TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Pozantı Kongresi'nin 100. yılı dolayısıyla düzenlenen ve Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Jülide Sarıeroğlu ile Adana Valisi Süleyman Elban'ın da katıldığı törende yaptığı konuşmada, Milli Mücadele ve Türkiye Büyük Millet Meclisi tarihinin en önemli adımlarından ve çok incelikle düşünülmüş stratejik hamlelerinden birine ev sahipliği yapan Pozantı'da, tam 100 yıl sonra aynı gün tekrar toplandıklarını söyledi.
Şentop, Milli Mücadele'nin aziz kahramanlarını ve gazilerini, şehitlerini, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, Pozantı Kongresi'nin ebediyete intikal eden mensuplarını rahmetle ve minnetle andı. Konuşmasında son dönemde Türkiye ile Fransa'nın karşı karşıya gelmesine değinen Şentop, “Yüz yıl önce, her zerresiyle, her hücresiyle sahip olduğumuz, sahip olmayı hak ettiğimiz bu vatan topraklarını işgal ve istila etmek isteyenlere de hak ettikleri cevabı, dersi verdik. Peki yüz yıl önce Adana ve havalisini işgal etmeye gelenler nerede? Onlar neler yaptılar? Fransızlardan bahsediyorum. Sömürgeci, barbar, insana ve kendinden olmayan insana dair her şeye saygısızca, vahşice yaklaşan Fransızlar, tam 75 sene önce, evet, tam bugün Cezayir’de büyük bir katliam gerçekleştirdiler” dedi.
Fransa'nın, Birleşmiş Milletler raporunda açıkça suçlandığını aktaran Şentop, aynı Fransa'nın bugün, Libya’da meşru hükümete karşı ayaklanan darbeci hainlerle beraber olduğunu söyledi.
“Tarafını ve tutumunu cesaretle kafasını kaldırarak savunamıyor bile” diyen Şentop, şöyle devam etti: “Tersinden güya Türkiye’yi suçlayarak, kirli tutumunu örtbas etmeye çalışıyor. Suriye’de aynı şekilde, terör örgütü PKK’ya yardım ve yataklık ediyor. PKK’lı teröristleri Cumhurbaşkanlığı sarayında ağırlıyor. Tabii Afrika’nın güzel insanlarının milli servetlerini, alın terlerini, gözyaşlarını çalmaya da devam ediyor, merkez bankası üzerinden. Dünyada insan haklarından, hukuktan, adaletten, haktan haksızlıktan bahsedebilecek en son devlet Fransa’dır. Son iki yüzyılın tarihi, Fransa’nın yüzündeki karayı, alnındaki lekeyi silmesinin mümkün olmadığını gösteriyor. 21. Yüzyıl Fransa için, geçen iki yüz yılındaki katliamları, soykırımları, zulümleri, işgalleri, sömürüleri için özür dileme yüzyılı olabilir. Belki bir yüzyıl yeterli olur.”
'PEŞKES ÇEKMEYE HAKLARI YOK'
Şentop, törenin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Şentop, terör örgütü PKK/YPG güdümündeki SDG'nin ABD'li bir şirketle yaptığı duyurulan petrol anlaşmasıyla ilgili soru üzerine şunları kaydetti: “Suriye'de malum, ABD bir şirket, PKK terör örgütü uzantılarıyla bir anlaşma yaptı. Bu anlaşma uluslararası hukuka aykırı. Bir kere Suriye'de şu anda beğenelim beğenmeyelim, bizim de itirazlarımız var malum ama bir hükümet, devlet var. Bu topraklar ve bu toprakların altındaki bütün milli servetler Suriye halkınındır. Dolayısıyla orada, ABD ve Fransa'nın desteğiyle varlığını sürdürmeye çalışan bir terör örgütünün, Suriye halkının bu yer altı servetini başka ülkelere peşkeş çekmeye hakkı yoktur. Bu anlaşma da geçerli değildir ama ABD gibi bir devletin, uluslararası hukuka göre meşru olmayan bir anlaşmayı yapmış olması, bununla beraber Türkiye'ye karşı uzun yıllardır terör faaliyeti yürüten bir örgütle iş birliği yapması da çok üzüntü vericidir. Bu vahim hatadan, yanlıştan dönüleceğini ümit ediyorum.”
'LİBYA'DA MEŞRUYUZ'
Şentop, Türkiye'nin uluslararası hukuka uygun olarak Libya'da bulunduğunun altını çizerek şöyle konuştu: “Libya'da, uluslararası hukuka uygun olarak, meşru bir şekilde bulunan tek devlet Türkiye Cumhuriyeti'dir. Libya'da, Birleşmiş Milletler'in tanıdığı bir hükümet var. Türkiye Cumhuriyeti, Libya'daki uluslararası hukuka göre meşru hükümetle bir yardımlaşma anlaşması yapmıştır. Onun daveti üzerine bu anlaşmaya dayanarak, uluslararası hukuka uygun olarak, bu talep üzerine Türkiye orada bulunuyor. Bunun dışında Libya'da operasyon yapan, gizliaçık yaptığı operasyonları utandığı için açıklayamayan Fransa gibi ülkeler dahil uluslararası hukuka aykırı bir şekilde Libya'da bulunuyorlar. Çünkü onların yanında yer almış oldukları taraf, Libya'da meşru, uluslararası hukuka uygun, Birleşmiş Milletler'e göre tanınmış olan bir hükümete, devlete karşı isyan etmiş terör grubudur. Onun yanında yer almaktadırlar. Dolayısıyla Türkiye'nin Libya'daki varlığını, uluslararası hukuk anlamında sorgulamak bu tür gayri meşru işler içerisinde Libya'da bulunanlara düşmez.”