AB Komisyonu ticaret yetkililerinden Thierry Breton, kıtanın elektrik ihtiyacının, 30 yıl içerisinde iki katına çıkacağına dikkat çekti. Breton, atmosfere yüksek miktarda karbon salan kömürden elektrik üretimini en aza indirmek gerektiğini vurguladı. Karbon salmayan elektrik üretiminin nükleer güç santralleri (NGS) ve yenilenebilir enerjiden geçtiğini belirten Breton, bu alanda dönüşümü sağlayarak, mevcut kapasiteyi artırmak istediklerini söyledi. Nitekim AB Komisyonu, yakın zamanda hazırlayıp üye ülkelere sunduğu taslakta, nükleer enerjinin, kıtanın enerji ihtiyacında kritik bir rol oynadığını belirtti ve ilgili yatırımları teşvik etmek amacıyla yeşil yatırım sınıfına aldığını duyurdu.
ELEKTRİĞİN YÜZDE 26’SI NÜKLEERDEN
Öte yandan Breton, AB'de üretilen elektriğin yüzde 26’sının nükleer enerjiden geldiğini ve bu oranı artırmak için gerekli teşvikleri sağlayacaklarını vurguladı. Breton, bu alanda yeni ve büyük ölçekli bir dönüşümün sağlanması için 2030’a kadar 50 milyar avroluk bir bütçe gerektiğini kaydetti. Bu miktarın 2050’ye kadar 500 milyar avroya ulaşacağını söyleyen Breton, AB’de nükleer enerjiye her yıl 20 milyar avroluk bir yatırımın sağlanması gerektiğini belirtti.
2050’YE KADAR YÜZDE 15’E DÜŞEBİLİR
AB ülkelerindeki eski teknolojili güç santrallerinin ilerleyen süreçte kapatılacağını hatırlatan Breton, nükleer enerji kaynaklı elektrik üretimindeki yüzde 26 oranının, 2050’ye kadar yüzde 15’e düşebileceğini belirtti. Söz konusu yatırımların bu yüzden öncelikli bir ihtiyaç olduğuna işaret eden Breton, gelecek nesillerin ihtiyacı olan enerjiye ulaşmaları açısından bu alana çekilecek yatırımların hayati olduğunu vurguladı.
13 ÜLKEDE 106 AKTİF NGS
AB Komisyonunun bu konudaki yönelimi genel olarak destek görse de bazı ülkeler tarafından olumsuz olarak değerlendiriyor. Hâlihazırda 13 ülkede bulunan 106 NGS, AB’de nükleer enerjiye karşı tutum alan ülkelere elektrik tedarik ediyor. Avrupa’da nükleere dayalı elektrik üretiminde başı Fransa çekiyor. Bu konuda Fransa’ya ve AB’ye eleştiriler yönelten Almanya hükûmeti, kendi içinde bir ayrışma yaşarken, Almanya’yla birlikte nükleer karşıtı tutumuyla bilinen Danimarka’nın da yönelim değiştirebileceği belirtiliyor. Ayrıca uzmanlar, yasa taslağında radyoaktif atık yönetimi ve bertarafı için uygun önlemlerin alınmasına yönelik koşulların yer aldığına dikkat çekiyor. Ocak ayı içinde oylamaya sunulması beklenen tasarının yürürlüğe girmesi hâlinde, yeni nükleer santrallerin inşası 2045'ten önce verilen izinlere tabi tutulacak. Mevcut santrallerin işleyişini genişletmeye yönelik çalışmalar için de 2040’a kadar ruhsatlandırma gerekecek.