Talebin reddinin ardından bugün bir araya gelen 12 baro ortak açıklama yaptı. Üstü kapalı olarak Feyzioğlu’nun Barış Pınarı Harekatı’na destek vermesine gönderme yapılan açıklamada, “Feyzioğlu’nun iktidar ve güvenlik dili kullanmaya yönelten eksen kaymasının, giderek koltuk hırsına dönüştüğü” iddia edildi.
FEYZİOĞLU: PABUÇ BIRAKMAM
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu ise 12 baroya bugün Anadolu Yayıncılar Derneği’nin etkinliğinde yanıt verdi. Feyzioğlu, “Siz gidin de ‘Sana ne Barış Pınarı Harekatı’ndan’ cümlesini bana değil, Uluslararası Barolar Birliğine, Avrupa Barolar Birliğine söyleyin. Askerim, sivillerim şehit oluyor, milli birliğim, toprak bütünlüğüm tehdit altında. Uluslararası Barolar Birliğine tek cümle etmeyecek ağalar ama Akçakale’ye gitti diye Metin Feyzioğlu’nu yerden yere vuracaklar. Hiçbir şekilde bunlara pabuç bırakma niyetinde değiliz” dedi.
AP’YE GİTSEYDİM BUNU DİYECEKLER MİYDİ?
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, istifa çağrısına karşı bugün yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Siz gidin de ‘Sana ne Barış Pınarı Harekatı’ndan’ cümlesini bana değil, Uluslararası Barolar Birliğine, Avrupa Barolar Birliğine söyleyin. Askerim, sivillerim şehit oluyor, milli birliğim, toprak bütünlüğüm tehdit altında. Uluslararası Barolar Birliğine tek cümle etmeyecek ağalar ama Akçakale’ye gitti diye Metin Feyzioğlu’nu yerden yere vuracaklar. Hiçbir şekilde bunlara pabuç bırakma niyetinde değiliz.
Barolarımız, ‘Feyzioğlu neden Külliyeye gitti?’ demişler. Feyzioğlu AP’ye gitseydi, bunu diyecekler miydi? Alman Şansölyesi’ne gidip, ‘Türkiye’de insan hakları yoktur, hapishanelerde işkence hem de sistematik işkence vardır.’ deseydi kızacaklar mıydı?
İddia ediyorum bu 12 baronun yönetim kurulu halktan da kendi meslektaşlarından da kopmuştur. Meslektaşlarının sorunlarını çözmek amaçları yoktur, sorunların çözülmesine karşı rahatsızlıkları vardır. Arkamızda Türk milleti, avukatların ezici çoğunluğu vardır”
Uluslararası Barolar Birliğinin Türkiye’yi etnik temizlikle suçlaması karşısında, ‘Siz ne hakla bunu söylersiniz Türkiye’ye ve Türk ordusuna.’ dedim diye mi istifa edeceğim? Hayatımda hiçbir kavgadan kaçmadım.”
TBB NEDEN REDDETTİ?
Türkiye Barolar Birliği, baroların olağanüstü genel kurul çağrısına verdiği yanıtta, şekli şartın, en az 10 baronun yönetim kurulunun bu yönde karar alması olduğu belirtildi. Şekil şartı gerçekleşse de Avukatlık Kanunu ve yerleşik içtihatlara göre, olağanüstü genel kurulun seçimli yapılabilmesinin, sadece başkanlık makamının boşalması durumunda olabileceğine dikkat çekilen açıklamada, “Dolayısıyla seçim talepleri hukuka aykırıdır” denilmişti.
Açıklamada, şunlar kaydedilmişti:
“Bu yol hukuka aykırı olarak bir kez açılacak olursa sadece TBB değil, her baromuz bu tür hukuka aykırı taleplerle sürekli seçimli olağanüstü genel kurullara sürüklenme sonucunda görev yapamaz hale getirilir. Kanun koyucunun olağanüstü genel kurula ilişkin düzenlemesinde hiç kuşkusuz böyle bir amaç güdülmemiştir. Baroların ve TBB’nin organları kanunda belirlenmiş sürelerin sonuna kadar görev yaparlar.
Olağanüstü genel kurul talebinde bulunan baro yönetim kurullarının gerekçeleri incelendiğinde, bu gerekçelerin TBB Genel Kurulu’nun yetki alanına giren somut bir hususu görüşmek amacı taşımadığı görülmektedir. Talepler, ağırlıklı olarak TBB Başkanı’nın adli yıl açılış törenine katılmasına, Yargı Reformu sürecinde Cumhurbaşkanlığı ve Adalet Bakanlığı başta olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti devletinin yetkili makam ve mercileri ile iletişim kurmasına ilişkindir.”
‘BARIŞ PINARI GEREKÇE GÖSTERİLİYOR’
Bazı baro yönetim kurullarının, TBB Başkanı Metin Feyzioğlu’nun Barış Pınarı Harekatı’na ilişkin açıklamalarını da olağanüstü genel kurul isteyen ilave kararlarında gerekçe olarak gösterdiklerine işaret edilen açıklamada, baroların büyük bir çoğunluğunun ise olağanüstü genel kurul yapılmasının şartlarının oluşmadığı ve böyle bir toplantının barolar arasında telafisi mümkün olmayacak ayrışmalara yol açacağını basın açıklamaları yoluyla kamuoyu ile paylaştıkları ifade edildi.
TBB ve baroların, kamu kurumu niteliğinde meslek örgütleri olduğuna dikkat çekilen açıklamada, “Siyasi parti siyaseti yapamazlar. Meslek siyaseti yapabilirler. Hukuk devletinin ve insan haklarının korunması ve geliştirilmesi de bu meslek siyaseti tanımı içerisinde barolara ve TBB’ye verilmiş bir görevdir. TBB yönetimi herhangi siyasi bir ideolojinin veya siyasi bir partinin temsilcisi olmamıştır, olmamalıdır.” değerlendirmesinde bulunuldu.