Prof. Dr. Sencer İmer, ABD’nin yaptırımlarına karşı 1974 yılındaki gelişmelerin Ankara’ya rehber olması gerektiğini söyledi. ABD’nin Türkiye’nin 1974 yılında yaptığı Barış Harekatı’na karşı silah ambargosu kararı aldığını hatırlatan İmer, yaptırımın karşısında Ankara’nın üsleri hava sahasına kapattığını ve Washington’un 4 yıl sonra ambargo kararından geri adım attığını vurguladı.
VERYANSIN TV
Türkiye’nin S400 alımına karşı ABD’den beklenen yaptırımlar geldi.
ABD Hazine Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB), Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir ve Başkanlık yetkililerinden Mustafa Alper Deniz, Serhat Gençoğlu ve Faruk Yiğit'in yaptırım listesine eklendiği bilgisi paylaşıldı.
ABD Dışişleri Bakanlığı Uluslararası Güvenlik ve Silahlanmayı Önleme Müsteşar Yardımcısı Christopher Ford, SSB'ye yönelik yaptırımların, başkanlığa "ABD'nin ürün ve teknolojileri için ihracat lisansı ve yetkilerinin verilmesinin yasaklandığını" kaydetti.
Ford, ABD mali kuruluşlarından 12 aylık vadede SSB'ye 10 milyon dolardan fazla kredi tedarik edilmesinin yasaklandığını, İhracat İthalat Bankasının (ExIm Bank) SSB'ye kredi desteğinin kesildiğini ve uluslararası mali kuruluşların da kredi vermesinin engelleneceğini ifade etti.
TürkAmerikan ilişkilerinde ‘yaptırım’ gerginliği yeni değil.
TÜRKİYE YAPTIRIMLARA KARŞI ÜSLERİ KAPATMIŞTI
1974 yılında Kıbrıs Barış Harekatı’nın ardından ABD 1975 yılında Türkiye’ye silah ambargosu uygulama kararı almış, Türkiye’nin yanıtı ise üsleri kapatmak olmuştu.
Veryansın TV’ye konuşan Ufuk Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanı Prof. Dr. Sencer İmer’e göre de 70’li yıllar, yaptırımlara karşı Ankara’nın izlemesi gereken yol haritası konusunda önemli bir tecrübe oluşturuyor:
“Türkiye’nin elinde önemli kozlar var. En önemlilerinden bir tanesi de üslerdir. Türkiye 1974’te Barış Harekatı’nı yaptıktan sonra 1975’te ABD Türkiye’ye yeniden bu şekilde bir ambargo uygulamıştır. Türkiye bu ambargoya üsleri kapatarak yanıt vermiştir ve savunma sanayisini güçlendirmiştir. TSK Güçlendirme Vakfı, Aselsan, Havelsan gibi kuruluşlar hep bu ambargo kararından sonra kurulmuştur. O yüzden ABD’nin yaptırımları artırması Türkiye’nin savunma sanayisinin daha çok güçlenmesi anlamına gelecektir. “
‘İÇ CEPHEDEKİ BİRLİK BİDEN’I GERİ ADIM ATTIRIR’
İç cepheye de uyarılarda bulunan İmer ABD’ye karşı Meclis’teki partilerin ortak bir bildiri yayımlaması gerektiğini söyledi. İmer ABD’nin yeni başkanı Biden’dan Türkiye’deki bazı siyasi partilerin beklenti içerisine girmesinin yanlış olduğunu belirterek, “Biden kendisiyle ittifak halinde olan birilerini görürse o zaman bu yaptırımların şiddetini artırabilir. Ama kendisine karşı, yaptırımlara karşı Türkiye’de tek bir cephe görürse o zaman geri adım atar. 1979’da da olan da budur, ABD 4 sene sonra yaptırımlardan geri adım atmıştır. Bu kapsamda üslerin ABD hava sahasına kapatılması bizim elimizdeki önemli bir kozdur ve bu ABD’ye çok etki yapar. Ayrıca yaptırımlara karşı Türkiye işbirliği yapacağı ülkeleri seçer. Kimse bu imkanları veriyorsa onunla ittifak kurar. Bu Rusya, Çin ya da Brezilyası’ndan Almanyası’na kadar başka bir ülke de olabilir. “ ifadelerini kullandı.
Amerika Birleşik Devletleri başkanı Lyndon B. Johnson tarafından Türkiye başbakanı İsmet İnönü'ye 5 Haziran 1964 tarihinde gönderilen, Türkiye'nin Kıbrıs'a müdahalesini önlemek amacıyla yazılan Johnson Mektubuna değinen İmer, Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkilere dikkat çekti:
JOHNSON MEKTUBU VE TÜRKİYERUSYA İLİŞKİLERİ
"Türkiye nükleer silahı olmadığı için NATO’ya girmiştir. Ancak 1964’de gelen Johnson mektubunda Johnson “Eğer Sovyetler size nükleer saldırı yaparsai biz sizi korumayız” demiştir. İsmet Paşa ne demiştir? “Şu anda itibaren biz NATO’nun Sovyetler'e en yakın kanadı oluyoruz” demiştir.
İsmet Paşa ile Moskova arasında daha sonra yapılan görüşmelerin ardından Moskova, “Size bizden bir tehdit gelmez, endişelenmenize gerek yok ayrıca Kıbrıs’ta soydaşlarınızın hakkının korumak konusunda da haklısınız. Sizin arkanızdayız” demiştir ve Ankara’ya “size 10 tane fabrika kuralım” teklifinde bulunmuştur.
Bunlar Seydişehir Aliminyum, İskenderun Demir Çelik, Aliağa Rafinerisi, Çayırova Pencere Cam Fabrikası, Artvin’deki Sunta Fabrikası vs.. olmuştur. “Bütün bunları portakal, limon karşılığı bize ödeyin” demiştir.
ATATÜRK’ÜN VASİYETİ
İnönü bunu kararlaştırdıktan sonra Demirel tatbik etmiştir ve bunların hepsi gerçekleşmiştir. Demek ki Rusya ile Türkiye birbirine yakın bir ilişki içerisinde olmuşlardır. Bu konuda Atatürk’ün de vasiyetini hatırlatalım. Ne demiştir? ‘Bizim ülkemiz Rusya ile yakın ilişki içinde olmalıdır.”
ABD’NİN HEDEFİ RUSYA’YI ÇEVRELEMEK
ABD’nin yaptırımlarla ve son yıllardaki Türkiye karşıtı tutumunun arkasında “Rusya” hedefinin olduğunu belirten İmer şöyle konuştu:
“ABD’nin bütün derdi Rusya. Rusya’yı hasım ilan etti ve çevrelemeye çalışıyor. Baltık denizinin oradan başlayarak Polonya, Romanya, Bulgaristan ve Dedeağaca kadar bir çevreleme hareketi içinde. İstiyor ki Türkiye de bu çevreleme hareketinin içinde olsun, Rusya’yı sıkıştırsın… Karadeniz’e de Amerikan donanması ve NATO donanması çıksın…
ABD’NİN TÜRKİYE KARŞITI FAALİYETLERİ
Buna karşı Atatürk’ün yaptığı Montrö anlaşmamız var. Biz uyguluyoruz, “hayır, çıkamazsın, sınır kalabilirsin” diyoruz. Dolayısıyla ABD bundan çok rahatsız oluyor ve bunu önlemeye çalışıyor. Bütün yaptığı şey bu. “Sen eğer bize yardımcı olmazsan o zaman ben seni çevrelerim” diyor. Ne yapıyor? Irak’ta, Suriye’de PKK/PYD’yi yüzbinlerce TIR silahla üzerimize salıyor, bütçeden para veriyor. Kıbrıs’ı Rum adası yapacağım diyor, Rum kesimine uygulanan ambargoyu kaldırıyor. Akıncı gibi bir ismi seçtirerek kendi tarafına çekip KKTC’yi federasyon haline çevirip, Türkiye’yi Antalya körfezine hapsetmeye çalışıyor. Yunanistan’ın safında yer alıp, Mısır’la deniz alanı anlaşması yaptırıyor. Girit’te savaş uçaklarının yanında poz veriyor. Yunanistan’a silah hibe ediyorç Netice olarak Yunanistan’ı üzerimize salıyor. Libya’da bize karşı her türlü operasyonu yapıp, Hafter’in yanında yer alıyor. “
‘TÜRKİYE ABD VE ÇİN’E DAHA ÇOK YAKLAŞIR’
ABD’nin yaptırımları artırabileceğine de dikkat çeken İmer, bu hamlenin Tükriye’yi Rusya ve Çin’e daha çok yakınlaştıracağını vurguladı. Türkiye’nin S400’de olduğu gibi başka ittifaklara yöneleceğini kaydetti.