ABD ziyaretine tepki çoktu.
Halktan da partiden de itirazlar geldi.
“Parti organlarının bilgisi yok” dendi.
Görüşmelerin basından gizlenmesi eleştirildi.
8 saatlik sır…
Yapılan açıklamalar kimseyi ikna etmedi.
Buna CHP’liler de dahil.
“Başörtüsüne yasal güvence” çıkışı…
Arkasından ABD ziyareti…
Seçmende ters tepti.
ŞİMDİ DE İNGİLTERE
Kılıçdaroğlu şimdi de İngiltere’ye gitti.
Ana ekip yine aynı.
Küçük değişiklikler yapmış.
Bazı CHP’lilere göre “kamuflaj” amaçlı.
Tepkilere rağmen yolundan dönmüyor.
ABD’den sonra İngiltere…
Kılıçdaroğlu açık oynuyor.
“Ben Batı’nın adamıyım” mesajı veriyor.
ABD’de olduğu gibi,
Londra’daki görüşmeler de basına kapalı.
Programa konmayan görüşmeler…
Onlar da ayrı…
Yine gece aklına bir şey gelip programını değiştirir mi?
Şu anda bilinmiyor.
BÜYÜK PLANLAR
Kılıçdaroğlu ziyaret öncesi şunları söyledi:
“Türkiye’ye hızla nefes aldırmak ve içinde bulunduğumuz bu derin krizden çıkmak için kendi özgücümüzün yanı sıra 'temiz' yabancı yatırıma ihtiyaç var. Dünyadaki güçlü teknolojik yatırımcıları ve fonları Türkiye’nin potansiyeliyle buluşturmak amacıyla Londra’ya gidiyorum. Temiz para gelirse kirli para gider. Bu para hem halka iner, hem işsizliği bitirir, hem uyuşturucuyu sokaklarımızdan söküp atar. Sürüklendiğimiz kriz girdabının tek çözümü budur.”
Sonra da, “Türkiye için çok büyük planlarım var” dedi.
LONDRA VE TEMİZ PARA
Kılıçdaroğlu’nun temasları Londra’da.
Londra önemli bir yer.
Mafyalaşmış uluslararası sermayenin merkezi.
Dünyanın en büyük tefeciliği orada yapılıyor.
Kılıçdaroğlu’nun sözleri açık.
“Temiz para” için gittiğini söylüyor.
“Kibar Feyzo” filminde Kemal Sunal’ın sözleri…
“Ağam bizimle eğleniy…” deyişi…
Hâlâ gözümün önünde…
Londra ve temiz para…
Yan yana gelmeleri mümkün değil.
Bunu dünyada bilmeyen yok.
Türkiye’yi batıran borçlanmalar…
Büyük çoğunluğu Londra’da gerçekleşti.
Özel sektör ve kamu borçları…
Kısa bir inceleme yeter.
SEÇİMLE YAKINDAN İLGİLİLER
Yüz milyarlarca dolarlık fonlar.
Hepsinin Türkiye’de temsilcileri var.
Yaklaşan seçimleri de yakından izliyorlar.
Anketleri siyasi partiler yaptırır diye bilinir.
Ama bu doğru değil.
En çok anketi yaptıran onlar.
“Önlerini görmek”(!) istiyorlar.
Seçimlere müdahale için de tetikteler.
VAHŞİ KAPİTALİZMLE MÜCADELE
Kılıçdaroğlu ABD’ye giderken konuşmuştu.
“Vahşi kapitalizmle…
Neoliberalizmle” mücadeleden söz etmişti.
ABD’de yaptıkları ortada.
Şimdi Londra’da…
Vahşi kapitalizmin merkezlerinde…
Mücadele hak getire…
Onlardan umut bekler durumda.
Atalarımız, “dil çürük dişe gider” diye boşuna dememişler.
Kılıçdaroğlu aralıkta da Almanya’ya gidecekmiş.
Bakalım dönüşte havaalanında koltuğuna dosyalar sıkıştıracaklar mı?
KASIM SONU
Kılıçdaroğlu sürekli “Kasım sonunu bekleyin” diyor.
Peker tarzı bir propaganda yöntemi.
İngiltere ziyareti öncesi yine tekrarladı.
Gazeteci merakı işte…
CHP’lilere tekrar sordum.
Bir ipucu aradım…
Aldığım yanıt değişmedi:
“Biz bilmiyoruz.
Parti yönetiminde bilen olduğunu da sanmıyoruz.
Belki danışmanlar biliyordur.
Bir de yakınındaki bir iki kişi.
Ama biz çok tedirginiz.
Bu tür beklentilerin sonu hep kötü bitti.
En son başörtüsüne yasal güvence olayı…
‘Akşam saat 21.00’i bekleyin’ demişti.
Olanları gördük.
Aramızda konuşuyoruz.
Partiyi rahatlatacak bir çıkış bekleyen yok.
‘Yine hangi felaketle karşılaşacağız’ kaygısı yaşanıyor.”
Durum bu… İzliyoruz…
Aydınlık
