Eski Ak Parti Milletvekili ve siyasetçi Mehmet Metiner suikastın tek kelimeyle utanç verici olduğunu söyleyen Metiner, bu konuya mezhepçi yaklaşan kişilerin ABD’nin değirmenine su taşıdıklarını belirtti. Metiner sözlerine şöyle devam etti:

“Kasım Süleymani’yi Suriye’de komuta ettiği milis güçlerle beraber yapıp ettiklerini herkesten çok eleştiren biri olarak diyorum ki Süleymani’nin ABD tarafından öldürülmesinden memnuniyet duyanlardan fenası ABD ağzıyla adeta ABD’nin bu saldırısını meşru/haklı görenler, ABD saldırısına tek laf etmeden bu saldırının “haklı gerekçeleri” üzerinden İran’ı hesaba çekenler, yetmezmiş gibi buna bir de mezhepçilik sosu dökenler bilerek veya bilmeyerek ABD değirmenine su taşıyorlar.

Kasım Süleymani sadece Hizbullah, Devrim Muhafızları ve Haşdi Şabi milisleriyle Suriye’de yaptıklarından ibaret biri değildir ki! Suriye’de Türkiye’nin desteklediği ÖSO güçlerine karşı Süleymani’nin komuta ettiği milislerin nasıl acımasız kıyım politikalarına yöneldiği tarafımızdan da şiddetle eleştirilen bir konudur. Lakin Süleymani aynı zamanda Kudüs Gücü Tugayları’nın komutanı olarak Hizbullah’la beraber İsrail’e karşı direnen biridir. Filistinliler Şii olduğu için mi? Hayır! Filistinliler Sünnidirler. Ama Süleymani Sünni Filistinliler için siyonist İsrail rejimine karşı vuruşmuş biridir ve tarihte ilk defa İsrail’e Güney Lübnan’da derin bir hezimet yaşatmış biridir.”

‘ASIL HEDEF TÜRKİYE’

Meseleye ŞiiSünni ekseninde yaklaşmanın doğru olmadığını vurgulayan Metiner şöyle sürdürdü: “ABD’nin büyük oyun planında asıl hedefin Türkiye olduğunu görmeden ‘ABD’nin İran’a kestiği fatura’dan memnuniyet duyduğunu açıklayanlar adına hareket ettiklerini söyledikleri inanç değerleriyle çeliştikleri gibi kendi ülkelerine de zarar veriyorlar. 
Çok açık söylüyorum: Asıl hedef ülke Erdoğan liderliğindeki Türkiye’dir. 15 Temmuz’a rağmen bunu görmeyenler ve unutanlar şunu bilsinler ki İran düşerse Türkiye de düşer. İran’ın bölgede zaman zaman Türkiye düşmanı kimi örgütler ve güçlerle geliştirdiği ilişkiler sır değildir. İran’ın çıkarlarıyla Türkiye’nin çıkarları bu anlamda bazen çatışıyor, bazen de çakışıyor. Çatıştığı yerlerde dostane diyalog yollarıyla sorunu çözmeye çalışıyoruz. Çakıştığı yerlerde de her iki tarafa kazandıran güçlü dayanışma örnekleri ortaya çıkıyor. Astana süreci bunun bir örneğidir. İslamcılığı mezhepçi bir eksene oturtmak, ABD’nin istediği ŞiiSünni çatışmasını körükleyecek söylemler geliştirmek, Süleymani’yi katleden ABD saldırısından memnuniyet duymak İslamcılığın çaktırılmadan tekrar ABD mihverine oturtulması anlamına gelir” diyen Metiner bir kesimin ‘Ak Parti’nin dümenini ABD’ye kırmak istediğini’ söyledi. Ak Parti liderliğinin buna izin vermeyeceğini belirten Metiner “Her şeyin ve her oyunun farkında olan bir Erdoğan aklı var” dedi.

'İRAN'I YALNIZ BIRAKMADIK'

Metiner açıklamalarına şöyle devam etti: “Erdoğan liderliğindeki Türkiye ABD’ye karşı İran’ı hiç bir zaman yalnız bırakmamıştır. ABD’nin safında durarak İran’ı vurma yoluna gitmemiştir. Türkiye, İran’ın Suriye başta olmak üzere Irak vb yerlerde İran’ın mezhepçiliği önceleyen ve Türkiye düşmanlarıyla kendi çıkarları için ilişkilenmeyi zorunlu gören siyasalarını, yüzyüze görüşmelerde eleştiri konusu yapmakla beraber İran’a yönelik ABD ambargosu ve saldırganlığı söz konusu olduğunda İran’ı destekleme yoluna gitmiştir.

“Bu olayda da Sayın Cumhurbaşkanımız atılması gereken adımları atmıştır. İran Cumhurbaşkanı Ruhani ile Irak Cumhurbaşkanı Salih’i arayan Cumhurbaşkanımız söylenmesi gerekenleri söylemiştir. ABD tarafına da gerekli mesajlar iletilmiştir. Türkiye’nin bu konudaki tavrı nettir. Bölgeyi istikrarsızlaştıran yabancı güçlerin derhal bölgeyi terk etmeleri gerektiğine inanıyor Erdoğan hükümeti.

Erdoğan liderliği asla bölgede oluşturulmak istenen ŞiiSünni çatışmasına ve bu eksende İran düşmanlığına dönüştürülecek bir oyun planına asla izin vermez. Zira bilir ki İran düşerse sıra Türkiye’ye gelir. Bu kritik süreçte politikamız ne ABD düşmanlığı ne de İran düşmanlığı eksenindedir. Her iki düşmanlık siyaseti Türkiye’ye kaybettirir. Türkiye dün olduğu gibi bugün de İran’ı desteklenmesi gereken konularda destekler. Türkiye’yi bu tehlikeli süreçte bir tarafın koşulsuz yedeğine düşürmek isteyenler Türkiye’nin dostu değildirler. Vakti zamanı geldiğinde Türkiye’nin tavrını herkes görür. Biz ne inanç değerlerimizden ne de ilkelerimizden ödün veririz.