KRT TV, Tuncay Özkan, Erdoğan Toprak, vs. Fox TV, ODA TV, Cumhuriyet, Halk TV, vs., topluca aralarında bir propaganda makinesi oluşturup kayıtsız şartsız destek verip İmamoğlu’nu ‘cumhurbaşkanı’ adayı olarak piyasaya sürdüler.
Anketler şöyle diyormuş, muş, muş, sloganı çok güzelmiş, miş, miş, her kesimi kucaklamış, mış mış, diye yaygara yaygara İmamoğlu’nu göklere çıkardılar, İmamoğlu’nu mezarından çıkmış Atatürk gibi selamlayıp, her Allah’ın günü, sabah öğle akşam beş vakit İmamoğlu karşısında el pençe divan durdular.
Masa başında kartondan kağıttan kes kopyala yapıştır ‘lider’ işte buraya kadar.
Pilli bebek buraya kadar.
Deprem oldu, yok o toplantıya katıldım yok katılmadım, tartışmasında boğuldu gitti.
Oysa bir lider ayağa kalkmalı milleti sahiplenmeli güven vermeli, tam da rüştünü ispatlama zamanı, eleştirisini projelerini bas bas bağırıp kitleleri arkasına almalı, yok, dandini dandini dastana, ara ki İmamoğlu’nu bulasın.
Çok geçmeden Barış Pınarı harekatı başladı, kağıttan proje İmamoğlu, ‘kafam karışık’ diye bir mesaj attı ve kayboldu, gökten üç elma düşmüş biri sana biri bana, nerede İmamoğlu.
Etrafındaki danışman yazar aydın kim varsa İmamoğlu’nu cumhurbaşkanı adayı diye pazarlıyordu, gazeteler makaleler köşeler ekranlar İmamoğlu’yla yatıyor İmamoğlu’yla kalkıyordu, kılçıklık yapmayın aradan çekilin önüne çıkmayın diye bas bas bağırıyorlardı, hayırdır, İmamoğlu nerede?
TEK BİR İMAMOĞLU HABERİ YOK, NEDEN?
Oysa bir lider böyle trajik günleri bir şans olarak görür, memleketi sahiplenir, eleştirilere göğsünü gerer, sıkıntılarını şüphelerini söyler, ülkeyi kucaklar, umutsuzluğu kaldırır, biz varız deyip güven verir, lider, işte böyle sarsıntılı anlarda çeliğini kendi dövüp ortaya çıkar.
Demirel, çok eleştirdik ama soğuk savaş yıllarında dahi Rusya’ya gidip fabrikalar getirdi (Öyle ki bugün İskenderun Demir Çelik tarihin en büyük çelik devi İngiliz Çelik’e talip olduğunu söylüyor), Özal’ı baştan sona eleştirdik ama 24 Ocak gibi ekonominin dibe vurduğu anlarda ortaya çıkmıştı, Ecevit Kıbrıs harekatından çıktı, Tayyip Erdoğan büyük ekonomik çöküş ve deprem sonrası ve susuzluktan kırılan İstanbul’da ortaya çıktı. Beğenelim eleştirelim, her lider ‘bir şeyi’ fırsat gördü ve kucakladı. Bir şeye ‘itiraz’ edip sırtladı ve halka güven verdi, derin sorunları dert etti, ve hepsi siyaseti sosyolojiyi yara yara kendi yollarını kendileri açtılar.
İmamoğlu ise pazarlandığı reklam masasında kaldı, diyelim ODA TV ya da Fox TV, daha bir ay öncesine kadar her gün onlarca haberi yapılıyordu, hayırdır, harekat başladı, sanki yer yarılmış yerin dibine girmiş, tek bir İmamoğlu haberi yok, hayırdır?
Oysa Cumhurbaşkanı adayınızı topluma siyasete sunmak için eşsiz bir fırsat, hadi çıkıp konuşsun, siyasetin eksikliklerini yanlışlarını ya da katkılarını söylesin, kitlelere nefes aldırsın, güven versin, endişeli insanların yüzüne karşı bir söz söylesin, umutsuzluğu yarsın, milletin makus kaderiyle savaşsın, önünü açsın, nerede?
Twitter ve reklam ajansından çıkan lider işte buraya kadar!
Harekat başlayalı dünyada ve Türkiye’de görüş beyan etmeyen konuşmayan kimse kalmadı, İmamoğlu’ndan başka.
REKLAM BİTTİ
Gerçi konuşsa ne diyecek, Rusya’ya mesela ne diyecek, seni seviyorum Rusya, Amerika’ya ne diyecek, seni seviyorum Amerika, PYD’ye, Suriye’ye Türk Ordusu’na Fransa’ya Almanya’ya ne diyecek ‘sizi seviyorum kucaklıyorum’, diyecek, ‘her şey çok güzel olacak’.
Kurulmuş pilli bebeğin hepinizi seviyorum’ reklam sloganından başka söyleyeceği ne var?
Bilgisinde dilinde beyninde dağarcığında, ne var ki ne söylesin?
Gözlerinde insani bir ışık mı var görülsün sahici bir insan bedeni mi var göstersin.
Cumhurbaşkanlığına soyunmuş bir siyasi hakkında bir ay önce günde onyirmiotuz haber çıkarken bir ay sonra işte bugün günde tek bir ‘haber’ çıkmayışı, sizce de normal mi?
Reklam bitip sahici derin ülke ve memleket meseleleri gelince, tıss yok.
Tuncay Özkanlar Soner Yalçınlar Fox TV’ler İmamoğlu’yla yatıp İmamoğlu’yla kalkıyordunuz, kaç gündür, ekranlarınızda tek bir İmamoğlu resmihaberidemeci yok, hayırdır?
Avrupa, Arap Birliği, dünya ayağa kalkmış, futbolcularımızın asker selamına Türk Ordusu’nun askeri harekatına karşı yaptırımlar sert açıklamalar yapılıyor, hayırdır İmamoğlu, neredesin?
Caney caney caney işte meydaney, delikanlı anketçiler delikanlı twitçiler delikanlı danışmanlar delikanlı Fox TV, delikanlı ODA TV, neredesin haney?
Caney caney caney, ey Sözcü, ey Yılmaz Özdil, kahramanlaştırdığınız Kaftancıoğulları, İmamoğulları nerede hani?
Rüzgar mı değişti hava mı değişti, bir hışımla gelip geçtiniz, neredesiniz?
DÜNYA YANIYOR, BİR İMAMOĞLU VARDI NE OLDU?
Güya aydın güya kanaat önderisiniz, Cumhuriyet Gazetesi’nin Halk TV’nin ODA TV’nin Sözcü’nün toplamı Türkiye’nin birikimi yüzlerce aydınına sesleniyorum, toplumun önünü ‘umut’ diye koyduğunuz büyük kurtarıcı İmamoğlu’nuz nerede?
Göklere çıkardığınız İmamoğlu yoksa gaiplere erenlere mi karıştı yoksa o kadar tatillere gönderip şarj ettiğiniz pilin ömrü mü yetmedi?
Birazcık siyaset bilimi birazcık sosyoloji bilginiz olsaydı, liderleri anketler twitter goygoycu danışmanlar değil yani liderlerin masa başında propaganda aletleriyle değil, büyük siyasi çalkantılı günlerde liderlerin toplumların yükseliş ve düşüş günlerinde ortaya çıktığını bilirdiniz. Şimdi size güvenen sizi okuyan kitleler karşısında halı altındaki böcek kadar sessiz ve ezilmiş kalmazdınız.
Sahi, dünya yanıyor, bir İmamoğlu vardı ne oldu?
Zavallı ve ruhsuz aydınlar, memleket yanıyor roketler düşüyor dünya kaynıyor, söyleyin toz kondurmadığınız arşı alaya çıkarttığınız kahramanınız(?) nerede?
Yarın ortalık durulduğunda siz yine hiç bir şey olmamış gibi haberlerinizi twitlerinizi anketlerinizi devreye sokup yine kahramanınızı öne sürdüğünüzde bu millet size, ey İmamoğlucular, ülke savaşta memleket yanarken nerelerdeydiniz, demeyecek mi?
Hayatın sert gerçekleri kağıttan kahramanınızı paramparça etti kanlı canlı gerçek siyaset göklere çıkarttığınız kahramanınızı un ufak etti.
MEMLEKET DERDİ
Açın dünkü önceki günkü ve bugünkü İmamoğlu’na aylarca tam sayfa ayıran gazetelere sitelere bakın, memleketin bu en hayati günlerinde tek bir İmamoğlu haberi yok!
Oysa, memleket insanlık derdi olan aşk sahibi tutku sahibi insanlar tam da böyle trajik anlarda cesurca kararlılıkla öne atılır.
Ükesine milletine güven aşılar, gümbürdeyerek konuşur, susamış bitkin endişeli halka önder olur, bayrak olur, siyaseten yorgun yaralı kitlelere heyecan taşır, içteki ve dıştaki gafillere karşı ‘zırh’ olur, ve böyle anlarda milletin aradığı beklediği kendi heykelini kendi yontan bir lider olur, nerede?
Peluj bebeğiniz şimdi bir laf etse HDP oylarından olacak, peluj bebeğiniz bir laf etse Kaftancıoğlu küsecek, peluj bebeğiniz ülkesini sahiplenen bir laf etse Avrupa’yı karşısına alacak, bir laf etse, kendisini pazarlayanlarla papaz olacak, kurulmuş pilli bebekle, ey millet buraya kadar!
Havan toplarıyla halkımız askerlerimiz şehit düşüyor, ses yok.
Yalancının anketçileri yalancının solcu liberal yazarları, yalancının Atatürkçüleri, yalancının mumu projeleri, yatsıya kadarmış!
Memleketin derdinde yoksun tasasında yoksun sevincinde yoksun savaşında yoksun ama sadece ‘reklam haberlerinde varsın’, sen nesin kimsin, insanlar gibi bir dilin bir beynin bir kalbin bir vicdanın sahiden kandan damardan bir bedenin var mı, MEMLEKET DİYE bir derdin var mı?
Kullanılmamış bir oyuncak gibi köşeye atılmış, kaldı, daha kolisi de açılmamış.