6'lı masanın 24 Nisan'da yayınladığı ortak bildiride ABD Başkanı Joe Biden'ın 1915 Olayları'na yönelik sözleri çekingen bir tavırla kınandı; fakat 'soykırım yoktur' denilemedi. Açıklamada sözde 'tarihi gerçekler' kabul edildi, yalnız 'siyasi istismar aracı' yapılmaması istendi.

ABD Başkanı Joe Biden 1915 Olayları'nın yıldönümünde bir kez daha Türkiye'ye hücumborusu çaldı. Biden'ın korosuna hızla 6'lı İttifak'ın “gizli” ortağı HDP katılırken, Deva ve Gelecek Partisi de tepki göstermek yerine destekler nitelikte açıklamalar yaptı. Cumhuriyet Halk Partisi ise “sûkût ikrardan gelir” diyerek sesini çıkarmadı. Önceki gün düzenlenen 6'lı masa toplantısından sonra da vahim bir mesaj yayınlandı. Ortak bildiride şu ifadeler yer aldı:

“ABD Başkanı Joe Biden'ın tarihi gerçekleri siyasi istismar aracı yapan açıklamasını kınıyor, geçen sene 'soykırım' ifadesinin ABD Başkanı tarafından ilk kez kullanılmasına güncel kaygılarla sessiz kalan iktidarın bu ağır vebalin ortak sorumluluğunu taşıdığını vurguluyoruz.”

KORKAK BİR KINAMA

İlk bakışta “6'lı masadan Biden'a tepki” şeklinde algılanabilecek bu bildiri, iyi incelendiğinde farklı mesajlar içeriyor. Her şeyden önce mesajda Türkiye'yi “soykırımcı” ilan eden ABD Başkanı yerine oklar hükümete yöneltiliyor. “Tarihi gerçeklerin siyasi istismar aracı olarak kullanılmaması” istenerek, sözde “tarihi gerçekler” kabul edilmiş oluyor. Bunlardan daha da ötesi; açıkça “soykırım yoktur” denilemiyor. Ne Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)'nin 2013, 2015, 2017 yıllarında 3 kere saptadığı gerçeklere atıf var, ne de çağdaş Ceza Hukuku'nun “kanunsuz suç olmaz” ilkesine... Yani 6'lı masa için soykırım “tarihi bir gerçek”, fakat sorun bunun siyaseten kullanılması!

TANRIKULU'NA SORUŞTURMA

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, CHP İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu hakkında, Twitter'daki sözde Ermeni soykırımıyla ilgili paylaşımları nedeniyle soruşturma başlattı. CHP İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu, 24 Nisan'da sözde Ermeni soykırımına ilişkin paylaşımda bulunmuştu. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Tanrıkulu hakkında “Türkiye Cumhuriyeti devletinin manevi şahsiyetini aşağıladığına” dair somut deliller bulunduğundan Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 301. maddesi gereğince soruşturma başlattı. Tanrıkulu, Twitter hesabı üzerinden, “107 yıl önce 24 Nisan 1915’te yüzlerce Ermeni aydını İstanbul’da gözaltına alınıp, Çankırı, Ayaş, Ankara’ya sürüldü ve zorla kaybedildi. Kötülüğün miladı ile olan bu tarihle yüzleşmeden gerçek adalet sağlanamaz.” paylaşımını yapmıştı.