Cumhuriyetin 100. yılında Suudi Arabistan'da oynatılacak olması büyük tartışma yaratan GalatasarayFenerbahçe Süper Kupa finali takımların sahaya çıkmaması sonrası iptal oldu. Sözcü gazetesi 17 Aralık 2023 tarihinde birinci sayfasından verdiği manşette olayların ilk fitilini ateşlemişti. Galatasaray ve Fenerbahçe'yi kışkırtan Sözcü, Arabistan'da yaşananların tertibini başlattı.

‘REJİM DEĞİŞTİRMEYE Mİ GİTTİK?’

Avukat Faik Işık, bu durumu başka bir gözle değerlendirdi. Işık, Aydınlık'a yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

“Cumhuriyetin yüzüncü yılında Suudi Arabistan'ın Riyad kentinde, futbol maçı kutlamaya mı gittik, Suudi Arabistan'ın rejimini değiştirmeye mi gittik?''

Doğu Akdeniz'de Avrupa'nın silahları ateşe hazır, savaş uçakları füzeleri bekliyorken ve muhtemelen bizim stratejik konumumuz için önemli tehlikeler içerirken, meydan okuyacağımız ülkenin adı Suudi Arabistan mı? Bize topunu füzesini yönelten mi Arabistan, Akdeniz'de bizi Suudi Arabistan mı tehdit ediyor.”

MAÇI ORADA OYNAMANIN MANASI NEDİR

“Filistin kan revan içinde, İsrail'in arkasında batı ve ABD duruyor, Azerbaycan ve Ermenistan arasında daha Zengezur geçidini açamadık, bölgede sıkıntı var. Fransa ile Azerbaycan sıkıntı yaşıyor. Karşılıklı diplomatlarını deport ediyor. Kafkaslarda gerilim had safhada. Bizim kendi kupa maçımızı Suudi Arabistan'da yapmamızın manası ne niye orada yaptık. Suudi Arabistanlılar bizim kulüplerimizi döve döve zorla esir alarak, maç yapmaya Riyad'a mı götürdü. Ortada gezinen protokole göre oraya gitmişsek maksat nedir?”

ABSÜRDİZMİN KUPASI OLURDU

''Eğer Suudi Arabistan, kendi istiklal harbi mücadelesini ve devletinin yüzüncü yıl kutlamalarını Al Hilal ve Al Nassr takımlarıyla birlikte Suudi sanatçılar eşliğinde, başkent Ankara'da adı Mustafa Kemal Atatürk olan bir statta, Suudi Arabistan marşıyla birlikte, kutlamak isteseydi, durum ne kadar absürt olurdu. Cuma günü yaşadığımız olaylar bu derece absürttür. Ve bu kupa bu haliyle absürdizmin kupası olurdu.”

ATATÜRK VAZGEÇİLMEZDİR

“Elbetteki Mustafa Kemal Atatürk ve Türkiye Cumhuriyetini oluşturan bütün ortak milli değerler, her bir Türk vatandaşı açısından, vazgeçilmez bir haysiyet meselesidir. Birinci Dünya Savaşı sonunda bizim İstiklal Harbi verdiğimiz İngiliz, Fransız ve italyan kolonyalist sömürgeci emperyalistlere karşı, verdiğimiz mücadele Araplar da dahil, bütün mazlum milletlere ilham vermiştir. Onlar da bize İstiklal Harbinde düşman olan cepheye karşı İstikal Harbi mücadelelerini vererek, devletlerini kurabilmişlerdir. Bize düşman olanlar onların da düşmanlarıdır. Baş kaldırının sporu olan futboldan varılması gereken yer, aynı durumda olan  ve varlıklarını korumak zorunda olan devletlerin ve milletlerin çatışması değil dayanışması olmalıdır.”

KONU HASSASİYET DEĞİLDİR

''Konu ne cumhuriyetin yüzüncü yılı ne de Atatürk hassasiyeti değildir. Konu ne yeterince Müslüman olup, olmamak ne de günümüzde herkesin kendi karnında kurguladığı, ve asla kuşatıcı olmamış ve olmayacak hilafet çatışmasında, uyduruk bir halife rolü oynamak değildir. Konu Türkiye içinde Azerbaycan içinde KKTC içinde Balkanlar içinde İran içinde Afrika, Güney Amerika ve Asya'nın mazlum milletleri içinde komşularımız Irak, Suriye ve İran ve hatta Suudi Arabistan ve körfez ülkeleri, Yemen ve hatta Ermenistan için dahi, bir haysiyet, tam bağımsızlık ve özgürlük mücadeleleridir. Spor karşılaşmaları, kültürsanat faaliyetleri karşılıklı turizmin geliştirilmesi, karşılıklı bilimsel ilişkiler, bu bağları gerçekçi bir zemin üzerinde güçlendirecektir.

SOSYALİST DEVLETLERİN YARDIMIYLA OLMUŞTUR

''Kavga sebebi arayacaksak, biz 1. Dünya Savaşı'nda Araplarla da Arabistan yarımadası cephesinde savaştık. Tarih kitaplarımızda bile nezaketen, en büyük cephelerimizden biri olan, Arap cephelerine dair, hiçbir düşmanca bilgi yok. Atatürk dönemi dair. Yeterli büyüklükte yer ayırmadık, bu düşmanlıkları vurgulamadık. O zaman batısı, İngiltere ve Fransa para, silah ve ordusuyla birlikte tüm Arap cephesini sözde bağımsızlık sebebiyle, bize karşı kışkırttılar. Bağımsızlık mücadelesi onurlu bir mücadeledir. Ancak, İngiliz, Fransızlar ve İtalyanlar, Türklere karşı verilen Arap bağımsızlık mücadelesinin sonunda tüm Arap ülkelerini hegemonyaları altına aldılar. Kuzey Afrika'dan bugün bizim güney doğu sınırlarına kadar, önce Arapları bize kışkırttılar ve aramızda, hatırlanması hoş olmayan, savaşlara sebep oldular. Ardından da bu ülkeleri sömürgeleştirdiler. Arap ülkelerinin sömürgeden kurtulabilmesi, sosyalist devletlerin yardımlarıyla ve batı karşısında cepheleşmesiyle ortaya çıkan dünya dengesinde mümkün olmuştur.''

RUSYA VE ÇİN OLMASA

''Bugün batı, karşısında Rusya ve Çin gibi iki karşı güç bulmasa bizim ülkemizde dahil olmak üzere, tüm dünya tek kutuplu AİPAC (Amerikan İsrail ilişkileri komisyonu) güdümünde olan Amerikan ve batı hükümetlerine hâkim olan kolonyalist, emperyalist, Siyonist güçlerin keyfi sömürge alanına döner.''

İHTİYACIMIZ OLMAYAN TEK ŞEY KOMŞULARIMIZLA KAVGA

‘’Bugün, Ukrayna’da savaş varsa, Ukrayna savaşa kışkırtılmışsa ve kardeş olduğu Slavlarla ölümüne bir savaşın içindeyse; Bugün Kafkaslarda Ermenistan, gene aynı emperyal Siyonist kolonyalist güçlerin desteklediği ve iteklediği bir savaş bölgesi konumunu koruyorsa; İsrail Devleti, Suriye'nin ve Ürdün'ün Lübnan’ın içinde istediği noktayı vuruyor, ve istediği savaş uçaklarıyla bombalayabiliyorsa; Bugün bizim güney sınırlarımızda komşularımızı Irak ve Suriye bölünerek içinden bir terör devleti, oluşturulmaya çalışıyorsa; Bugün on iki askerimizin şehit olduğu 18 sekizinin yaralandığı şartların içindeysek, ve her gün Karadeniz ve Ege Denizi ve Doğu Akdeniz’de, düşmanca tavırlar içinde olan, batının savaş üslerini ve makinelerinin tehdidi altındaysak, güya stratejik ortak olduğumuz batıya, ABD’ye ve çağdaş uşakları Avrupa devletlerine, parasını verdiğimiz uçakları ve silahları alamıyorsak; ve bugün bize parası verilmeyen silahlar, Suriye ve Irak’taki, ABD eliyle kurulmuş PKK/YPG, DAEŞ, El Kaide ve benzeri her türlü terör eğitimine askeri eğitim lojistik istihbarat, doğrudan para, ve silah yardımları şeklinde bölünmenin içine doğru sürükleniyorsak... Böyle bir ortamın içerisinde Rusya ile ilişkilerimizin bozulmasına ABD uşağı güya Türkİslam ve güya Uygur bir avuç ABD uşağı çete mensubunun Çin ile ilişkilerine karşı, düşmanlaştırıcı ve Türkiye’yi kendileri gibi ABD köpeği olmasını görmeye çalıştığı bir ortamda hiç ihtiyacımız olmayan tek şey, komşularımızla uyduruk sebeplerle düşmanlıklar oluşturmak,  ve ilişkileri koparmaya çalışmaktır.’’

Bugün petrol zengini dahi olsalar Arap ülkeleri İran, Yemen, Azerbaycan, Mısır, Lübnan, Ürdün, BAE Libya, Fas, Tunus, Cezayir, Kosova, Bosna Hersek, mazlum Afrika ve Asya milletleri tepelerin üstündeki emperyalist, batılı güçlerin karşısında halen bağımsızlık mücadeleleri sürdürüyorlar ve sürdürmek zorundalar.

Bu haliyle de futbol, bir başkaldırını sporudur. Bu başkaldırının yöneltileceği yer, küstah ve azgın tek kutuplu dünya düzenidir.

Mustafa Kemal’den yana olmak anti emperyalist olmaktır. Mustafa Kemal’den yana olmak ülkesinde hiçbir unsurun askeri üssünün olmaması demektir. Mustafa Kemal’den yana olmak elindeki tüfeği kendin yapmak demektir.

Mustafa Kemal’den yana olmak, tarlalarında üreten köylüyü, işçiyi ezmemek ve ezdirmemektir. Sosyal medyada, bulunduğu TV ekranında vara yoğa uyduruk kahramanlıklar yapanların zavallı halleri ortadadır. Bugün ortaya çıkan rezalet varsa, oturup düşünmesi gerekenler onlardır.

Ne işin var senin Suudi Arabistan kralının adını taşıyan statta. Benim olaylara kişisel bakış açım vardır. Bu da cumhuriyetin yüzüncü yılında özgür bir Türk yurttaşı olmanın bana sağladığı, güçten kaynaklanan tek başına düşüncemdir.