Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın terör örgütü PKK ile bağlantılı olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi'ne açtığı HDP'nin kapatılmasına yönelik davada ilk kritik gün yarın. Bu kapsamda HDP'yi bekleyen sıcak gelişmeler ve AYM'nin nihai kararına kadar devam edecek olan sürecin ilk önemli gelişmesi yarın yaşanacak.


ADIM ADIM NELER OLACAK?

1 AYM YARIN TOPLANACAK
Başsavcılığın iddianamesine yönelik ilk incelemeyi tamamlayan raportörün hazırladığı rapor çerçevesinde AYM üyeleri ilk incelemeyi yapacak.


2 HDP'YE 60 GÜN VERİLECEK
İddianame kabul edildiği takdirde HDP'ye tebliğ edilecek, savunma için 60 gün süre verilecek.


KABUL EDİLİRSE ÖN SAVUNMA İÇİN SÜREÇ BAŞLAYACAK
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın verdiği iddianame, 15 gün önce ilk incelemesini yapmak üzere raportöre gönderilmişti. Raportörün hazırladığı rapor yarınki toplantıda AYM üyeleri tarafından değerlendirilecek. AYM üyelerinin ilk incelemesinde iddianamenin kabul edilip edilmesine karar verilecek. Kabul edilmesi halinde iddianame ön savunma için HDP'ye gönderilecek. HDP'nin Yüksek Mahkeme'nin tanıdığı süre içinde ön savunmasını vermesi gerekiyor.


HDP hakkındaki kapatma davasını 15 üyeden oluşan Anayasa Mahkemesi heyeti karara bağlayacak. Anayasa'nın 69. maddesinde sayılan hallerden ötürü partinin kapatılmasına veya dava konusu fiillerin ağırlığına göre devlet yardımından kısmen ya da tamamen yoksun bırakılmasına, toplantıya katılan üyelerin 3'te 2 oy çokluğuyla yani 15 üyenin 10'unun oyuyla karar verilebilecek.


Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin'in HDP'nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi'nde açtığı davanın iddianamesiyle ilgili ilk bilgiler ortaya çıktı. Yüksek Mahkeme'ye gönderilen iddianamede HDP'nin, PKK terör örgütü ve bağlı örgütlerle birlikte hareket ettiği, örgütün uzantısı olarak faaliyetlerde bulunduğu vurgulandı. İddianamede, HDP ile PKK/KCK arasında bir fark olmadığı, HDP silahlı terör örgütü PKK/KCK'nın siyasi görünümlü bir uzantısı olduğu belirtildi.

"İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ KAPSAMINDA KALDIĞI DÜŞÜNÜLEMEZ"
HDP'nin hiçbir milli meselede Türkiye'nin yanında yer almadığı, karşısında kim varsa onların safında yer almayı tercih ettiği belirtilerek "Terör örgütünü, terörü lanetlemeyi bırakın tek bir eleştiri cümlesi bile kurmayan veya kuramayan davalı partinin şiddeti, terörü, teröristi öven, onları kutsayan beyanatlarının ifade özgürlüğü kapsamında kaldığı düşünülemez" denildi.


HDP Türk Silahlı Kuvvetlerinin gayesi ve kapsamı belli olan operasyonlarını işgal girişimi gibi göstermeye çalışıldığının belirtildiği iddianamede HDP'nin terör örgütüne destek sağladığı, HDP yöneticileri ısrarla PKK terör örgütüne "terör örgütü" ve onun aktif olarak bölücü yıkıcı eylemlerine katılan elemanlarına da terörist diyemediği vurgulandı.



İddianamede dikkat çeken diğer tespitler ise şu şekilde:

PKK'NIN CUDİ KAMPINDA EĞİTİM: BAŞARI İLE TAMAMLAYAMAYANLAR VEKİL YAPILMIYOR
Bir kısım milletvekili PKK'nın Cudi kampında silah ve ideolojik eğitim aldı, eğitimi başarı ile tamamlayamayanlar milletvekili adayı yapılmadı. Bazı partililer, terör örgütü PKK'ya eleman kazandırma faaliyetinde bulundular.

Bir çoğunun silahlı eğitim aldığı, kod adlarının bulunduğu, Hendek olayları sırasında örgüt adına silahlı nöbet tutanların dahi bulunduğu, firmalardan alınan ihalelerin bedellerini yüksek göstererek aradaki farkı PKK/KCK terör örgütüne aktardıkları anlaşıldı.


SİYASET YASAĞI İSTENEN İSİMLER
İddianamede, HDP'nin ödenecek hazine yardımlarından tamamen yoksun bırakılması, Selahattin Demirtaş, Pervin Buldan, Mithat Sancar, Sezai Temelli, Sırrı Süreyya Önder gibi isimlere de siyasi yasak getirilmesi istendi.


Halkların Demokratik Partisinin (HDP) kapatılması hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin iddianame hazırlayarak, Anayasa Mahkemesi'ne gönderildi.