Aralarında Orhan Pamuk, Murat Gülsoy, Ahmet Ümit gibi isimlerin yer aldığı 115 yazar, terör örgütü bağlantısı ortaya çıkan Hakkâri Belediye Başkanı Sıddık Akkış’ın görevinden uzaklaştırılmasına tepki gösterdi. PKK’ya destek verilen bildiride, demokrasi, barış gibi insanlık değerlerine sığınıldı

31 Mart 2024 Yerel Seçimlerinde Hakkari’de DEM Parti’den belediye başkanlığına seçilen ancak daha sonra PKK terör örgütüyle bağlantısı ortaya çıkan Sıddık Akkış’ın gözaltına alınıp, belediyeye kayyım atanmasının ardından kimi yazar, aydın ve sanatçı ortak bildiri yayınladı.

Aralarında Orhan Pamuk, Ayfer Tunç, Murat Gülsoy, Ahmet Ümit, Murathan Mungan gibi isimlerin de yer aldığı 115 isim PKK’ya ve DEM Parti’ye destek verdi.

Yayınlanan bildiride Hakkâri Belediye Başkanı Sıddık Akkış’ın PKK/KCK yapılanmasında üst düzey görev almak, küçük yaştaki çocukları kandırarak örgüte katılımını sağlamak gibi suçlardan gözaltına alınmasına değinilmedi.

PKK'nın imdadına koştular!  Resim : 1
Ahmet Ümit, Kayıp Tanrılar Ülkesi romanında Türk karakterden Türkiye kökenli diye bahsediyor, başka bir karakterin ise Alman olduğunu belirtiyor

Demokrasi, seçme ve seçilme hakkı, barış ve refah gibi değerlere sığınılan bildiride; milleti, demokrasiyi, barışı ve vatandaşların güvenliğini tehdit eden terör faaliyetleri görmezden gelindi. Bildiride şu ifadelere yer verildi:

“Hakkâri Belediyesi’ne kayyım atanması, Hakkâri halkıyla birlikte bütün yurttaşların seçme ve seçilme hakkının çiğnenmesi ve anayasanın ağır biçimde ihlalidir. Ülkenin barış ve refah içinde yaşama umuduna darbe indiren, hemen tüm toplum kesimlerinin hukuksuz bulduğu kayyım uygulamalarının süreklilik kazanacağına dair açıklamaları kabul edilmez buluyoruz.

“Anayasaya göre, bütün yurttaşların eşit sahip olduğu, dokunulmaz bir hak olan seçme hakkına saygı gösterilmeli, Hakkari’ye atanan kayyım derhal geri çekilmeli, demokrasi ve hukukla hiçbir biçimde bağdaşmayan tüm kayyım uygulamalarına son verilmelidir.”

TÜRK VE CUMHURİYET DÜŞMANLIĞINDA BİRLEŞTİLER

Edebiyatçıların yayınladığı bildiriye pek çok okur sosyal medyadan tepki gösterdi. Öte yandan bildiride yer alan pek çok ismin bugüne kadar terör örgütünün hain saldırılarıyla ilgili tek söz etmemesi, Türk sözcüğü yerine Türkçe Edebiyat dayatmasında bulunması dikkat çekti.

Bu isimlerden birisi ise Ahmet Ümit. FETÖ’nün Ergenekon kumpasının derinleştirilmesi için yapılan imza kampanyasına destek veren Ümit, Kayıp Tanrılar Ülkesi kitabında Türk karaktere “Türkiye kökenli” ifadesini kullanırken, Alman bir karaktere ise “Alman” ifadesini kullanmıştı.

Nobel Edebiyat Ödüllü Orhan Pamuk’un ise Türk ve Cumhuriyet düşmanlığı kamuoyuna pek çok kez yansımıştı. Türk milletini soykırımla suçlayan Pamuk, Kar adlı romanında Türklüğü küçümsemiş, Cumhuriyet Devrimlerini alaya almıştı. Pamuk bir konuşmasında TSK’nın sınır ötesi harekatlarını ve 1974 yılında yapılan Kıbrıs Barış Harekâtını işgal olarak nitelendirmişti. (24 Ekim 2022, T24)

DEM Parti’yle yakınlığıyla bilinen isimlerden birisi de Murat Uyurkulak oldu. Tol romanındaki devrimci şair karakterini PKK’lı teröristlerin barındığı Gabar kampına çıkaran Uyurkulak, Ermeni Soykırım Yalanını savunan isimler arasında yer aldı. “Salonda Gezinen Hayalet” adlı hikâyesinde Yazar sözde soykırımla yüzleşen bir Türk’ü betimlemişti. Uyurkulak 23 Nisan 2021’de Ermenihaber’de yayınlanan röportajında, “Türkiye toplumunu saran vahşi milliyetçilik, bu büyük tarihsel suçla yüzleşmeden sona ermeyecek. Medeni, müreffeh, demokratik bir ülke kurmak istiyorsak Ermeni Soykırımıyla yüzleşmemiz şarttır.” demişti.

PKK’NIN YAYIN ORGANINA DEMEÇ VERDİLER

Yazarların ortak bildirisinin dışında Lale Mansur, Ferhat Tunç, Cevdet Bağca ve Tolga Sağ, PKK’nın yayın organı Mezopotamya Ajansı’na demeç verdi. Hrant Dink ve Tahir Elçi suikastlarını örnek göstererek hedef saptıran Lale Mansur, Van’da kayyım atanmasının ardından PKK’nın düzenlediği ayaklanmaya atıf yaptı. Mansur, “Kısa bir süre önce sanatçıların da içerisinde olduğu birçok farklı isim yazılı açıklama yaparak kayyumu kınadı. Çünkü söz konusu durum yenilir yutulur bir şey değil. Ama buna dair yeni bir kampanya, açıklama veya ortak basın açıklaması da yapabiliriz. Bu anlamda Van'da gösterilen direniş ve birliktelik halinin daha da büyüyerek çoğalmasını ümit ediyorum.” dedi.

TUNÇ AYRIMCILIK YAPILDIĞINI İDDİA ETTİ

Bir diğer açıklama ise DEM Parti’ye yakınlığıyla bilinen Ferhat Tunç’tan geldi. Tunç, Kürt kökenli vatandaşların seçme ve seçilme hakkının yok sayıldığını öne sürerek, "Bu seviye artık Kürtlerin seçmeseçilme hakkının konuşulmasına vardı. Şu yüzyılda bir halkın seçmeseçilme hakkını konuşuyorsak iki şeyi vurgulamak lazım: iktidar demokrasinin d'sinden bile uzaklaşmıştır. Ayrıca bu hoyratça kararların bu kadar kolay alınmasındaki payımızı sorgulamalıyız. Hepimiz sorumluyuz. Çok temel bir hak, halk iradesi tanınmıyor ve bu cesareti veren sessizliktir, daha iyimser deyimle kısık seslerdir.” ifadelerini kullandı.

Sanatçı Tolga Sağ ise Hakkari’de yaşayan vatandaşların cezalandırıldığını iddia etti. Sağ, “Hem Yüksek Seçim Kuruluna verilen dosyalarda seçilmelerine dair hiçbir sıkıntı olmayan adayların, seçildikten sonra hukuki maskelerle süslenen siyasi kararlarla mahkûm edilmelerini; hem de yerine geçecek başkanın belediye meclisinden seçilerek gelen bir üye yerine kayyım atanma yöntemiyle belirlenmesini bölge halkına yapılan bir siyasi cezalandırma ve hukuk dışı bir vicdansızlık olarak görüyorum. Kaldı ki geçmiş dönemde yapılan benzer uygulamaların sonucunda, bölge halkı bu seçimlerde gerekli cevabı da yeterince anlaşılır bir şekilde vermiştir.” sözlerini kullandı.

Aydınlık