Tuğgeneral Nejat Eslen, Suriye'de ABD'nin İdlib üzerinden büyük bir provokasyon tezgahladığını ve bu sürecin Türkiye'nin PKK'yı tanımaya dahi zorlayabileceğini yazdı.

Nejat Eslen'in yazısı şöyle:

İdlib’de farklı bir Amerika var karşımızda, Menbiç’te farklı bir Amerika, Fırat’ın doğusunda daha farklı, S400 füze savunma sistemi konusunda çok farklı bir Amerika.

İdlib’de farklı bir Rusya var karşımızda, Fırat’ın doğusunda daha farklı, S400 ve enerji projeleri konusunda çok daha farklı bir Rusya var karşımızda.

Hem NATO üyesi ol, hem en ciddi güvenlik tehdidi NATO lideri Amerika’dan gelsin, hem Rusya’dan hava savunma sistemi al, hem de F35 projesinden vazgeçme.

İdlib’de farklı bir Türkiye’yiz biz, Menbiç’de daha farklı Fırat’ın doğusunda çok farklı, İdlib’de Amerika ile kol kolayız, Rusya’nın karşısındayız, Atlantikçiyiz; S400 alımında, enerji projelerinde Rusya’nın yanındayız, Avrasyacıyız, İdib’de Rusya’nın karşısındayız.

Fırat’ın doğusunda Suriye’de 70 bin PKK’lı varken, PKK’nın belini kırdık diyebiliyoruz.

Bunun adı denge politikaları uygulamak mı oluyor? Yoksa bu durum jeopolitik savrulma, öngörüsüzlük, çaresizlik mi? Yoksa bu durum içinde bulunduğumuz coğrafyanın kaçınılmaz bir sonucu mu?

Ancak, gerçek olan durum şudur ki bu durumun sürdürülebilmesi mümkün değildir ve bu durum Türkiye’nin güvenliğini sarsabilecek gelişmelere gebedir.

Türkiye, İdlib’deki gelişmelere kilitlenmişken ve Suriye’de adım adım sona yaklaşılırken, bu ülkenin parçalanması ile ilgili hazırlıklar sürdürülmektedir.

SURİYE’DE YENİ ANAYASA

Suriye’nin geleceğini belirleyecek anayasa hazırlanması kapsamında Cenevre’de sürdürülen çalışmalarda, Amerika, anayasa hazırlık komisyonuna kuzeydoğu Suriye’den temsilcilerin yani, isim vermeden PKKPYD temsilcilerinin de katılmasını istedi ve yeni anayasanın merkezi yapı yerine bölgelere yetki devrini sağlayacak şekilde ve bölgesel hükümet kurumlarının bağımsızlığını garanti edecek şekilde düzenlenmesini talep etti.

Bu talep, Suriye’nin parçalanmasının kabulü anlamına gelmektedir.

Arap Baharı kapsamında Suriye’de başlatılan kanlı demokratikleştirme sürecinin Suriye’deki nihai hedefi budur ve günümüzde bu ülkede bu nihai hedefe uygun olarak bir coğrafya paylaşımı mücadelesi sürdürülmektedir. İdlib’deki mücadele de bu kapsam içinde değerlendirilmelidir.

Arap Baharı, Amerika’nın ve İsrail’in jeopolitik arzularına, güvenlik taleplerine ve iklim değişikliğinin bölgedeki olası etkilerine karşı Ortadoğu’yu yeniden şekillendirme ve Kürt devleti inşa etme projesidir.

TÜRKİYE PKK’YI MEŞRU BİR GÜÇ OLARAK MI GÖRECEK

Türkiye’nin anayasa hazırlık çalışmalarına, Amerika’nın talebi ile herhangi başka bir kimlik ile PKKPYD temsilcilerinin katılmasını kabul etmesi, Suriye’de Fırat’ın doğusunda PKKPYD yapısını meşru bir güç olarak kabul etmesi anlamına gelecektir.

Televizyonlarda sadece İdlib’i tartıştırarak bu süreci karartmak mümkün değildir.

İdlib bir sonuç değildir, Fırat’ın doğusu, Suriye bir sonuç değildir. Bu süreç devam edecektir.

Bu süreçte amaç su ve enerji zengini FıratDicle havzalarını ele geçirmektir ve asıl hedef Türkiye’dir.