ABDULLAH GÜRGÜN

Antalya’daki Noel Baba Barış Konseyi, Nobel Barış Ödülünü veren Norveç’e savaş açtı. Savaşın nedeni Norveç Posta İdaresi’nin Noel Baba’yı homoseksüel olarak göstermesi.

Norveç Posta idaresi birkaç gün önce, homoseksüelliğin suç olmaktan çıkarılmasının 50. yılını kutlamak için “When Harry met Santa (Harry Noel Baba’yla karşılaşınca)” isimli bir reklam filmi yayınladı. Bir homoseksüelin Noel Baba’ya aşık olmasını konu alan reklam filminde eşcinsel kahraman bir kağıda “Bu Noel’de tek isteğim sensin” yazıp Noel Baba’nın Kuzey Kutbu’ndaki adresine yolluyor. Noel Baba geliyor; o da Norveçliye aşık oluyor. Baygın baygın bakışıp öpüşüyorlar… Muratlarına eriyorlar… Mutlu son…

BÜYÜK YANKI

Dört dakikalık reklam filmi, kısa zamanda yüz binler tarafından izlendi. Sosyal medyada büyük tartışma yarattı. Norveçlilerin bir kısmı öfkelenirken özellikle LGBT takımı, filme bayıldı, “en iyi reklam, güzel, güçlü, ilerici” gibi övgülerde bulunuyorlar.

Olay uluslararası basında da yer aldı.

Independent gazetesi olayı, “Noel Baba gözleri yaşartan bir Noel reklamında bir erkek sevgili buluyor” başlığıyla verdi.

Guardian reklamı, “Noel Baba’nın bir erkek sevgili bulduğu iç açıcı bir reklam filmi” olarak sundu.

Kınayanların başında ise Antalya’daki Noel Baba Barış Konseyi vardı. Yönetim Kurulu Başkanı Muammer Karabulut yazılı bir açıklama yaptı. Karabulut, Noel Baba’nın önce Coca Cola tarafından reklam aracı olarak istismar edildiğini, belirterek olayı kınadı. Karabulut, Noel Babanın bir Anadolu azizi olduğunu belirterek şöyle dedi:

“Çocukların koruyucusu ve kurtarıcısı olan azizi eşcinselliğin suç olmaktan çıkarılmasının 50’nci yılında, 'kimi istersen sevebilmenin' sembolü olarak gösterip reklam filmi çekmesini şiddetle kınıyoruz!”

Karabulut, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Bu görüntülere sessiz kalan Norveç Devleti’nin gözünde artık Noel Baba eşcinseldir. Norveç Devleti yasalarındaki özgürlüğü, böylesi bir 50. yıl kutlamasında istediği gibi kutlar. Bu Norveç halkının sorunu ve inançlara, insanlara verdiği saygının seviyesidir. Ama Konseyimiz, dünya çocuklarının sevgilisi olarak bilinen Noel Baba’nın eşcinsel olarak gösterilmesine, sapkın yeni Dünya düzenin bir parçası yapılmasına itiraz ediyor. Ve Norveç Ulusal Posta Hizmetlerinin bu kusurunu, Norveç Devleti’nin saygısızlığı olarak görüyor.

“Onun içindir ki Norveç Devleti’nden bu rezaleti durdurmasını ve dünya çocuklarından özür dilenmesini, İNSANİ ve tarihi değerlere saygı için istiyoruz!”

Şimdi Norveç’in ve Norveç Posta İdaresi’nin ne yanıt vereceğini merakla bekliyoruz.

CİNSEL İSTİSMAR

Kuşkusuz beni onun bunun belden aşağısı hiç ilgilendirmiyor. Ama bu tür reklam filmleriyle çocukların en sevdiği sanal kişinin istismar edilmesini, hele cinsel istismar edilmesini HİÇ Mİ HİÇ onaylamıyorum… Bunu sanat olarak da görmüyorum, düşünce ve anlatım özgürlüğü olarak da görmüyorum. Bu, Batı’nın ne denli yozlaştığının bir göstergesinden başka bir şey değildir.

Muammer Karabulut’u tam 25 yıldır tanırım. Noel Baba’nın ülkemizde ve Dünya’da gerektiği yeri alması, yaşadığı yerlerin tanınması, yaşadığı yerlerin ziyaret edilmesi için didinir durur. Ergenekon kumpasında bir süre Silivri’de de misafir edilmiştir. Bir ara başkanı olduğu Vakıf tarafından Barış Ödülü de veriliyordu. Çok da iyi oluyordu. Keşke hep verilseydi… Dinamitçi Nobel yerine çocukların sevgilisi Noel’in ödülü daha anlamlı olurdu…

NOBEL ÖDÜLÜ VERİLEBİLİR

Ben Norveç’in filmi kaldıracağını sanmıyorum. Tam tersine tüm Dünya LGBT gruplarının da sevgi ve sempatisini kazanmak için bu filmi tüm dünya dillerine yaymak amacıyla Nobel Barış Ödülü’ne layık bulunursa şaşmayalım. Çünkü Emperyalist Dünya’da insani ve tarihi değerlere saygı gösterenler değil; onları yozlaştıranlar itibar görüyor, ödüllendiriliyor

Barış Ödülü’nü insani ve tarihi değerlerini çiğneyen Greta Thunberg'in kurduğu Fridays For Future grubu ile de paylaştırabilirler.

Çünkü İsveçli çevre ve iklim aktivisti olarak bilinen Greta Thunberg ve grubu da Atatürk ve Türkiye’ye hakaret ederek ödüllendirilmeyi hak etmiş bulunuyor. Bizde olduğu gibi yurtdışında da çevre ve iklim sorunlarına sahip çıkanların pek çoğu, NE YAZIK Kİ, Türkiye, Atatürk ve Türk düşmanlarının elinde oyuncak olmaktadırlar. İnsani ve tarihi değerleri ayaklar altına almaktadırlar.

Siz ne dersiniz? Yanılıyor muyum?