Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş'in öldürülmesine ilişkin 22 sanık, 'tasarlayarak öldürme', 'öldürmeye teşebbüs', 'suça azmettirme' ve 'suça yardım etme' suçlarından bugün hakim karşısına çıktı. Duruşma savunmaların ardından yarın devam etmek üzere ertelendi.
Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş cinayetine ilişkin davanın görülmesine bugün Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesinde başlandı. Duruşma nedeniyle Sincan Cezaevi yerleşkesine girişlerde uzun araç kuyrukları oluşurken geniş güvenlik önlemleri alındı. Dava öncesinde açıklama yapan Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş, "Eksik bir iddianameyle yarım bir mahkeme kurulacak. Suçluların adil şekilde yargılanması dışında bir talebimiz bulunmuyor. Dosyaya eklenmeyen deliller var. Bu delillerin dosyaya eklenmesini istiyoruz" ifadelerini kullandı.
DAVAYI İZLEYENLER
Sinan Ateş cinayetini takip etmek için çok sayıda siyasetçi de duruşma salonuna geldi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da duruşma salonunda yerini aldı.
Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki duruşma salonundaki dava, 5 gün sürecek.
MAHKEME BAŞKANININ AÇIKLAMASI
Sanıklardan Doğukan Çep, "Bay Kemal nerede?" diye bağırınca, salondan çıkarıldı. Mahkeme heyeti duruşma salonuna saat 9.22'de geldi. Mahkeme başkanı duruşmanın başında, "Herhangi bir laf atma olmasın. Gerek sanıklar tarafından gerek müşteki tarafından. Bunlara gerek yok. Bırakın işimizi yapalım. Meseleyi şahsileştirmeyin. Tahriklere kapılmayın" dedi. Bu konuşmanın ardından sanık Çep yeniden salona alındı.
MHP'NİN TALEBİ REDDEDİLDİ
Avukat İbrahim Ethem Yiğit ve Çağrı Can Pak, MHP adına davaya katılma talebinde bulundu. Bu talebe ilişkin görüşleri sorulan sanıklar, talebin kabul edilmesini istedi.
Cumhuriyet savcısı, suçtan doğrudan zarar görme unsuru söz konusu olmadığından talebin reddini istedi. Mahkeme ise, MHP'nin suçtan zarar gören sıfatının bulunmadığından katılma talebinin reddine oy birliğiyle karar verdi.
MHP'NİN ATEŞ DAVASINA KATILMA DİLEKÇESİ
Milliyetçi Hareket Partisi'nin durduğu yer, Türkiye üzerinde hesapları olan pek çok farklı kesimi rahatsız etmektedir.
Menfur bir cinayet üzerinden binlerce yıllık fikri müktesebatı olan, ülkesine hizmetten başka bir gaye gütmeyen ülkücü milliyetçi hareket, akla hayale sığmayacak mesnetsiz iddialarla mahkum edilmeye çalışılmaktadır.
Özellikle son aylarda Milliyetçi Hareket Partisi’ne aleni, bir saldırı söz konusudur. Bu saldırılar aslında Türk milletine, onun iradesine ve milyonlarca kişinin demokratik tercihine yapılan bir saldırıdır. Bölücü, Liberal, Marksist, Fetöcü yapıların elemanları, sistematik ve istikrarlı bir şekilde, küresel çeşitli güçlerle ittifak içinde ve siyasi meşreplerine de uygun paylaşım, haber ve yazılarla Milliyetçi Hareket Partisine iftira etmektedir.
Olayla ilgili (Sinan Ateş cinayeti) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatılmış, yürütülen soruşturma neticesinde iddianame tanzim edilmiştir. İddianamenin hazırlanması 17 ay gibi uzun bir süre almıştır. Bu süre içerisinde Milliyetçi Hareket Partisi'nin kurumsal kimliğine ve kadrolarına yönelik sistemli ve organize bir saldırı hareketi başlatılmıştır. İftira ve isnatta bulunulan bazı siyasilerin Milliyetçi Hareket Partisi ve kadrolarına zarar verme istek ve arzuları izahtan varestedir. Kısaca izah ettiğimiz nedenlerle katılma talebimizin kabulüne karar verilmesi gerekmektedir.
'MHP'DEN İSİM VER, SENİ KORUYALIM'
Sinan Ateş'in katili Eray Özyağcı'nın, 'Tasarlayarak kasten öldürme' suçundan tutuklanmasının ardından ifadesi ortaya çıktı.
"Kendisiyle kişisel husumetim vardı." diyen Özyağcı ifadesinde şunları söyledi:
"Eski Savcı Durmuş Ali Kaya bana şunları dedi: Devlet Beyden talimat aldıysan söyle, bu olayın siyasi olduğunu biliyorum, MHP'den bize isim ver seni koruyalım, sen bize hikaye anlatıyorsun, yat o zaman burada. Sana en ağır cezaları vereceğim, seçimden sonra göreceksin neler olacağını.
"Savcı bana araç fotoğrafları gösterdi, kişiler gösterdi (MHP ile bağlantılı kişi ve araçlar), tanımıyorum dedim o araca binmedim. Sonradan haberlerde gördüm bu isimler ülkü ocaklarıyla bağlantılıymış. Allah'a hamd ettim böyle bir iftiraya alet olmadığım için."
'RAHMETLİ KAÇ GİRİYOR, KAÇTA ÇIKIYOR DİYE BAKTIM'
Sinan Ateş cinayetinde 'keşifçilik' yapan Suat Kurt'un savunmasına geçildi. Müşterek fail suçlaması ile cinayet suçlamasını kabul etmediğini söyleyen Kurt, “Büyük üzüntüyle ifademi verdim. Doğukan Çep aradı, ‘Bir alacak verecek davasından bir kardeşimle ilgili sıkıntı var, Ankara’ya gider misin abi. Sana adres vericem, bu adreste şahıs kaçta gidiyor, kaçta geliyor bilgi istiyorum' dedi. Eray’ı karşılayan, Zekeriya ile evi ayarlayan benim.” dedi.
Mahkeme başkanı, “Sormadın mı alacak verecek davasında niye adres soruyorum, takip ediyorum” diye sordu. Kurt, “Rahmetli kaçta giriyor, kaçta gidiyor diye baktım” diye cevap verdi. Mahkeme başkanının sorusunu yinelemesi üzerine Kurt bu kez, “Bana 'dövülecek, en fazla ayaklarından vurulacak' denildi Doğukan Abi tarafından. Ben MHP ile Ülkü Ocakları’yla bağlantım yok. Vurulacak biriymiş, bilmem” dedi.
'ÜST DÜZEY BİR ÇABA GÖRDÜK'
Sanıkların ifadesinin ardından mahkemeye ara verildi. Verilen arada kameraların karşısına geçerek açıklamalarda bulunan Özgür Özel, "Ettiği telefonları hatırlamayan, aldığı talimatları hatırlamayan, verilen konumları hatırlamayan, görüştüğü kişileri hatırlamayan ama birilerinin bağlantısını ortadan kaldırmak için yeni şeyler hatırlayan bir tetikçi ve azmettirici gördük. Esas azmettiricilerle bağı ortadan kaldırmak için üst düzey bir çaba gördük" dedi. Şöyle devam etti:
"İddianamede adı geçmesi gereken eski milletvekilleri hali hazırdaki çeşitli yöneticiler, bir siyasi partinin cinayetten önce sonra telefon irtibatı kurulan yöneticilerinin adı dahi geçmiyor. Bütün arabaların plakaları var bir arabanın yok, o aracın içinden hangi genel başkan iniyor o aracı ona kim tahsis etmiş bütün Türkiye biliyor. Biz bu sisin inmesine, bu cinayetin alelade bir cinayetmiş gibi bir cinayetmiş gibi üstünün örtülmesine seyirci kalmayacağız" diyen Özel, dava sonuçlanana kadar olayın takipçisi olacaklarını belirterek, "Türkiye’yi sise boğmaya çalışıyorlar, bundan sonrası için gözdağı vermeye çalışıyorlar, buna sessiz kalınmayacak! Herkes bundan emin olsun."
'DHKPC'LİLERLE OLAYLARIM OLDU'
Verilen aranın ardından duruşma yeniden başladı. Mahkeme heyeti salona geldi. Cinayeti azmettirmekle suçlanan sanıklardan Doğukan Çep şu savunmayı yaptı:
"2013 yılında Gezi olayları sırasında İstanbul Gülsuyu'nda DHKPC'lilerle bazı olaylarım olmuştu. ESP'nin derneğine girmiştik. O zaman Figen Yüksekdağ var bunların başında, eşbaşkan da Selahattin Demirtaş. ESP'nin derneğine giriyoruz burada 10 kişiyi vuruyoruz. Biz yakalandık. Yargılanmaya başlandık."
'DOSYAM İÇİN YARDIM İSTEDİM'
Cezaevinden çıktıktan sonra arandığını bildiren Çep şöyle devam etti:
"Bir gün sabah namazı kılarken, Sinan Ateş de oradaydı. Cami avlusunda 'abi ben ceza aldım dosyam Yargıtay'da yardımcı olabilir misin?' dedim. 'Ne demek dosya bilgilerini ver' dedi. 20 gün sonra aradım. Tekrar olayları anlattım. 'Kardeşim helal olsun bizim hayal ettiklerimizi yapmışsın, ben seni arayacağım' dedi. 2020'de aradı 'dosyanı halledecekler' dedi, 200 bin TL istedi. Ben daha sonra parayı ayarlayıp teslim ettim. Arada yine konuşuyorduk. 2021'de yine arayıp 200 bin TL daha lazım olduğunu, bu parayı başkasına vereceklerini söyledi. Ben bu parayı da ayarladım. Başka bir gün Üsküdar'da parayı verdim. Bana 'sabret, acele etme' dedi. 2022 Kasım ayında beni arayıp, 'işin sonuna yaklaştık, paranın tamamını vermen lazım' dedi. Ben bir şekilde toparladım parayı ve Ankara'ya gittim."
'AYAĞINDAN VURDURMAYA GÖNDERDİM'
Çukurambar'da Liva Pastanesinde Sinan Ateş ile görüştüğünü anlatan Çep şöyle konuştu:
"Burada kendisine parayı verdim. Biraz sohbet ettik. Dışarı çıktık bana ofisini gösterdi. Daha sonra buradan ayrıldım İstanbul'a gittim. Aralık ayı başlarıydı yine aradım. Bana, 'sabret, adamlara parayı verdim' dedi. 45 gün sonra aradığımda 'müsait değilim' deyip kapattı. Daha sonraki aramalarıma da cevap vermedi.
Ben öldürmeye göndersem bunu söylerdim. Ben ayağından vurdurmaya gönderdim. Öldürülmesini istemezdim. İstemediğim bir şeydi, üzüldüm. Ben gidecektim normalde ama Eray kendisinin gideceğini söyledi."
'FETÖ ALGI OPERASYONU YÜRÜTTÜ'
İddianamede cinayetin azmettiricisi olmakla suçlanan Tolgahan Demirbaş da savunmasında, şunları söyledi: "İddianameyi defalarca okumama rağmen kimin neyi azmettirdiğini anlamadım. Benim bu olayla hiçbir alakam yoktur. FETÖ iltisaklı sahte hesaplar tarafından algı operasyonu yürütülmüştür. Olay olup bittikten sonra bir camiayı zan altında bırakmak için kamuoyu baskısıyla tutuklandım. Bu olayla hiçbir bağım yoktur."
TELEFONUNDAKİ YAZIŞMALAR
Demirbaş, mahkeme başkanının sorusu üzerine, "Ben cep telefonumu şifresiyle birlikte teslim ettim. Buradaki bilgiler olaydan 8 ay öncesine ait. Geçmişte yaşanan üzücü olaylar var. Maktulün davranışları sebebiyle kendisine camia içinde tepki oluşmuştu. Bu sebeple maktulün evinde pankartla protesto yapmak istenmiş arkadaşlar. Cep telefonumdaki bilgilerde maktulün ev adresi olduğu söyleniyor. Ben bunu bilmiyorum, bu adrese gitmedim, kimseyi de yönlendirmedim" cevabını verdi.
OLCAY KILAVUZ'LA GÖRÜŞTÜ MÜ?
Demirbaş, müşteki avukatlarının sorusu üzerine eski MHP Milletvekili Olcay Kılavuz ile olaydan önce görüştüğünü hatırlamadığını söyledi. Demirbaş bu nedenle, hazırlanan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu belirtti. Demirbaş'a ayrıca, eski Ankara Emniyeti Cinayet Büro Komiseri Mustafa Ensar Aykal'a gönderdiği, "onun (Sinan Ateş'in) ipini çekmişler" şeklindeki mesaj da soruldu. Demirbaş bu soruya da, "İpini çeken eden yok. Böyle bir şeye şahit olmadım. İpini çekmişlerdeki kastım teşkilatla bir bağı olmadığıdır. Ayrıca kimse bana maktulün adresini vermedi" cevabını verdi.
Mahkeme davaya yarın devam edilmesine karar vererek duruşmayı kapadı.
17 ŞÜPHELİNİN DOSYASI AYRILDI
Arkadaşı Selman Bozkurt ile 30 Aralık 2022'de Çankaya ilçesi Kızılırmak Mahallesi'nde bir binadan çıktığı sırada motosikletli 2 kişinin silahlı saldırısına uğrayan ve kaldırıldığı hastanede hayatını kaybeden Ateş ile ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianame, mayıs ayında mahkemece kabul edilmişti.
Sinan Ateş cinayetine ilişkin hakkında işlem yapılan toplam 39 kişiden, haklarında yurt dışına çıkış yasağı getirilen diğer 17'si hakkındaki soruşturma, ayrı dosya üzerinden sürüyor.
Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş ve olay sırasında beraberindeki Selman Bozkurt'un "müşteki" sıfatıyla yer aldığı 22 sanıklı iddianamede, "müşterek fail" olarak yer alan sanıklar tetikçi Eray Özyağci, Vedat Balkaya ve Suat Kurt'un "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, müşteki Selman Bozkurt'a yönelik "tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan 13'er yıldan 20'şer yıla kadar hapis, Doğukan Çep ve Tolgahan Demirbaş'ın ise cinayete azmettirmekten ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmaları talep edildi.
Özyağci'nin ayrıca "ruhsatsız tabanca bulundurmak ve taşımak" suçundan 1 yıldan 3 yıla, Demirbaş'ın ise "zincirleme şekilde kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirme" suçundan 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istendi.
İDDİANAME NEDEN ELEŞTİRİLDİ?
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 145 sayfalık iddianame, tepki çekmişti.
Ayşe Ateş, 5 Mayıs'ta yaptığı açıklamada, "Olay gerçekleşir gerçekleşmez bu iddianameyi yazıp önümüze koyabilirlerdi. 1,5 yıl bekleyip çok basit, adi bir cinayet vakası gibi servis edilerek asıl faillerin alenen korunup kollandığı çok açık. Kocamı kimin öldürdüğü de, katilleri kimlerin koruduğu da gayet net" dedi ve ekledi:
"Ne diyeyim, yazıklar olsun. Bugün değilse yarın ama eninde sonunda hesap verecekler. Buna inanıyorum, bunun için de elimden gelen her şeyi yapacağıma kimsenin şüphesi olmasın."
SİNAN ATEŞ NASIL ÖLDÜRÜLDÜ?
Eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş, 1984'te Balıkesir'de doğdu.
Bursa'da büyüyen ve lise yıllarından itibaren Ülkü Ocakları içerisinde yer alan Ateş, 12 yıl MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman'ın danışmanlığını yaptı.
Ateş, 2019'da Olcay Kılavuz'un yerine Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı'na atandı, ertesi yıl Devlet Bahçeli tarafından görevden alındı.
Ateş, 30 Aralık 2022'de arkadaşı Selman Bozkurt ile Çankaya ilçesinde Çukurambar semtindeki Kızılırmak Mahallesi'nde bir binadan çıktıkları sırada silahlı saldırıya uğradı.
Saldırıda Ateş bacaklarına ve başına isabet eden kurşunla ağır yaralanırken, Selman Bozkurt omzundan yara aldı. Ateş daha sonra kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti.
AYŞE ATEŞ, ERDOĞAN VE ÖZEL İLE GÖRÜŞTÜ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 11 Haziran'da Ayşe Ateş ile kızları Bengisu ve Banuçiçek'i Beştepe'de kabul etti.
Ateş görüşme sonrası, Erdoğan'ın kendisini ve kızlarını uzun süre dinlediğini söyledi, "Durumu anlattım, izah ettim, dosya hakkında konuştuk. Tek talebim yargılamanın bir an önce hızlı bir şekilde gerçekleşmesi ve adaletin yerini bulması. Kendisi de gerekenin hızlı bir şekilde yapılacağını söyledi" dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, üç kez Ayşe Ateş'le görüştü.
Davanın takipçisi olacaklarını belirten Özel, "Sinan Ateş suikastı tam anlamıyla aydınlanana kadar peşini bırakmayacağız" dedi, iddianameyi de şu sözlerle eleştirdi:
"İddianame sis perdesini aralamak şöyle dursun, kamuoyunun bildiği pek çok gerçeği gizlemeye çalışıyor."