2: “Silahlar susmalı” sözleri ve sözde “barış” çağrıları altında, terör örgütünü devletle bir tutup meşrulaştırmaya çalışan “Yurttan olmayan” seslerin, hangi akla hizmet ettikleri açık olan “akillerin” Gara’dan yeni, yeniden “açılım” çıkarmaya çalıştıklarını ibretle izliyoruz.
3: PKK ve PKK terörü, nasıl ki başta ABD olmak üzere küresel aktörler, emperyalizm ve bunların yerli işbirlikçileri olmadan konuşulamazsa, HDP’den ari olarak da ele alınamaz. Bu konuda kimsenin başını kuma gömme, “top çevirme” hakkı da yoktur.
4: Bu açıdan öncelikle belirtmek gerekir ki “şok edici”, “rahatsız edici” de olsa olabildiğince siyasi kanalları açık tutmak, siyasi partilere “tahammül” etmek,fikri mücadeleyi öne çıkarmak esas ve parti kapatma son çare olmalıdır.
5: Ancak bu “tahammül” ün de bir sınırı vardır ki o da Anayasa ve hukuk düzenidir. Aldığı oy oranı ne olursa olsun hiçbir siyasi partinin, Anayasayı ve kanunu, hukuku çiğneme hak ve yetkisi, özgürlüğü yoktur.
6: Nitekim Anayasamızın 68.maddesinin 3.fıkrasına göre Siyasi partiler, Anayasa ve kanun hükümleri içerisinde faaliyetlerini sürdürmekle yükümlüdürler. HDP’nin kapatılması tartışmalarına da sadece bu parti üzerinden değil, ilkesel ve hukuki bakmak daha doğru olacaktır.
7: HDP, HDP olduğu için yahut birileri istiyor/talep ediyor diye değil, Anayasa’nın 68/4 maddesine (özellikle devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğüne, aykırı faaliyetlerde bulunma, suç işlenmesini teşvik etme ve bu fiillerin odağı haline gelme) ve
8: Siyasi Partiler Kanununun 78 ve devamı maddelerine (özellikle devletin tekliği ilkesinin korunması, azınlık yaratılmasının önlenmesi, bölgecilik ve ırkçılık yasağı) aykırı faaliyetleri sebebiyle kapatılmalıdır.
11: Gerçekten milli egemenliğin (iradenin) en temel ve somut yansıması Anayasa’dır. Seçmen, her siyasi partiye, AY’nın 68/3 maddesinde açıkça belirtildiği üzere Anayasa ve kanun hükümleri içerisinde faaliyetlerini sürdürmeleri kaydı ve şartıyla oy ve yetki vermektedir.
13: Bir siyasi parti kapatıldığında yenisinin kurulacağı, parti kapatmanın bir yararının olmadığı görüşü hukuki olmaktan uzaktır. Anayasanın 69/7 ve SPK’nun 95.maddeleri, gereği gibi uygulandığında kapatılan bir partinin devamı niteliğinde bir parti kurulması mümkün değildir.
14: Üstelik Anayasa ve Kanundan kaynaklanan bir gereklilik sübjektif ve siyasi gerekçelerle bertaraf edilemez. Kaldı ki, nasıl ki örneğin hırsızlık fiilinin failinin cezalandırılması tüm hırsızlık fiillerini önlemese de, hukukun bir gereği ise, burada da durum aynıdır.
18: Anayasa ve Kanuna aykırı hareket eden bir parti hakkında kapatma davası açılabilmesi için, herhangi bir kişi ve kuruluşun, partinin başvurusuna (ki belli şartlarla mümkündür) gerek ve ihtiyaç olmayıp, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı re’sen harekete geçebilmektedir.
Feza Tiryaki'nin aylar öncesinde yazdığı yazı bugünkü tartışmalara ışık tutuyor: Büyük tanıtımlarla, övgülerle, TV yayınlarıyla, söyleşilerle, alışılmışın ötesinde milyonluk toplu baskı sayısıyla bir
Abdullah Gül, 27 Kasım 1995'te İngiliz The Guardian gazetesinden Jonathan Rugman'a Refah Partisi yöneticisiyken röportaj vermiş, röportaj 28 Kasım'da Posta gazetesinde 'İşte Refah'ın gerçek niyeti: Ür
Oyuncu Mert Fırat, 2013 yılında verdiği bir röportajla yeniden gündemde. Habertürk'ten Kübra Par'a konuşan Mert Fırat, o zamanki röportajında siyasi mesajlarıyla dikkat çekiyor. 5 yıl önce verdiği cev