Dr. Hamdi Pınar blog sayfasında yayınladığı raporda sosyal medya düzenlemesinde Alman ve Türk modellerini karşılaştırdı. İlk düzenlemeyi Almanya’nın yaptığını belirten Pınar, Twitter’ın Almanya’da başvurulara doğrudan yanıt vermek amacıyla 70’ten daha fazla kişiyi istihdam ettiğini yazdı. Çalışmada şunlar yer aldı:
- Alman Kanunu’ndaki tanım ve istisnalar TBMM’ye sunulan kanun teklifinde tam olarak yansıtılamamıştır. Bunların başında platform işletenlerin gelir elde etme amacının olmasıdır. İkinci ise istisna tutulan gazetecilikeditoryal faaliyet yürüten platformlardır. Zira bunların sorumlulukları vardır.
DÜZENLEME YAPILMALI
- Almanya niye sadece tebligat için yetkili temsilci ve ayrıca irtibat elemanı arıyor? Bunun sebebi AB hukukundaki hizmetin serbest dolaşımı ve yerleşim serbestisidir. TBMM’ye sunulan Gerekçe’ye ve teklif metnine bakıldığında bu noktanın atlanıldığı kanaatindeyim. Almanya için ticaret ve vergi hukukundan kaynaklanan hiçbir sorun yok. Buna rağmen dijital vergi için AB bünyesinde her ülkede ayrıca bir vergi alınması çalışmaları yürütülüyor. Türk hukuku açısından nasıl bir temsil? Türkiye, Gümrük Birliğine dahildir, ancak AB üyesi değildir. Almanya ile Türkiye’nin farkı dikkate alındığında platform işleten şirketlerin öncelikle yürürlükteki 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) gereğince de sorumlu oldukları temsilciyi atamaları öncelik olmalıdır. Dolayısıyla TTK madde 40 dikkate alınarak ilgili hüküm yeniden düzenlenmelidir.
- Sistemin devletin kurumları tarafından denetimi ve gözetimi yönünden Alman sistemine nazaran Türk sistemi daha zayıftır. Almanya’da Adalet Bakanlığı bünyesinde 40 mevki ihdas edilerek özel bir birim (Daire) kurulmuş; dolayısıyla bireylerin başvurusu üzerine sosyal ağ/platform tarafından verilen kararlar etkili bir şekilde denetlenmekte; ayrıca yetki verilen başka birim de etkili ve devamlı bir şekilde gözetim görevini ifa etmekte. Türk hukukunda ise yetki doğrudan BTK Başkanına verilmiştir. Bunun dışında hiçbir yeni kadro ihdas edilmemiştir. Dolayısıyla BTK’nın alan bilgisi (ceza hukuk, medeni hukuk: kişilik hakları, özel hayat ve en önemlisi de anayasa hukuku ve insan hakları) sahibi yeterli uzman sorunu yaşamaması için gerekli hazırlıklara bir an önce başlaması gereklidir.
BELİRSİZLİK ÇÖZÜLMELİ
- Alman başvurduğunda şeffaf, ulaşılabilir, etkili, hızlı (derhal) ve en geç 24 saat içinde sonuca ulaşacağından emindir. Devlet bu konuyu devamlı surette, platform işleten şirket nezdinde takip etmektedir. Türk başvurduğunda ise altyapı yetersiz olacağından dolayı şeffaflığın ne ölçüde sağlanacağı, platform işleten şirketlere ulaşımın kolay olup olamayacağı, sistemin etkili olup olmayacağı, en hızlı sonucun ancak 48 saat içinde olabileceği, şablonlarla ret alınması halinde denetimin etkili olup olmayacağı belirsizdir. Bunun yanında şikâyetlerin reddi halinde BTK’nın bunları ne kadar süre içinde yeniden inceleyebileceği ve denetleyerek kararı bireysel başvurucuya ne kadar sürede göndereceği aynı şekilde belirsizdir. Normal standart süreçte bireysel kullanıcıların, etkili bir sistem olmaması durumda BTK kararına karşı idari yargıya müracaatı gerekecektir. İdari yargı da ortalama bir yıl sürmektedir. Dolayısıyla platform işleten şirketler düzgün çalışmadığı ve BTK tarafından da etkili ve hızlı bir denetim sağlanamadığı durumda, bireysel şikâyetçilerin sonuç alması zor olacaktır.