanırım matığıyla bu şehir köyden mezraya döner yakında...
OY verdim ama performansı sıfır. Su faturası yüksekliğine çözüm bulmak şöyle dursun, umurunda bile değil.
TUNÇ Soyer ve zihniyetini 550 gün değil 1550 gün de dese destekleyemem. Çünkü bunlar İzmir için çalışmıyor. Nereye çalıştıklarını gören görüyor. Yazık bu İzmir'e...
TRAFİK kilit, otopark berbat, suya zam, lağım kokusu, daha ne söyleyeyim?
BİSİKLET performansı çok iyi, o kadar.
E seçtiğinize göre de keyfini çıkarın. Daha akıllanmaz bu şehir.
TEK kelime ile rezalet.
LAF salatasından başka bir şey yok.
ULAŞIM ücretlerine zam, suya zam. Belediyelere kendi delegeleriniz ve akrabalarınızı alın. Başka bir İzmir mümkün, öyle mi!
550 gün değil 5 bin 500 gün de geçse hepiniz aynısınız. Laf çok icraat yok. Kazanan sadece hısım akraba, eş dost.