Karadağ, Cilo buzul dağları ve Sat dağları arasında kurulu olan, dağlık ve kayalık yapısıyla Hindistan’ın Himalaya dağlarına, İsviçre’nin Alplerine, Şili’nin dağlık bölgelerine benzetilen, “Hakkarlar”ın şehri anlamına gelen Hakkâri… Üç ülkeyi hatırlatan şehirdeki gelişmeleri görmek üzere misafir olduk.
Terörün bitmesinden sonra Hakkâri’de sosyal hayat canlandı. Şehrin adı turistik, kültürel, sanatsal etkinliklerle duyulur oldu. Bölgenin bütününde olduğu gibi Hakkâri’de de ekonomi en önemli sorun… Şehrin bir fabrikası yok, işsizlik yüzde 20’lere dayanmış. Arazi yapısı nedeniyle tarım yapılamayan şehirde çok geniş mera alanları var ama hayvancılık yok denecek seviyede… Türkiye, İran ve Irak’ı birleştiren il, sınır kapılarından yeterince yararlanamıyor.
Bu duruma dair Hakkârililer ne diyor, şehrin ihtiyacı nedir? Soruyu muhatabına, Hakkâri Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Servet Taş’a sorduk.
‘TERÖR BİTTİ ŞİMDİ EKONOMİYE DESTEK’
Servet Taş, “Geçmişte çok sıkıntılar yaşadık, 40 yıldır önümüzü göremedik, ilimizi geliştiremedik, mahallemizi geliştiremedik, şehrimizi geliştiremedik” dedi ve şöyle sürdürdü: “Terör vardı, şiddet vardı, ölümler vardı, gözyaşı vardı, kan vardı, bunlar bizi hep geriye götürdü. Şimdi iyiyiz, gayet güzel bir ortam, bu güzel coğrafyada bu güzellikleri yaşamak, kendimizi geliştirmek istiyoruz. Hakkâri neden batıdaki bir il seviyesine gelmesin? Bunun için en büyük beklentimiz destek, desteğe ihtiyacımız var. Son birkaç yıldır Hakkâri’de güzel şeyler oluyor, güzel şeyler yaşanıyor.”
Şehrin sanayisi, üretimi, imalatı olmadığını anlatan Taş, turizmde, hayvancılıkta, istihdamda, üretimde, imalatta, sınır kapılarında, ulaşımda ciddi devlet desteğine ihtiyaçları olduğunun altını çizdi.
‘TURİZM KAYNAKLARIMIZ ZENGİN’
Şehrin turizm potansiyeline dikkat çeken Taş şöyle konuştu: “Hakkâri’de her türlü turizm yapılabilir. Kışın kayak için turizm merkezimiz oldu, her yıl gelişiyor. Gençlerimiz kayakta gelişiyor, sporcularımız yetişti.
“Türkiye’nin tek buzullarına sahibiz, yer yer 4 bin metreyi aşan CiloSat dağlarındaki yaklaşık 20 bin yıllık buzul gölleri turistleri bekliyor.
“Çocuklarımız, gençlerimiz raftinge başladılar. Yamaç paraşütü yapıyorlar. İlimiz gökyüzüne uzanan yüksek ve haşmetli dağları, derin vadileri, buzullu gölleri ve dorukları, yüksek şelaleleri, rengârenk ot ve çiçeklerle bezenmiş Alpin çayırları, devamlı karlarla kaplı yüksek zirveleri, yazın koyun ve kuzu sürülerinin meleştiği soğuk sulu serin yaylaları ile dağcılık, su ve kara avcılığı, kış sporları, doğa yürüyüşü ve raftingin rahatlıkla yağılabileceği turizm açısından zengin doğal kaynaklara sahiptir.”
‘ÇİNKO VE KURŞUN REZERVLERİ DÜNYADA ÜÇÜNCÜ’
Servet Taş, Hakkâri’nin ekonomik olarak en önemli varlığının madenler olduğunu anlattı: “Dünyanın üçüncü büyük çinko ve kurşun rezervlerine sahibiz. Madencilik Hakkâri’nin geleceğidir. Çinkoyu hammadde olarak çok cüzi bir rakama İran’a ihraç ediyoruz. İran bunu işliyor, külçe haline çeviriyor, Türkiye’ye 3 bin 500 dolara geri satıyor. Türkiye’de hammaddeyi külçeye çevirecek bir fabrika yok. Geçen yıl Siirt’te temeli atıldı, 110 milyon dolarlık bir yatırım. Fabrika oraya yapılınca Hakkâri’ye haksızlık edildiğini düşündük. İkinci bir izabe fabrikasının Hakkâri’ye açılması için çalışmalarımız devam ediyor.
Sizin aracılığınızla Türkiye’deki işadamlarımıza, madenle uğraşan işadamlarımıza çağrıda bulunuyorum. Gelsinler Hakkâri’ye bir izabe fabrikası kuralım. Bu fabrika istihdama çok katkı sunacak.”
İran ve Irak sınır kapılarına dikkat çeken Taş şöyle konuştu: “Sınır kapıları için çalışma yapıyoruz. Derecik ilçemizden Irak’a sınır kapısı için çabalıyoruz. Bizim tarafımızda sorun yok, Irak tarafında altyapıyla ilgili sorunlar var. Çukurca Üzümlü sınır kapımızda da ciddi gidiş gelişler oluyor. Sadece yolcu giriş çıkışları oluyor, altyapı bitmek üzere, uluslararası ticaret sınır kapısı olacak. İhracat yapabileceğiz, bizim için çok anlamlı olacak. Şehir ekonomisine, istihdama katkısı olacak. Yüksekova’dan İran’a açılan Esendere sınır kapısı yıllardır hizmet veriyor. Sınır ticareti de yapılıyor.”
‘HAYVANCILIK TEŞVİK EDİLMELİ’
Mera olanaklarıyla Türkiye’nin et ihtiyacına büyük katkı sunabileceklerini belirten HATSO Başkanı Servet Taş, “90’lı yılların başında iki buçuk milyona yakın küçük ve büyükbaş hayvan potansiyelimiz vardı. Şimdi yeni yeni canlanma başladı” dedi, “Milyonlarca hayvanı barındıracak meralarımız var. Hayvancılık teşvik edilmeli. Modern çiftlikler açılmalı, köylümüze, çiftçimize destek sunulmalı…”
‘VAN YOLUNU BİR SAATTE DÜŞÜRELİM’
Türkiye’nin doğu ucundaki şehrin en önemli sorunlarından birinin ulaşım olduğunu ifade eden Taş beklentilerini şöyle anlattı: “En yakın iller Şırnak ve Van, Şırnak 178 kilometre, Van 210 kilometre. Şırnak’a biz 4,5 saatte ancak gidebiliyoruz. Neden bir demiryoluyla karayolu yan yana olmasın… Van yolunu 85 kilometreye düşürüp neden 1 saatte gidip gelmeyelim? Madenlerimizi yurtiçine, yurtdışına ihraç edelim. Yolla birlikte sanayi hareketlenecek. Üretimde, imalatta, işadamlarımız Hakkâri’ye yoğunlaşacaklar. Cazip turistik imkânlarımızla turistler de gelmeye başlayacaklar. Her şeyin başı yol…”
‘GENÇ NÜFUS İŞ BEKLİYOR’
Şehirdeki işsizliğe de değinen Taş sözlerini işadamlarına çağrı yaparak bitirdi:
“Hakkâri 21 yaş ortalamasıyla Türkiye’nin en genç nüfusa sahip ilidir ve en çok işsizin bulunduğu bir ildir. İl merkezi 80 bin nüfuslu, 18 bin çocuğumuz diplomalı işsiz, bunun sıkıntısını çok yaşıyoruz. Üniversite mezunu, görev bekleyen, iş bekleyen genç nüfus maalesef işsiz…
“Organize Sanayi Bölgesi kuruluş aşamasında, Yüksekova’da, bize de yakın, altyapı bittikten sonra hem Hakkâri’deki işadamlarımıza hem Türkiye’deki işadamlarımıza çağrıda bulunacağız. Gelsinler Hakkâri’ye, bu güzel coğrafyaya, bu güzel ile, İran ve Irak’a sınır olan ilimize yatırım yapsınlar, İmalat yapsınlar. Üretim yapalım, ihracat yapalım, şehrimizin bu desteklere ihtiyacı var.”