Suriye ile ilişkilerin bozulması, sınır ticaretine büyük darbe vurdu. Çevre illeriyle beraber 15 milyon insan etkilendi. Gözü kulağı Hükümet'ten atılacak adımda olan bölgedeki iş insanlarının üç talebi var: Bölgenin PKK'dan arındırılması, Suriye ile normalleşme ve ticaretin eski haline dönmesi

EKREM DEMİR

Koronavirüs salgını zaten sıkıntılı olan ekonomiyi elbette olumsuz etkiledi ve etkilemeye devam ediyor. İş dünyası çözüm arayışında… Suriye sınır hattında iş yapan firmalar, konusu Suriye olan her açıklamayı umutla takip ediyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın 11 Kasım'da yaptığı “Ülke halkının iradesiyle biçimlenecek yeni bir Suriye'nin inşası için, Rusya başta olmak üzere, bölgede etkin olan güçlerle daha yakın çalışmaya hazırız. Karabağ'da nasıl kısa sürede adil bir barış tesis edildiyse, samimi bir işbirliğiyle, Suriye'de de benzer bir adımın atılabileceğine inanıyoruz” açıklaması da bölgede iş yapan firma yetkililerinde umut yarattı.

'PKK'DAN ARINDIRMALIYIZ'

Konuyu Memleketçi Sanayici ve İşadamları Derneği (MİSİAD) Gaziantep İl Başkanı Muhammet Yıldız’la konuştuk. Kendisi de inşaat sektöründe çalışan Yıldız, sınır hattında faaliyet yürüten firmalar ve yurttaşlar açısından Suriye’nin normale dönmesine ilişkin çalışmaların, açıklamaların umut verici olduğunu ifade etti. Suriye’de hem Beşar Esad’la el sıkışmak hem de bölgeyi koordine eden ülkelerle de birlikte hareket etmek gerektiğinin altını çizen Muhammet Yıldız şöyle devam etti: “O bölgenin tamamen PKK’dan arındırılması lazım. PKK’dan arındırmazsak 10 yıl sonra yine karşımıza çıkacak. Geriye çekilmesi de çözüm değil, 5 yıl sonra tekrar gelecek. Suriye’de kurulan hükümetle birlikte hareket edip PKK/PYD’yi temizlememiz lazım ki rahat hareket etme kabiliyetimiz olsun.”

'6 MİLYON EKMEK YİYORDU'

Savaştan önce Hatay’dan Mardin’e kadar Suriye sınır hattında yaklaşık 6 milyon insan ticaretle ekmeğini kazanıyordu. Çevre iller de eklenince sınır kapılarından geçinen insanların sayısı 15 milyonu buluyor. Yıldız da bu istihdamın sınır illerimiz için çok önemli olduğunu anlattı. Bu durumun her iki ülke için de önemli olduğunu ifade eden Yıldız, savaş sonrası insanların işsiz kaldığını belirtti. Suriye'de kalıcı bir çözüm bulunursa güvenliğin de sağlanmasıyla birlikte istihdamın iki katına çıkabileceğini ifade eden Muhammet Yıldız, Edirne’de olduğu gibi Şanlıurfa ve Gaziantep’te pazarlar kurabileceklerini belirtti.

'ÇİMENTODA EKSİĞİMİZ VAR'

Suriye’nin yeniden inşaasının konuşulmaya başladığını anımsatan MİSİAD Gaziantep İl Başkanı Muhammet Yıldız, sınır hattında faaliyet yürüten firmalar olarak buradan doğacak talebi karşılamaya hazır olduklarını ancak çimento üretiminde bölgenin eksiği olduğunu söyledi. “Üretimimiz talebi karşılamıyor. Suriyeli bir iş adamı benden aylık 10 bin ton çimento istiyor, fabrikalarımız 1 yıl sonraya gün verebiliyor” diyen Yıldız, Suriye bandında Mardin’den Hatay’a kadar illerimizde ikişer tane daha çimento fabrikası kurulursa bölgedeki ihtiyacın çözüleceğini, nakliye açısından da avantaj sağlayacağını ifade etti. Suriye tarafında santral kurma çalışmalarına değinen Muhammet Yıldız beklentilerini şöyle ifade etti: “Güvenlik biraz daha genişlerse, oradaki iş adamlarıyla birlikte hareket edersek büyük bir yapılanmaya girebiliriz. Gidip kendimiz de orada inşaat yapabiliriz, onarımı yapabiliriz, yollar olsun köprüler olsun, inşaatlar olsun her şekilde karşılayabiliriz.”

'KENDİ KENDİMİZE YETEBİLİRİZ'

“Üretime daha fazla önem vermemiz lazım, daha fazla üretim yapmamız lazım” diyen Muhammet Yıldız, GAP’a da değinerek 20 yıl önce su olmaması nedeniyle verimin düşük olduğunu şimdi ise çift verim yapıldığını, buğday ekip hasat edildiğini, arkasından mısır ekildiğini anlattı. Kendisinin de Bozovalı olduğunu söyleyen Yıldız, orada sulanmayan arazi kalmadığını ama projenin henüz yüzde 35’inin tamamlandığını belirtti. Daha önce ithal edilen badem ve cevizde şu anda ithalata gerek kalmadığını söyleyen Yıldız, “Eğer GAP tamamlanırsa ziraat mühendislerinin de desteğiyle ithalatı büyük oranda bitiririz. Pamuk ithal ediyoruz, ihraç etmeye başlarız. Bu suyla oluyor. İthalatsız hem bölgeyi hem Türkiye’yi besleyebiliriz” dedi.

‘SINIR TİCARETİ YOKSA KİLİS'E GEÇİM YOK!’

Kilis Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hacı Mustafa Celkanlı da kapıların kapanmasının ardından Kilis'in yoksullaştığını, ekonomiyi düzeltmenin tek yolunun ticaretin yeniden başlaması olduğunu anlattı:

'YOKSULLUK YÜZDE 25 ARTTI'

Sınır illerinin sınır kapıları geçim kaynağı. 2011'den beri dibimizde bir savaş var. Bundan en çok etkilenen illerin başında Kilis geliyor. Altyapısı, eğitimi, hastanesi yetersiz olan bir şehre kendi nüfusu kadar insan yerleşirse ekonomik döngüyü sağlayamazsınız. Üstüne bir de sınır kapısını kaparsanız memleketin finans kaynağını kaparsınız. Bu kadar insan nasıl geçinecek? Önceden Kilis'te fakirlik oranı yüzde 50'ydi. Şimdi yüzde 75! Elimizde sihirli bir değnek yok, 100 tane fabrika kuralım, istihdam sağlayalım. Para akışı olmadığı için burada esnaf perişan durumda. Burada esnafa, vatandaşa bir dokunsanız bin ah işitirsiniz. Üzerine pandemi geldi.

'BAKANA İLETTİK DÖNÜŞ ALAMADIK'

“Biz daha önce sayın Gümrük Bakanımıza bunu defalarca ilettik; Burada bir serbest ticaret bölgesi oluşturulması talebinde bulunduk. Bu durumu izah ettik. Maalesef o günden bugüne talebimiz karşılık bulmadı. Bu şehrin gümrük kapısında ticaret alanı oluşturulmadığı sürece, bu şehir için bir gelir kapısı kısa vadede sözkonusu değil. Acil çözümlere, görüşmelere ihtiyaç var. Esad'la görüşüp görüşmemek devlet politikası. Devlet dinamizmi karar verir, yol çizer. Hangi devlet olursa olsun, ilişkilerini en iyi tutacağı ülkeler, kendine birebir komşu ola ülkeler olmalı. Bize bilmem kaç bin kilometre uzakta olan ülkeyle değil ya da onun yönlendirmesiyle de değil, yanıbaşımızda olan ülkelerle asıl iyi ilişkiler kurmak zorundayız. Ak Parti hükümeti ilk geldiğinde 'komşularla ve dış ülkelerle iyi ilişkiler' diyerek geldi. Biz ticaret insanları olarak çok sevindik. Neden? Türkiye'de ürün üretilecek ki Avrupa'ya satılacak. Türkiye'de ürün üretilecek ki Suriye'ye satılacak. Türkiye'de ürün üretilecek ki Irak'a, İran'a satılacak. Herkesle kötü ilişki kurarsanız, ilişkiler kötüye giderse Türkiye'nin ekonomisi zora giriyor. Bir ülkenin özgürlüğü sadece söylemle olmuyor, ekonomiyle oluyor. Üzerimde 1900 üyemin vebali var. Doğru olanı söylemek zorundayım. Sınır hattı çözüm bekliyor, gümrük kapıları çözüm bekliyor. Kilis halkının ve diğer sınır illerinin acilen kendi sınır komşuları ile ticari ilişkiler kurması gerekiyor.”

‘SURİYE’NİN KONTROLÜNDEKİ KAPILAR AÇILSIN’

Suriye’de Şam yönetimi karşıtlarının kontrolünde olan kapılar açıkken, Şam yönetiminin kontrolündeki Nusaybin kapısı (Kamışlı) ile Hatay Yayladağ kapısı kapalı. Mardin ve Hataylı iş insanları ve vatandaşlar Şam yönetiminin kontrolündeki kapıların bir an önce açılmasını istiyorlar.

Nusaybin Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Müfit Adnan Yumuşak, Nusaybin kapısının açılması için çok sayıda başvuru yaptıklarını ve girişimde bulunduklarını hatırlatarak şunları söyledi:

“Olaylar başlamadan önce kapımız dostluk kapısıydı. Yenilendi. Transit kapı olacaktı. Ama olaylar nedeniyle 2012 yılında kapatıldı. Oysa ki ilçe ekonomisinin yüzde 70’i bu kapıya bağlıydı. Binlerce insan sınır ticaretinden ekmek yiyordu. Suriye ile ilişkilerimizin iyi olduğu dönemde ihracatımız da hızla artıyordu. Kapının 8 yıldır kapalı olması bölgemize ciddi darbe vurdu. Kapının kapalı kalmasına güvenlik gerekçe gösterildi. Oysa kapı açılsa kapının Suriye tarafındaki güvenliği Kamışlı’da konuşlu Suriye ordusu sağlayabilir. Ülkeyi yönetenler Suriye ile istihbaratçıların görüştüğünü açıkladılar. İlişkiler eskiye göre çok farklı noktada. Suriye ile resmi kapıdan ticaret, siyasi ilişkilerin de önünü açar. Normalleşmeye katkı sağlar. Nusaybin kapısı bir an önce açılırsa bu bölgemizdeki terör için de panzehir olur. Bütün bölgenin talebi kapının bir an önce faaliyete girmesi.”

Aydınlık