Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu verilerine göre, bankacılık sektörü yılın ilk beş ayında rekor kârlar elde etti. Sektörün net kârı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 400’ün üzerinde artarak 132 milyar TL’yi aştı. Mayıs ayında net kârda yıllık yüzde 742 artış oldu. Sektör mayıs ayında 33.9 milyar TL kâr elde etti. Peki bankacılık sektöründeki bu kâr artışı neden kaynaklanıyor?

KREDİ FAİZLERİ DÜŞMEDİ Kİ!

Bankacılarla konuştuğumuzda şunu söylüyorlar. Faizler aşağı çekildiğinde Türkiye'de mevduatlar kısa vadeli olduğu için birikimlerini TL'de tutan mudilerin faiz gelirleri aşağı çekiliyor. Ancak krediler ise uzun vadeli. Böyle olunca paradan para kazanan bankacılık sistemi satın aldığı paraya daha az bedel öderken, sattığı paradan elde ettiği gelir ise yüksek kalıyor. Kredi faizleri zamanla aşağı çekiliyor. Hatta ülkemizde yaşanan kur artışı yüzünden kredi faizleri de istenen düzeye inemedi. Politika faizi yüzde 19 iken kredi faizleri yüzde 2225 civarında değişiyordu. Faizler yüzde 14'e çekildi ancak kredi faizleri yine aynı seviyelerde bulunuyor. Çünkü bankalardaki mevduatların yüzde 5560'ı döviz cinsinden. Kredilerde ise tersi bir durum var. Haliyle döviz mevduatı karşılığında lira kredi veren bankacılar, kur artışı riski yüzünden kredi faizlerini aşağı çekmediler.

FAİZ GİDERLERİ DÜŞÜK KALDI

Kâr artışının diğer bir nedeni ise döviz kredilerinden elde edilen gelirin döviz fiyatının ikiye katlanmasından kaynaklı olarak artması. Bir yılda fiyat ikiye katlanınca bilançoya lira olarak yazılan kârlar haliyle iki katına çıkıyor. Istanbul Analytics'in notunda şu bilgi yer aldı: “Sektörün faiz gelirleri yüzde 90, faiz giderleri yüzde 40, net faiz geliri yüzde 187 arttı. Faiz gelirleri altında özellikle menkul kıymet değerlemelerindeki artış yüzde 187 oldu.” Ekonomist Uğur Gürses de Twitter hesabından şu mesajı verdi: “Faizleri enflasyonun yaklaşık 60 puan altında tutunca kim kazançlı çıkmış böyle? Bankaların son 12 aylık net kârı 5060 milyardan 200 milyar TL'ye vurdu. 'Faiz lobisi' edebiyatına meraklılar iyi bakmalı... İktisat politikası siyasi bir tercih içerir.”

Öte yandan Resmi Gazete'de yayımlanan tebliğe göre; bankaların yabancı para yükümlülüklerine karşılık Merkez Bankası (MB) nezdinde umumi hazır bulunma oranı kapsamında tutacağı TL cinsinden menkul kıymet tesisinde menkul kıymetlerin değeri Merkez Bankası tarafından hesaplanacak. Bankaların yabancı para yükümlülüklerine karşılık MB'de yüzde 3 menkul kıymet tesisi yükümlülükleri bulunuyor.