50’den fazla ülkeye koronavirüsle mücadele kapsamında yardım gönderen Türkiye'nin Suriye'ye olası yardımı hem uzun zamandır kopuk olan diplomasinin önünü açar hem de salgının bu ülkeden ülkemize taşınmasını önlemeye yardımcı olur

AYDINLIK / ANKARA

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, bugüne kadar 128 ülkenin Türkiye'den hibe, ihracat izni ya da satın alma şekliyle tıbbi malzeme yardımı talebinde bulunduğunu bu talebin yaklaşık yarısının karşılandığını açıkladı. Dışişleri yetkilileri de saldın öncesi ilişkilerin tıkandığı Avustralya ile ilişkilerin yardımla normalleştiğini açıkladılar. Türkiye’nin çok sayıda ülkeye yardım yapması uluslararası ilişkiler uzmanlarınca “pandemi diplomasisi” olarak adlandırıldı. Diplomatlar “pandemi diplomasisine” Suriye’nin de eklenmesini gerektiğini söyledi.

ÖNCELİK KOMŞULARIMIZ OLMALI

Eski Dışişleri Bakanı Şükrü Sina Gürel, Aydınlık’a yaptığı açıklamada, yapılacak yardımlarda önceliğin komşu ve çevre ülkelere verilmesini gerektiğini söyledi. Gürel, “Eğer bölgesel işbirliğine öncelik veriyorsak Amerika’dan önce işe komşu ve çevre ülkelerden başlamalıyız. Bizim geleneklerimiz de bunu gerektirir. Şu anda komşularımızda en çok ihtiyacı olan ülke Suriye’dir. Suriye’ye yardım göndermeliyiz. Bunu yaparsak Suriye ile ilişkilerimizin normalleşmesine de adım atmış oluruz. Bu yardımlar Türk milleti adına yapılırsa iki ülke halkı arasında da dostluk ilişkileri gelişir” dedi.

2. Dünya Savaşı sırasında Yunanistan’da açlık sorunu ortaya çıktığında Türkiye’nin Yunanistan’a bir gemi dolusu yiyecek gönderdiğini vurgulayan Gürel, Suriye’ye yapılacak yardımların salgının Suriye üzerinden ülkemize yayılmasını da önleyeceğini ifade etti.

'PANDEMİ DİPLOMASİSİNDE' ÖNCELİK

Maltepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Ünal da Aydınlık’a yaptığı açıklamada, “Pandemi diplomasisi”nde önceliğin komşulara verilmesi gerektiğini kaydetti. İlk önceliğin Şam yönetimi ve sıkıntı yaşadığımız Mısır olması gerektiğini belirten Ünal, “Suriye, ülkesine karşı yürütülen operasyonda, ülkenin parçalanması ve rejimin yıkılması planında kritik aşamayı geçmiş ve Şam yönetimi ayakta kalmayı başarmıştır. Ancak Suriye halkı ekonomik olarak ve güvenlik açısından sıkıntılar yaşamaktadır. Bu sıkıntılı günlerde yapılacak yardım Suriye halkında Türkiye’ye karşı önemli güven sağlar. 2011’den beri yaşananlar Suriye halkında Türkiye’ye karşı olumsuz bir hava yarattı. Bu önlenir. Aramızda oluşan soğukluk giderilir” diye konuştu.

'DOĞU AKDENİZ'DE ELİMİZ GÜÇLENİR'

Türkiye destekli Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin Hafter’in güçlerini püskürttüğünü, ama bunun Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin kısa vadede ülkenin tamamına hakim olacağı anlamına gelmediğini ifade etti. Türkiye Doğu Akdeniz’deki çıkarları için Mısır, Suriye ile de normalleşmesi gerektiğini belirten Ünal şunları söyledi: “Bu tür yardım ve hamleler normalleşmeye büyük katkı sağlar. Karşılıklı çıkar ve güven ortamı yaratır. Türkiye Libya’da bölünmeyi önleyecek adımlar atmalı. Mısır’ın ‘Türkiye Libya’dan beni kuşatmaya çalışıyor. Niyeti iktidarı devirmek” kaygısı giderilmeli. Çıkarlarımızın ortak olduğu, bu konuda samimi olduğumuz anlatılmalı. Bu tür yardımlar da bunun yolunu açar. Bu konuda tutarlı adımlar atarsak Doğu Akdeniz’deki çıkarlarımızı güvence altına alırız. Türkiye aleyhine tutum içinde olan ülkeleri yalnız bırakırız.”

YENİ BİR AÇILIM OLUR

Daha önce Suriye ile ilişkilerde kritik görevler üstlenmiş emekli bir büyükelçi Suriye ile ilişkilerde büyük yanlışlar yapıldığını hatırlatarak şu görüşleri savundu: “Bu ortamda Suriye devletine koronavirüs yardımı göndermek Suriye ile yeni bir açılımın önünü açar. Bu yapılırsa geçmişte yaşananlar önemli ölçüde unutulur. En büyük yanlış, yanlışta ısrar etmektir. Koronavirüs salgını fırsat olarak kullanılmalıdır. Ayrıca bu Türkiye’nin de çıkarınadır. Komşumuz Suriye’de koronavirüsün yayılmaması hastalığa karşı ülkemizin de güvenliğidir.”

ÖNÜMÜZDEKİ YILLAR DÜŞÜNÜLMELİ

ABD’nin Irak işgali döneminde görev yapmış ve bütün büyükelçilik görevlerini bölge ülkelerinde yapmış bir emekli büyükelçi de şu önerilerde bulundu: “Suriye’de Şam yönetimi kalıcı. Bütün dünya bunu görüyor ve ona göre pozisyon alıyor. Avrupa Konseyi’nde oluşan görüş de bu yönde. Türkiye’nin buna gözlerini kapaması olmaz. Sadece kendine zarar verir. Türkiye de bu gerçeğe göre hareket etmeli. Önümüzdeki yılların hesabını yapmalı. Suriye şu anda zor durumda. Yapılacak bir jest çok olumlu sonuçlar doğurur. Suriye halkı yapılacak bir yardımı unutmaz. Suriye’yi çok iyi tanıyorum. Suriyeliler Türkleri çok severdi. Son 9 yılda bu önemli ölçüde değişti. Koronavirüs fırsat olmalı ve eski dostluklar yeniden sağlanmalı.”