İzmir’de LGBT dayatmasına karşı yapılan ‘Büyük Aile Buluşması’na “nefret suçu” diyen gazete, rektörleri hedef aldı. Aydınlık'a konuşan Katip Çelebi Üniversitesi Rektörü Prof. Saffet Köse, “Aileyi savunuyoruz. Nefret söylemi yok.” dedi.
FÜSUN İKİKARDEŞ / İZMİR
İzmir Konak’ta 6 Kasım günü yapılan Büyük Aile Yürüyüşü’ne “Nefret Yürüyüşü” denmesi, şaşkınlık ve tepkiyle karşılandı. Yürüyüşü düzenleyen İzmir Büyük Aile Platformu’nun Başkanı Av. Nuriye Kadan, “Nefret söylemine, cinsiyet ayrımcılığına dair tek bir cümle gösterebiliyorlar mı?” diye sordu. Aynı zamanda yürüyüşün üç bileşeninden biri olan Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD)’nin de Genel Başkan Yardımcısı olan Av. Kadan, Büyük Aile Yürüyüşü’nü “Nefret Yürüyüşü” diye adlandıranlar için “Nefret söylemi yapmadığımızı kendileri de biliyor. Nefret söylemine dayanak olacak tek bir sözcük, tek bir cümle bulamazlar! Oraya çekerek bu birlikteliğin çözülmesi çabasındalar” değerlendirmesinde bulundu. LGBT dayatmasına karşı 18 Eylül’de İstanbul’da düzenlenen ilk Büyük Aile Buluşması’nın ardından da yine Cumhuriyet Gazetesi “Protesto değil nefret suçu” manşeti atmıştı. Eylemden nefret suçuna ilişkin tek bir örnek ise yer almadı.
AİLEDE NEFRET SÖYLEMİ OLUR MU
Nefret Yürüyüşü iddialarına bir tepki de Katip Çelebi Üniversitesi Rektörü Prof. Saffet Köse’den geldi. Yürüyüşe Mehir Vakfı Mütevelli Heyeti üyesi sıfatıyla katıldığını kaydeden Prof. Köse, “Bu bir STK eylemidir. Konu ile ilgili açıklamalar orada yapılmış ve tamamı yayınlanmıştır. Konuşmalarda nefret söylemi olmadığı görülecektir” dedi ve şu değerlendirmeyi yaptı: “Onların ne düşündüğünden ziyade bu toplantının neyi ifade ettiği önemli. Bu bir sivil toplum hareketi. Herkes gibi katılımcı STK’lar da görüşlerini ifade etmeye hakkına sahip. Konuşmaların hepsi canlı yayınlandı, hiçbir şey gizli değildi. Konu da aile. Ailede nefret söylemi ne kadar olabilir ki? Sivil toplum durduğu noktayı deklare etti, bundan ileri gidemezsiniz.”
ISLAK SABUN TUTUMU
Konuşmacılar arasında bir diğer akademisyen, sosyolog Doç. Dr. Atakan Hatipoğlu idi. Konuşmasında, kimlerden nefret ettiğini “Emperyalizmden nefret ediyorum! Vatansızlıktan nefret ediyorum” diye ilan etmişti. Hatipoğlu’na, Cumhuriyet gazetesinde yer alan haberde iddia edilen nefret söylemi bu mudur, diye sorduk, şöyle yanıtladı: “İşin özü: Bütün bu LGBT söyleminin temelinde ‘cinsel olan politiktir’ temel kavramı var. Bireysel olan bireysel değil politiktir, dediler. Cinsel politika adını verdikleri yeni bir düzenleme, devlet analizleri vs. siyasi bir program çıkıyorsa siyasi cevap gerekli! Hatırlayın, Türk Ordusuna iftira atan Şebnem Financı’yı desteklediler. Bu siyasi düzlemi eleştirince, sen bizim cinsiyet tercihimize laf edemezsin, diyorlar ve bizim siyasi eleştirimizi nefret suçuna sokmaya çalışıyorlar.
“Islak sabun tutumu gibi, elde durmuyor. Cinsel olan politiktir diyen sizsiniz. Politik iddialarınız varsa, politik eleştiriyi kabul edeceksiniz. Bizim söylemlerimizin cinsellikle, senin hakkınla hukukunla alakası yok! Biz diyoruz ki, siyaseten bu konudan nefret ediyorum. Ben senin cinselliğine laf etmiyorum. ‘Cinsellik benim kişisel hayatım değil, ben buradan toplumu dizayn etmek istiyorum’ diyen sizsiniz, ona yanıt veriyorum.“
KONAK’TA HALKIN BİLEŞENLERİ VARDI
Konuşmacılardan öğretmen Işıl Çetin de, Büyük Aile Platformu bileşenlerine dikkat çekti ve nefret söylemi iddialarının aslında bu bileşenleri hedef aldığını kaydetti. Çetin şunları söyledi: “Bu platform halkın gerçek taleplerini dile getirdiği için önemli. Platformun bileşenleri halkın bileşenleridir. Her birimiz Türk halkının parçasıyız. Farklı düşünceler demek, Türk halkının mozaiği demektir. Bu mozaik nefret söylemi yalanlarını darmaduman edecek. Ellerinde kalan son koz! Psikolojik savaşı yürütenler, nefret söylemi yapmadığımızı biliyor. Dikkati oraya çekerek bu birlikteliğin çözülmesi çabasındalar. Ama hem halk hem platform bileşenleri kendinden emin.“