Kahramanmaraş işgal altında.
Fransız General Guvernörs Andre işgali kutlamak için akşam Maraş'ta bir balo düzenler ve Ermeni kızını dansa davet eder. Fakat Ermeni kızı: "Kaledeki Türk Bayrağı inmedikçe sizinle dans edemem" deyip teklifi geri çevirir.
Bunun üzerine General askerlerine: 'Kaledeki o bez parçasını indirin" diye alçakça bir emir verir.
Ertesi gün yani Cuma günü Maraşlılar kaledeki Türk Bayrağının indirilip yerine Fransız bayrağı dikildiğini görürler.
Halk üzgün ve çaresizdir. Derken Cuma ezanı okunur ve halk ulu camide toplanır.
Sinirler gergin, herkesin morali bozuktur. Caminin İmamı Rıdvan Hoca, Cuma Hutbesi için minbere çıkar ve cemaatin şaşkın bakışları arasında Türk Bayrağını eline alıp şöyle der:
"Ey cemaat, minbere Cuma Hutbesi için çıkmadım bilesiniz. Cuma namazı hür insanlar için farzdır. Kalesinde kendi bayrağı dalgalanmayan bir memlekette Cuma Namazı kılınmaz. Önce
bayrağımızı yeniden dalgalandıralım sonra namazımızı kılalım" der.
Bir anda camide tekbir sesleri yükselir. Halk bu duygu ve cesaretle kaleye hücum eder. Fransız askerleri korkudan ne yapacağını şaşırır ve bayrağımız tekbir sesleriyle yeniden göklere çekilir. Halk o gün Cuma Namazını kalenin burcunda kılar.
Tamamen gerçek ve tarihimizde benzeri olmayan bu olay sayesinde halkın milli bilinci uyanmış
'Silah gücüyle inen bayrağımız, iman gücüyle yeniden dalgalandırılmıştır." ve o büyük imam hutbede o muhteşem sözü söyler;