İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bir otelde Muhtarlar Günü dolayısıyla düzenlenen programda, afetlerde ve koronavirüsle mücadele sürecinde muhtarların yürüttüğü çalışmaların önemine değindi.

Milletin dertleri ve sıkıntılarının ilk adresi, devletle ilk temas noktasının muhtarlar olduğunu dile getiren Soylu, muhtarlara yönelik yapılan çalışmaları aktardı.

Dün akşam yaşadıkları bir gelişmenin kendilerine önemli bir fotoğrafı gösterdiğini ifade eden Soylu, şöyle konuştu:

Aslında 10 Batılı büyükelçi, bükemedikleri bileği öpmek yerine dün bizi tehdit etmeyi seçtiler, böyle bir bildiri yayınladılar. Tehdidin içeriği çok önemli değil. Vız gelir, tırıs gider. Bizim için önemli olan Batı'yı, bu 10 ülkeyi bu davranışa iten motivasyonun kaynağını görmektir. Batı şu anda Türkiye'ye karşı bir cinnet halindedir. Siz nasıl Akdeniz'de bize sormadan dolaşırsınız? Siz nasıl Azerbaycan'da bir irade ortaya koyarsınız? Siz nasıl Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile birlikte iki kardeş oturur da Maraş'ı tekrar açarsınız? Siz nasıl 40 yıl yatırım yaptığımız PKKFETÖ hatta DEAŞ terör örgütünü bitirirsiniz? Siz nasıl PKK'ya yönettirdiğiniz belediyelere bu milletin evlatlarını görevlendirirsiniz de surda gedik açtırmazsınız, bu milletin vergileriyle yine bu millete hizmetkar olursunuz?

"HUZUR VE GÜVENLİK, AYNI ZAMANDA GONDOL SEFASI VAR"

Tunceli'de yürütülen mücadele ile 2016 yılı sonu itibariyle 570 olan terörist sayısının bugün toplam 21 olduğuna işaret eden Soylu, insanların ekip biçtiğini, son 1,5 yılda Tunceli'nin köylerine iki bin insanın yerleştiğini bildirdi.

"Allah'a hamdolsun korkmuyorlar, çekinmiyorlar artık. 'Burası bizim köylerimiz, istediğimiz gibi geleceğiz, istediğimiz gibi yerleşeceğiz.' diyorlar. Bugün itibariyle Tunceli'de devam eden yatırım miktarı 3 milyar 699 milyon liradır. Sadece kamu yatırımlarımız. Neden? Huzur ve güvenlik, aynı zamanda gondol sefası var. Aynı zamanda bu yaz otellerinde yer yok." diyen Soylu, bir zaman terörün hakim olduğu yerlerde çok güzel kamp alanları yapıldığını, insanların tatillerini geçirdiğini anlattı.

Yaklaşık 3 hafta önce Hakkari'de yürürken bir kızın yanına geldiğini, ve üniversiteyi kazandığını ilettiğini aktaran Soylu, "Tıp fakültesini kazandığını söyledi. 2016'da Hakkari'de tıp fakültesini kazanan evlat sayısı 0. 2017, 2018 ve 2019'da 0, 2020'de 4 ve 2021'de 19. Tayyip Erdoğan'ın yaptığı bu ülkenin kız çocuklarını okutmak, bu ülkenin annelerini huzurlu yapmak ve bu ülkenin insanlarını birbirine kardeş yapmaktır." diye konuştu.

Batman'da 2016'da tıp fakültesini kazanan kişi sayısının 90, şu anda 265 olduğuna dikkati çeken Soylu, bambaşka bir noktaya geldiklerini, aradıkları Türkiye, Doğu ve Güneydoğu, gelecek ve yarınların bu olduğunu ve bunu sağlamakla görevli olduklarını dile getirdi.

Bakan Soylu, şöyle devam etti:

Gelecek, 12 yaşındaki, 9 yaşındaki kızı alacak dağa götürecek, eline silah verecek, onu korkutacak, ürkütecek, iğrenç iğrenç işler gerçekleştirecek sonra biz burada oturacağız. Huzur sadece bizim coğrafyamızın hakkı değildir. Huzur bugün uzunca bir zamandır kaos cenderesi içerisinde olan Suriye'nin de Irak'ın da Afganistan'ın da etrafımızdaki coğrafyanın da hakkıdır. Diyarbakır, Batman, Bitlis, Adıyaman huzuru bulduğu gün bir taraftan İdrisi Bitlisi ile bir taraftan İsmail Fakirullah ve İbrahim Hakkı Hazretleri ile beraber Bağdat'a da Şam'a da Irak'ın ve Orta Doğu'nun her noktasına da huzuru ve barışı getirecek olan bu memleketin insanlarıdır. Bizim derdimiz sadece Türkiye'ye huzuru ve barışı getirmek değildir. Allah şahittir, Orta Doğu'ya da etrafımızdaki coğrafyaya da huzur, barış ve kardeşlik getireceğiz. Dünyaya da bizi istismar etmesinin bedelini kardeşlikle, huzurla ve medeniyetimizi onlara nakşetmeyle beraber gerçekleştireceğiz.

Soylu, sadece teröristle mücadele etmediklerini belirtti.

10 BÜYÜKELÇİDEN KAVALA BİLDİRİSİ

10 büyükelçinin Osman Kavala için özgürlük bildirisini değerlendiren Soylu, iki yüzlülüklerinin her daim olduğunu anlattı:

Ne güzel, 10 tane büyükelçi çıksın bize parmak sallasın. Geçti o günler. Onlar eskidendi. Acaba bize bir şey söylerlerse, bizim bir şeyimizi kısarlar mı, keserler mi. 10 tane değil ya 100'ünüz değil, topunuz bir araya gelseniz ne olacak? Türkiye eski Türkiye değil. Ayakları üzerinde duran bir Türkiye'dir. Bir taraftan bize demokrasi ve hukuk dersi verecekler. Bir taraftan da yargıya talimat vermeye kalkacaklar.

Birkaç gün önce ana muhalefet partisi liderinin tehdit ettiğini kaydeden Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:

Hepinizi tehdit etti, hesap soracakmış. Senin soracağın hesaptan kim korkar. Demirden korksak trene binmeyiz. Bu millet hiçbir şeyden korkmadı şimdiye kadar. 1960'da darbe yaptılar, 61'de bu ülkenin başbakanını astılar. O resmi bize hep gösterdiler. Bizi ürkütmek ve korkutmak için. Bir daha bize itaat etmezseniz sizin sonunuz böyle olur diye bizi ürkütmek için. Ne oldu? Millet ondan sonra yine milletin evlatlarını getirdi. 28 Şubat'ı yaptılar. Kimliğimize, kıyafetimize, inancımıza, değerimize hepsine ambargo koydular. Bizi değiştiremediler. Çünkü bu coğrafyada değiştiremezler.

Dünyaya ait sorumluluklarının bulunduğunu kaydeden Soylu, şöyle konuştu:

Bu medeniyeti, insanlığımızı anlatmaya, insanlığını kaybedenlere insanlığını hatırlatmaya, bombalara sırtını dönenlere insanlığını hatırlatmaya ait görevlerimiz var. Bunu hep birlikte gerçekleştirmekle mükellefiz. Oradan rapor yazıyorlar, 'Ayasofya'yı niçin açtınız' diyorlar. Size mi soracağız. Yaraları başka. Peki onlar bu raporları yayınlıyorlar. Kılıçdaroğlu konuşuyor, arkasından büyükelçiler konuşma yapıyor. Organize işler bunlar. Türkiye'ye diz çökertebileceklerini zannediyorlar. Onlar bize 15 Temmuz'da diz çökertmek istediler, 15 Temmuz'dan sonra daha güçlü ve iri adımlar attık. Bu milleti tanımıyorlar, bilmiyorlar.

HAFIZA ODASI SERGİSİ

Geçen gün Diyarbakır'da özellikle sanat üzerinden bir hadise gerçekleştiğini aktaran Soylu, şöyle devam etti:

Bir Hafıza Odası açtılar. Hafıza Odası'nı açanlara bakarsanız CHP'liler ve HDP'liler yan yanalar. Bu Hafıza Odası'nda Dürümlü'de katledilenler, türküleriyle yüreklerimizi yakan Aybüke öğretmen, bir köydeki 3 aylık, 6 aylık bebek var mıydı? Neyi temizlemeye çalışıyorsunuz, neyi temizleme gayreti içerisindesiniz. Burada size ifade etmek istiyorum. Şuradaki topluluk var ya, siz her şeyi gördünüz. Darbe, anarşi, terörizm, Avrupa'dan, Amerika'dan parmak sallamak, aşağılanma gördük, hep birlikte gördük. Yüzde 8 binlik gecelik faizler gördük. Akşam yattık, sabah kalktık 5 kat fukaralaştığımızı gördük. Hep beraber bir şey yapmalıyız. Siyasi düşüncelerimiz ayrı, fikirlerimiz ayrı olabilir. Ayrı etnik köklere sahip olabiliriz, ayrı şekilde dünyaya bakabiliriz ama hep beraber bir şey yapmalıyız. Gelecek nesillerimize bizim gördüklerimizi bir daha göstermeyelim.

"Çocuklarımıza, gençlerimize altyapısı güçlü bir Türkiye bırakıyoruz, kuvvetli bir Türkiye. Etrafındaki coğrafyanın hayran hayran izlediği bir Türkiye bırakıyoruz. Bakın Irak, Suriye ne kadar geriledi. Nasıl toparlanacaklar, kaç yıllar boyunca toparlanacaklar, neleri kaybettiler? Gelecek nesillerimize bir daha bu yaşananların yaşanmayacağı bir Türkiye'yi hep birlikte bırakmak durumundayız. Sizin emrinize amadeyiz." diyen Soylu, herkesi rahatlatan adımları hep birlikte atacaklarını kaydetti.

İddialarının güçlü ve büyük Türkiye oluşturabilmek olduğunu dile getiren Soylu, bunu birlikte gerçekleştirme iradesinin de söz konusu olduğunu aktardı.

Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:

Recep Tayyip Erdoğan geçmiş Türkiye'yi iyi şekilde analiz etmiş bir liderdir. Türkiye içeriden ve dışarıdan saldırılara sürekli maruz kalmış bir ülkedir. İçeriden saldırılara karşı koyabilme kabiliyeti vardır bu ülkenin ama dışarıdan saldırılara karşı dönem dönem boyun eğmiştir. İçeriden saldırılar ve dışarıdan saldırılar bir araya gelince gücü yetmemektedir. 1960 darbesi öyle oldu. 1980, 28 Şubat'ta aynısı oldu ama Tayyip Erdoğan iktidar olduktan sonra oyun değişti.

Geldiği günden itibaren hem ülkenin içini dayanıklı bir hale getirmeye hem vesayeti tasfiye etmeye hem Türkiye'ye parmak sallayanlara oyun alanlarını daraltmaya başladı. İçerden hem de dışarıdan büyük bir koza, çelik zırh ördü. Hem fiili olarak hem de Türkiye'nin gücüyle beraber ördü. Irak'tan Suriye'ye kadar Balkanlar'dan Avrupa'ya kadar Kafkaslar'dan Akdeniz'e kadar dünyanın öteki ucuna Afrika'ya kadar bir koza ördü. Yıllardan beri Türkiye'ye saldırıp ekonomik açıdan, 15 Temmuz darbe girişimiyle siyasi ve psikolojik açıdan Türkiye'ye saldırıp da Türkiye'yi ele geçirememelerinin tek nedeni Türkiye'nin dışına örülmüş kozadır. Türkiye'nin dışına tedbir alan ve bu tedbirle kendi milletinin karşı karşıya kalabileceği bir sıkıntıyı bertaraf eden bir felsefinin sahibidir Tayyip Erdoğan.

Bugün ihtiyaç duyulanın birlik ve beraberlik olduğunu vurgulayan Soylu, bugün ortaya konulacak birliğin gelecekte Türkiye’nin güçlenmesini, Orta Doğu'nun güçlenmesini ve bu kaos cenderesinden çıkmasını sağlayacağını aktardı.

Soylu, "Günlük tartışmaları, günlük birtakım tezviratları ve dedikoduları bir tarafa bırakıp, geleceğe doğru hep birlikte güçlü adımlar atmak bizim bu topraklara ve gelecek nesillerimize ait sorumluluğumuzdur." dedi.

Vali Münir Karaloğlu da kamu kurum ve kuruluşları, büyükşehir, ilçe belediyeleri, muhtarlarla hep birlikte Diyarbakır'ın son 6 yılda yakaladığı huzur ve güven ortamında kentin sorunlarını çözmeye, daha yaşanılacak bir yere dönüştürme konusunda gece gündüz çalıştıklarını söyledi