Ses sanatçısı Ahmet Özhan, Sabah gazetesinden Göksan Göktaş'a verdiği röportajda Türkiye siyaseti ve ekonomisine dair görüşlerini dile getirdi.
Özhan, muhaliflerin kendilerini din karşıtlığı üzerine konumlandırdığını söyleyerek, "Bugün içinde olduğumuz ekonomik döngüde gerekirse bir ekmek yerken bunu yarım ekmeğe düşüreceğiz. Bunun mükafatını alırız. Bakın Cumhurbaşkanımız Amerikan hegemonyasıyla birlikte dolara da 'one minute' dedi" ifadelerini kullandı.
Özhan sözlerini şöyle sürdürdü:
"ABD BAŞKANI, İKTİDARI DEVRİMEK İÇİN 'MUHALEFETE DESTEK OLACAĞIZ DİYOR', ALKIŞLIYORLAR"
Bugünün muhalifleri aslında din karşıtlığı üzerine konumlandırıyorlar kendilerini. Ve her sanatçı muhalif olmak zorunda gibi bir algı var. Amerikan Başkanı "Türkiye'de iktidarı devirmek için muhaliflere destek olacağız" diyor. Alkışlıyorlar. Çünkü devlet, millet gibi bir zaafları, kaygıları yok. "Bunlar gitsin de kim gelirse gelsin, isterse Amerika'dan biri gelsin o yönetsin" diyorlar.
"ABD'NİN HÜKÜMRANLIĞINA GİRMEYİZ"
Umurlarında değil. Ülkenin ekonomisi kötüye gitsin de ülke yıkılsın diye umuyorlar. Bir dakika ya... Biz Orta Asya'dan beri devlet kuruyoruz. Kimsenin hükümranlığına girmeyiz. Dolar hükümranlığı kurmaya çalışıyor Amerika. Ona da karşı koymaya çalışıyoruz.
Bugün içinde olduğumuz ekonomik döngüde gerekirse bir ekmek yerken bunu yarım ekmeğe düşüreceğiz. Bunun mükafatını alırız. Bakın Cumhurbaşkanımız Amerikan hegemonyasıyla birlikte dolara da 'one minute' dedi. Bu bir tam bağımsızlık mücadelesidir. Muhalifler bunu anlamak istemiyorlar. Yumuşak huylu bir adamımdır. Ama biri dinime, milletime, devletime laf söylerse ağzını yırtarım. Varsın bu yolda öleyim, umurumda değil. Hiçbir zaman kendi çıkarlarım uğruna helvaya halva demedim.
Çeşitli partilerden, belediye başkanlığından tut da Türkiye milletvekili formatına kadar teklifler aldım. Onlar bu teklifleri açıklamadı, onlarla benim aramda kaldı, ben açıklarsam şimdi ayıp olur ama siyaset teklifi aldım. Özellikle sağ partiler beni tasavvufa hassasiyetimle ilişkilendirerek onlara cazip bir imaj olacağım kanaatini taşımışlar. Fakat benim tasavvuf kültürüne olan düşkünlüğüm, o sahadaki çalışmalarım, dini hassasiyetim tamamen insan kemalatı üzerinden olduğundan bu işin ne ekonomisiyle ne siyasetiyle barışık zamanlarım olmuştur.
Ekonomik olarak sadece çoluk çocuğa bakabilmişimdir, yetiştirebilmişimdir, siyasetle hiçbir zaman bir ilişkim olmamıştır. Sağdan olsun, soldan olsun insan benim için önemlidir ve de hangisi benden yardım isterse ben ona yardıma hiç çekinmeden giderim. Öyle bir tarafgirliğim söz konusu değil.