Son dakika haberi... Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir A Haber'de önemli açıklamalarda bulundu.
İsmail Demir'in açıklamalarından satırbaşları:
Uzay konusunda ilk adımımız belki uyduydu. Malumunuz Göktürk1 uydusunda önemli ölçüde çalışmalar yapıldı ve kabiliyetler kazanıldı. Uydu imalatı ve testi için bütün ekipmanlarımız mevcut. Tabii bu uyduyu yapmak kadar fırlatmak da önemli. Uydu fırlatmak da çeşitli teknolojilerin içinde bulunduğu önemli bir olay. Çalışmalar devam ediyor, füze sistemlerimiz için çalışmalar devam ederken bunun bir parçası olarak da uzaya erişim çalışmalarının devam ettiğini söylemek sürpriz olmaz. İki yıl kadar önce yaptığımız atışı yeni duyurmuş olduk.
TÜRKİYE UZAYA ERİŞEBİLEN BİR ÜLKE OLDU
Bu uzaya ulaşabileceğimiz ve orada bir uzay aletini veya bir roketi hareket ettirebileceğimiz, çeşitli manevralar yaptırabileceğimizin gösterimi oldu. Bunun benzeri çalışmalar devam etti, ediyor. Bu konuda da ilk hedefimiz mikro uydu fırlatma sistemi projesi ki burada da ilk hedefimiz 100 KG ağırlığındaki bir faydalı yükü en az 400 KM civarında bir alçak dünya yörüngesine yerleştirmek. Bunun da 2025 yılına kadar gerçekleşmesini bekliyoruz. Fırlatmanın yapılacağı alan, test alanları vesaire konusundaki çalışmalar devam ediyor. Bu konuda da enikonu çalışmalar sürdürülüyor. Tabii bu arka arkaya devam eden çalışmalar olacak. Bu projenin akabinde de daha yüksek irtifada, daha ağır uyduların yerleştirilmesiyle ilgili projeler devam edecek. Test çalışmalarımız başarıyla yürüyor. Şu tabii önemli; artık Türkiye uzaya erişebilen bir ülke oldu. Uzaya inip çıkmak değil, uzaydan manevra yaptırabilen bir ülke oldu. Tabii uzaya çıkma projelerinde en önemli parametrelerden bir tanesi roket motorları. Bu alanda da tüm teknolojiler paralelinde çalışmalarımız var. Gerek katı, gerek sıvı, gerekse hibrit yakıtlı roketlerle ilgili çalışmalarımız hızla devam ediyor. Burada da aldığımız mesafeler gerçekten çok memnuniyet verici.
SİSMİK GEMİLERLE İLGİLİ ÇALIŞMALAR
Gemi inşaat sanayii aslında Türkiye olarak en kuvvetli olduğumuz alanlardan birisi. Gerek askeri tersanelerimiz, gerekse sivil tersanelerimiz bu alanda oldukça ileri yeteneklere sahipler. Burada biraz geride kaldığımız, belki de biraz eksik kaldığımız alan tasarımlar idi. Tasarımda da gerçekten iyi bir noktaya doğru gidiyoruz. Oruç Reis bir Savunma Sanayii projesi olarak yürütüldü ve 2012'de imzalanan anlaşma sayesinde 2017'de sistem aktif oldu, yüzde 70'e yakın bir yerlilik oranı bu gemimizde de var. Tabii Savunma Sanayii Başkanlığı, projeleri sadece TSK veya güvenlik güçleri talepleriyle oluşan projeler olmayabiliyor. Çeşitli kamu kuruluşlarında da bizim yeteneklerimiz çerçevesinde içinde kalan talepleri olduğunda bu projeleri onların Savunma Sanayii Destekleme Fonu'na aktardığı paralarla yürütmemiz mümkün, Oruç Reis de bunlardan birisidir.
ORUÇ REİS'İN ÖZELLİKLERİ
Oruç Reis'in yetenekleri veya yeni bir talep gelirse buradan neler istenebileceği yine ilgili makamların başta da Madem Teknik Arama Genel Müdürlüğü'nün talebiyle olacak. Ama şu anda sismik araştırma gemimiz 3 boyutlu sismik araştırma kapasitesine sahip ve bunlarla donatılmış durumda. Daha ileri kabiliyetlerin tanımlanması durumunda şunu çok rahatlıkla söyleyebiliyoruz; Yerli sanayimiz bu yeni gelecek talebe ilişkin bütün yetenekleri sergileme kabiliyetine önemli ölçüde sahip olduklarını söylememiz mümkün. Burada amacın ne olduğu, ne tür bir arama yapılacağı, ne tür teknik özellikler istendiyse bunlar detaylı çalışmalar sonucunda yapılacaktır.
UÇAK GEMİSİ PROJESİ
Anadolu Gemimize ''uçak gemisi'' demek çok yanlış olmaz tabii uçak gemisi sınıfında çeşitli gemiler var. O sınıf konuşulduğunda çeşitli kalemlerde gemilerden bahsedilebiliyor. Şu andaki Anadolu Gemimize helikopter çok rahat inip kalkabilir ve dikine iniş kalkış yapacak uçaklar inip kalkabilir ama belirli parametreler şu anda çalışılıyor Anadolu Gemimizi belirli halk platformlarının inip kalkmasını mümkün kılacak çalışmalarımız da devam ediyor. Aynı zamanda Cumhurbaşkanımızın açıkça söylediği gibi bir uçak gemisi meselesinde de Türkiye'de gemi endüstrisi ve gemi mühendislerimiz bir uçak gemisi, şu anda Anadolu Gemisi veya onun daha ileri modellerini tasarlayıp imal etmeye muktedirler. Bu anlamda çalışmaların da yapıldığını söylememiz lazım. Çünkü Cumhurbaşkanımızın bu açıklaması bir anlamda bizim için bir talimattır. Hem dünyadaki mevcut sistemlerin ne olduğuyla ilgili bir çalışma yapılırken, bir taraftan da yerli sanayiimizin kabiliyetlerin ortaya dökülerek, onların çalışmaları neticesinde çıkacak uçak veya uçak gemilerinin çok detaylı teknik çalışmaların başladığını da söyleyebilirim. Yani belirli bir güç sevk etmeniz gerekiyorsa, bunun Karadeniz hava unsurları ve denizin üzerinde de çok kabiliyetli sistemlerinizin olması gerektiği aşikar.
İLK YERLİ DENİZ FÜZESİ: ATMACA
Deniz platformları deyince bir deniz platformu kabiliyet olarak eğer üzerinde bir silah sistemi veya sistemleri yoksa, kendisini savunabilme veya hücum yapabilme kabiliyetleri yoksa, çeşitli radar ve elektronik harp sistemleri ile donatılmamışsa, bir savaş ve yönetim sistemi ile çeşitli muharebe unsurlarıyla birbirleriyle bağlantısı sağlanmıyor ise çok fazla bir anlam ifade etmiyor olabilir. Bunun için bir gemi veya deniz platformunun üzerine konulacak sistemler olarak düşünürsek gayet memnuniyet verici bir noktada olduğumuzu söylemek mümkün. Aselsan'ın, Havelsan'ın, Roketsan'ın koyduğu sistemlerle birlikte hem silah hem radar, haberleşme ve savaş yönetim sistemleriyle beraber gemilerimizde son derece önemli, yerli kabiliyetler kazandırmış oluyoruz. Bunun silah olarak bir aşaması; tabii ki Atmaca Seyir Füzesi. Bu füzenin muadili şu anda dünyanın çok az yerinde var. Fiyat olarak da dışarıdan alacağınız bir fiyatı düşündüğünüzde maliyeti çok az. Bu bir seyir füzesi malum seyir füzeleri yere çok yakın mesafede seyrederek yol alırlar ve üzerilerindeki itki sistemi jet motorudur genel anlamıyla. Atmaca füzemiz 200 KM'nin çok üzerinde bir menzile sahip olacak. Deniz üzerinde de denize çok yakın seyredeceği için radarla yakalanması çok zor olacak. Bunun karadan karaya olacak versiyonları, modelleri de olacak, üzerinde çalışılıyor. Birkaç teknolojik dokunuşla onların da mümkün olmasını bekliyoruz. Böylece hem karadan karaya, havadan havaya, havadan karaya olan bütün seyir füzeleri zincirinde ürünümüz olmuş olacak. Malumunuz havadan karaya seyir füzemiz de SOM.
F35 KONUSU KAPANDI MI?
F35 konusu bizim için tamamen kapanmadı. Anlaşma ve hukuki zeminini çok detaylı şekilde konuşmamız gerektiğini belirtiyoruz. Kısaca F35 vermiyorsunuz diye oturup ağlamak durumunda değiliz. Biz bu türlü tehditlere kulak asmak durumunda değiliz. Ülkemizin kendi milli çıkarlarının gerektirdiği doğrultuda adım atmasını önleyecek bu tür tehdit, ambargo vesaire aslında bir anlamda bizi daha da çok kamçılar. Kararlılığımızı artırır. Müttefiklik bazında her zaman buna önem veriyoruz. Ama bu durum kafa zorlayacak, itilip kakılacak bir millet olduğumuz anlamına gelmiyor ve gelmeyecek ve bunu da göstereceğiz.
MİLLİ MUHARİP UÇAK NE ZAMAN HAVALANACAK?
Hatta dediğimiz gibi Milli Muharip Uçağımız inşallah yerli kabiliyetlerimizle çok daha azimli ve hızlı bir şekilde gündeme getireceğiz. Belirttiğimiz gibi 2023'de hangar çıkışını planlıyoruz 2025'de ilk uçuşunu görmeyi bekliyoruz.
YERLİ MOTOR HANGİ AŞAMADA?
Bu ülkemizin vatansever insanları bir şey yapmaya karar verdiklerinde yaparlar. Umutsuz olmanın anlamı yok. Geride kalmış olabiliriz, treni belli ölçüde kaçırmış olabiliriz ama biz onu yakalarız, insan yapısıysa daha iyisini yaparız… Biraz süre alacak. Projelerimiz masada bunları adım adım ilerletiyoruz. Birazcık sabır… İnşallah 35 sene içinde işte motor diyeceğiz.
S400 MESELESİ
İlk günden beri konuşulan iki sistem. Biz iki sistem alacağız diye konuştuk. Birinci sistemin teslimi hızlıca gerçekleşti. İkinci sistem ikinci görüşmeler devam ediyor. Ortak üretim, teknoloji transferleri gibi detay konuların anlaşılması gibi konular var bunların pratikte hayata geçmesi belirli bir süreç alıyor. Ne zaman kullanılacağı yeri, zamanı Türkiye'nin insiyatifindedir. Kamuoyunun anlayışla karşılaması gerektiğini düşünüyorum.